Hallmark перевод на португальский
98 параллельный перевод
iyi ki yazar degil de oyuncu olmussun çünkü bu konusma resmen Oprah Hallmark R. Kelly rezilligindeydi.
Ainda bem que és actor e não escritor, porque isso foi tipo... Oprah... Hallmark...
İyi ya. Kenickie'nin kartviziti gibi.
Uma marca minha é como um cartão da Hallmark :
Şu Hallmark kartlarından birinden çıkmış gibi.
Parece saída de um postal.
Bu durumu örtbas edecek Hallmark kartları da yoktur.
Não há cartões da Hallmark que cubram esta situação.
Sadece kart satmak için tezgahlanmış başka bir Hallmark tatili.
Isto é apenas mais um feriado criado para se venderem cartões.
Bilirsin, bu Hallmark anlarını bozmaktan nefret ederim.
Sabes, detesto arruinar este momento Hallmark.
"Sana karşı duygularımı bilmiyorum, o yüzden hiç tanımadığım birine bir papel verip benim yerime işi halletsin diye bu küçük Hallmark orospusunu yaptırdım."
"Não sei bem o que sinto, por isso pago um dólar a um estranho qualquer da Hallmark para fazer o trabalho por mim."
O Hallmark tarafından düşmana ait bir ele geçirmede elde edildi ve Disney homojenleştirdi ve parça parça elden sattı.
Foi tomado em uma conquista hostil da Hallmark e da Disney... homogeneizado e vendido, pedacinho por pedacinho.
Hallmark sahnesini geçelim.
Vamos guardar o nosso momento Hallmark.
Ben Matthew Hallmark, Gizli servisten.
Matthew Hallmark, Serviços Secretos.
Hallmark mı?
Hallmark?
Hallmark, Gizli Servis.
Aqui é Hallmark, Agente Secreto.
Ben Hallmark.
Aqui é o Hallmark.
Bende Hallmark.
Sou o Hallmark.
- Hallmark öldü.
- Hallmark está morto.
- Umarım Hallmark'a karşı naziktin.
Espéro que tenhas sido meigo com o Hallmark.
Bu bir tebrik kartı.
- É um cartão do Hallmark!
Vay! Hallmark * teknolojiyi geliştirmiş.
Imagem de alta tecnologia.
Hallmark'ta mı çalışıyorsunuz?
Trabalha para a "Hallmark"?
Hallmark'ta harika bir tatil ama ilk olarak hep aynılar.
Tudo bem, inventado pelo Hallmark, mas é o primeiro à mesma.
- Hallmark gibi bir yere git.
- Ia a uma loja Hallmark ou isso.
- Hallmark'ın elinde hepsi var mıdır?
- A Hallmark tem lá tudo?
Hallmark nerede?
Aonde fica a Hallmark?
Hallmark'ın nerede olduğunu bilmiyorsunuz.
Não sabe onde fica a Hallmark.
Onun hakkındaki Hallmark kartını almadım henüz.
Não comprei o postal comemorativo disso.
Oraya gittiğimizde ne görmeyi umduğumu bilmiyorum... ama Hallmark karton evi, ya da şöminedeki resimleri değil, ya da arka bahçedeki barbeküyü değil.
Não do que estava à espera de ver quando fomos lá... mas não foi a biblioteca, ou as fotos por cima da lareira, ou o churrasco no jardim.
İntikam en büyük tebrik kartı olsa gerek.
A vingança pode ser o melhor cartão do Hallmark.
Ruh eşleri sadece filmlerde ve eczanelerdeki uyuşturucularla beraber vardır.
lá vai ele. " As almas gémeas só existem na Hallmark.
İçki içmiş gibi davranmasına ya da filmlere inanmasına gerek yoktu.
Sem esperança à Hallmark, nem mínimo de duas bebidas.
"Aldattığım için pişmanım" kartları çıkana kadar, evet.
Se a Hallmark não fizer um postal "Desculpa ter-te enganado".
Hallmark etkileyici bir potansiyele, sahip olduğunu söyledi.
A Hallmark disse que tinha potencial, o que é bastante bom.
Sadece bu hafta, ama öyle sanıyorum Hallmark üzerindeki gölgeyi kaldıracak.
Apenas um esta semana, mas acho que vai terminar a minha má sorte com a Hallmark.
Senelerdir materyallerimi bastırmak için uğraşıyorum am Hallmark çok çetin ceviz.
Tenho tentado publicar a minha cena durante anos mas a Hallmark é dura de roer.
- Hallmark mı?
- Hallmark?
- Hallmark'dan bir mektup.
- Uma carta da Hallmark.
Tüm "Kaybınız için üzgünüm" şeyi biraz üniversiteli işaretiydi fakat herşeyi düzeltebilirsin. Eğer orada olmak istemiyorsan binlerce bahane vardır.
Aquilo do "Lamento a sua perda" foi um pouco "Hallmark", mas que se lixe, estás a tornar-te prometedor.
- Hallmark okuma kardı gibi tehlikeli birşeye bırakmışsın kendini
Estás a parecer muito como uma carta ridícula de amor.
- Hershey's and Hallmark.
- A Hershey's e Hallmark.
Birileri "Hershey's and Hallmark" ın çalışmasını sağlamalı.
Alguém tem de dar dinheiro às grandes superfícies.
Bu saçmalıkları bırak.
Deixa-te dessas tretas tipo Hallmark.
Hallmark'ın "yanlış adamla evlenmediğiniz için tebrikler" diye bir kartı yok.
A Hallmark não faz um postal tipo "parabéns, não te casaste com o homem errado".
Altı ay önce, TV izlerken biraz duygulandım...
Há seis meses atrás, fiquei um pouco sentimental a ver TV... Anúncios da Hallmark.
İşaretlere dikkat et diyen bir kart yapmıyorlar.
Eles não fazem um "lamento que o vosso treinador tenha sido esmagado, por um" placard de 2 Tons. da Hallmark ".
Her şeyiyle doğru boyutta olan milyonlarca Hallmark kartları kadar iyiydi.
Foi tão bom como um milhão de cartões da Hallmark, todos com os envelopes do tamanho certo.
Ben sadece bu adamın altı yaşındaki kızına Noelin... cumhuriyetçilerin kapitalist komplosu için... Hallmark şirketi tarafından hazırlanmış bir şey olduğunu söyleyen adamla aynı adam... olduğuna inanamıyorum. Ve, eğer İsa bugün hayatta olsaydı...
Não consigo acreditar que este seja o mesmo homem... que disse à sua filha de 6 anos... que o Natal era uma conspiração capitalista republicana... criada pela empresa Hallmark... e que se Jesus estivesse vivo hoje... estaria na Nicarágua comandando os sandinistas.
Hallmark aracılığı ile iletişim kuruyoruz.
Comunicamos sobretudo por cartões.
Siktir! Hallmark kartı ya da yabancı bir rock grubunun şarkı sözlerini isteseydim çarşıya giderdim Bay Barnell!
Foda-se, se eu quisesse um cartão da Hallmark ou a letra de uma balada dos Foreigner,
Hallmark belasının seni aldatmasına izin verme.
Não te deixes enganar pela tretas do canal Hallmark.
- Son dakikada haber veriyorum ama elimde bir Hallmark HF var. - Merhaba Adam.
- Olá, Adam.
Hallmark'a layık bir an daha.
Mais um momento de rara beleza.
HaIImark'dan gelmiş.
É da Hallmark.