Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ H ] / Hartum

Hartum перевод на португальский

89 параллельный перевод
HARTUM KAYBEDİLDİ.
"A QUEDA DE KARTOUN"
Hartum'da öldürüldü.
Foi assassinado em Kartoun.
On sene önce... General Gordon, Hartum'da öldürülmüş... ve İngiliz ordusu işlenen suçun cezasını veremeden...
Há dez anos atrás, o general Gordon foi assassinado em Khartoum.
KITCHENER HARTUM'U ALDI
"KITCHENER TOMA KARTOUM"
Gazete! Hartum yeniden ele geçirildi! Gazete!
- Khartoum foi retomada!
Hartum'u aldık mı?
Tomámos Khartoum?
Kitchener ve Hartum'daki görkemli askerlerine.
Pelo Kitchener e pelos seus rapazes em Khartoum.
- "2 Eylül, Hartum." - Güzel.
- Khartoum, 2 de Setembro.
Hartum'un öyküsü ise yenidir, bir asırdan daha az.
A história de Khartum é recente, tem menos de cem anos.
Mısır 10.000 kişilik kiralık bir ordu topladı. Ve başlarında onlara komutanlık eden uzman bir ingiliz asker ile, Nil'in 2575 km yukarsına Hartum'a yolladı.
O Egipto juntou um exército de 10.000 homens e arranjou um soldado inglês para os comandar, e mandou-os 2.600 km Nilo acima até Khartum e depois para o deserto para destruir o Mahdi.
Hartum'dan daha yeni geldi.
Acabou de chegar de Khartum.
Hartum'dan kaynaklanan bu raporlar doğru mu?
As notícias de Khartum, são verdadeiras?
Ayaklanmayı ele alıp Mısırlıların kapasitesini değerlendirmek için Hartum'a gittim.
Fui lá para avaliar a capacidade de os Egípcios conterem a revolta.
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
E o que será do Egipto se o Mahdi conquistar Khartum e o seu arsenal?
Yarın İskoçya da majestelerine önereceğim. bu yerine getirmemiz gereken Mısır'a olan yükümlülüğümüzdür, Hartum'da ki tüm Mısırlıları boşaltmakta.
Vou sugerir amanhã a Sua Majestade que as nossas obrigações serão cumpridas evacuando todos os egípcios de Khartum.
Sadece bir sopa taşıyarak Çin İmparatorluk ordusunu zafere taşıyan adam. Gordon'u Hartum'a yolla. - Ordusuz?
Conduziu os exércitos do imperador da China à vitória só com uma bengala.
Hartum'a yollayın ve topraklarımızın bir ucundan diğer ucuna dek takdir edilin.
Mande-o para Khartum e será aplaudido de Land's End a Inverness.
Onu tek başına Hartum'a gönderirseniz basitçe başarısız olur.
Se agora o mandarmos a Khartum sozinho, vai fracassar.
Eğer Gordon'u Hartum'a yollarsak - Gordon, bir ulusal kahraman - başarısız olur, sonra suç onun üzerine kalır, hükümetin üzerine değil?
Será que percebi bem? Se mandarmos Gordon a Khartum, Gordon, um herói nacional, e ele falhar, então a culpa vai ser dele, e não do governo?
Ama kabul ediyorum Hartum az bir veballe kaderine terk edilemez.
Mas Khartum não pode ser deixada à sua sorte sem se fazer um gesto.
- Sudan'a gitmen, Hartum'un boşaltılmasında bulunmak ve ardında barış ve düzeni sağlayarak ayrılmandır.
- Vai ao Sudão, supervisionar a evacuação e fazer o que puder para restaurar a ordem.
Hartum'a seni yolluyorsam numara yapacağını, emirleri dinlemeyeceğini biliyorum, ve bir takım mistik zorunluluk adı altında sadece kendini ortaya çıkaracağını, ve bu hükümeti bulaştırmak için elinden gelenin en iyisini yapacağınıda biliyorum.
Se eu o enviar, vai pregar partidas, desobedecer às ordens, e em nome de uma necessidade mística qualquer vai fazer tudo para envolver o governo naquilo até às orelhas.
Görevlerim Hartum'u boşaltmak ve geride düzen bırakarak çekilmek.
- Era. As minhas ordens são para evacuar Khartum e restabelecer a ordem.
Plan yapmadan Hartum'a gidemem.
Não posso ir para Khartum sem um plano.
General Gordon Hidiv'in genel valisi olarak Hartum'a gidiyor.
O general Gordon vai para Khartum como governador geral.
Hartum'dan tüm Mısırlıları boşaltmak dışında hiç bir yetkim yok.
Só tenho autoridade para evacuar todos os egípcios de Khartum.
Benimle Hartum'a gelip ellerimden Sudan'ı kabul edecek misin?
Quer vir comigo a Khartum e aceitar o Sudão das minhas mãos?
Nil'den Hartum'a çıkacağım.
O que pode agora fazer? Subir o Nilo até Khartum.
Onun esas kuvvetleri Hartum'un ötesinde mi? Evet, efendim.
E que o grosso das suas forças está para lá de Khartum?
Eğer hükümet Hartum'dan kuzeye 650 km boyunca nehrin iki yanında ki Mehdi'ye bağlı kabilelerin şimdiye kadar silahlandırıldıklarını bilseydi... - Beni göndermezlerdi.
Se o governo soubesse que haveria tribos Mahdistas armadas a 650 km a norte de Khartum...
Bay Frank Power, Majestelerinin Hartum konsolosu.
O Sr. F. Power, Cônsul de Sua Majestade em Khartum.
Gordon. Kutsal kişi, onu dün Hartum da gördük.
Santidade, vimo-lo ontem em Khartum.
Ama Hartum'u tahliye emriyle geldiğinize göre, Sudan'ın huzuru sizi daha fazla meşgul etmeyecektir.
Mas desde que voltaste com instruções para evacuar Khartum, a paz no Sudão, felizmente, já não te diz respeito.
Sizin Hartum'u ilgilendiren talimatlarınız nelerdir?
Quais são as tuas ordens em relação a Khartum?
Hartum camisinde ibadet ederken.
Lhe prestasse culto na mesquita de Khartum.
Ama Hartum'u hastalık sefalaet ve ölüme terkedip ayrılırsam...
Mas se for para deixar Khartum à doença e à desgraça, à morte...
Gordon Paşa, peygamberin, Allah'ın iyiliği üzerine olsun, Hartum'da ki camide dua ederken bana emir verdiğine inanıyor musun? Hayır.
Acreditas que o profeta, bendito seja, me ordenou que rezasse apenas na mesquita de Khartum?
Mısır bana karşı, ve bu yüzdem Mısırlılar Hartum'da kalmalı. Kan içinde alacağım.
O Egipto está contra mim, e por isso os egípcios têm de ficar em Khartum.
Eğer Hartum kurban edilirse, bütün islam titreyecek ve boyun eğecek ve barışın hüküm sürdüğü her yerde ki camilerde dua edeceğim. Ve milyonlarca hayat kurtulmuş olacak.
Se Khartum for sacrificada, todo o Islão tremerá e se inclinará, e seguirei em paz para todas as mesquitas onde irei rezar.
Hartum'u kuşatma niyetinde.
Está a planear cercar Khartum.
Ama Hartum'da 35.000 insan var.
Mas há 35.000 pessoas em Khartum.
Hayvanları ve tahılları Hartum'a götürünceye dek bir süre burada kalacağız.
Vamos aguentá-los enquanto vocês levam o gado e o trigo até Khartum.
"Hemen Hartum'dan ayrılın, efendim."
"Deixe Khartum já."
Anlayın, efendim, Hartum'un ölmesine izin verilirse,
Bem vê, se deixarem Khartum morrer,
Şunu belirtmek zorundayım ki Hartum da Nil'in alçalması Burada Kahire'dekinden iki ay daha önce olur. ve Nil'in seviyesi yeterince düştüğünde Hartum savunmasız kalacak.
O que quero dizer é que a descida do Nilo em Khartum tem lugar dois meses antes daqui no Cairo, e quando o Nilo tiver baixado, Khartum ficará sem defesas.
Gordon'u Hartum'a yolla.
Mandem o Gordon para Khartum.
Hartum'un dışında hala 13 bin Mısırlı var.
Há ainda 13.000 egípcios para evacuar de Khartum.
Hartum'da ki herkes rıhtımda olmalı.
- Extraordinário.
Mısırlılar Hartum'da kalmalı.
Os egípcios têm de ficar em Khartum.
Bu Hartum'da nasıl olur.
É isto que vai acontecer em Khartum.
Sürüyü Hartum'a ulaştırmak zorundasın.
Leve a cavalaria, mas não se desvie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]