Hudson перевод на португальский
1,415 параллельный перевод
Bay Hudson'u nöbetçi asistana mı şutluyorsun?
Por acaso não estás a passar o Sr Hudson para o médico de chamada? - Sim.
Bay Hudson'un odasının yakınlarında önemli bir işim var. Kafamı uzatıp, öleceğini kendisine söylerim.
tenho coisas para fazer que me vão fazer passar pelo quarto do Sr Hudson apareço de repente e digo-lhe que vai morrer
Akşam yemeği ve bedavaya vermek arasında zamanın olursa, lütfen Bay Hudson'un eşini ve çocukların arayıp, onlara şeyi anlatır mısın?
Mas se tiveres um momento livre entre refeições e "dá-la de borla" se pudesses ligar á mulher e filhos do Mr Hudson e contar-lhes, tu sabes, da morte.
Kate Hudson'ın çalışanlarıyla üzücü bir konuşma yaptım.
Tive uma conferência telefónica muito perturbadora com a gente da Kate Hudson.
Hudson Tıpta öğrenci.
Estudante de Medicina em Hudson.
Hudson mu? Eyaletteki en iyi tıp fakültelerinden biridir.
Hudson, é a melhor faculdade de Medicina do estado.
Hudson'dakiler en iyileri ve en zekileridir.
Hudson tem os melhores e mais inteligentes. Ela podia ter tudo.
Hudson'a hoş geldin.
Bem-vinda a Hudson.
En yakını Jersey'de, Hudson County.
O mais próximo é um caso em Jersey, Distrito de Hudson.
Oraya ve Hudson'a fazladan bot gönderdik.
Mandámos mais barcos para lá e para o Hudson.
Hudson Reed.
Hudson Reed.
Ben Hudson Reed, ve oda ben.
- Eu como o Hudson Reed e ele como eu.
Benim Hudson olma sıram ne zaman gelecek?
- Quando chegará a minha vez de ser o Hudson?
Seni yeni Hudson'sın.
És o novo Hudson.
Şimdi kalkıyorsun ve Hudson'ın kıçına tekmeyi basıyorsun!
- Levanta-te e dá-lhe uma coça! - Estás a envergonhar-me!
Hudson, kıçını yerden kaldır.
Hudson! Tira cú do campo! Tira o cú do campo!
Lanet olsun Hudson, kıçını yerden kaldır diyorum.
Foda-se! Hudson, tira o teu cú do meu jogo!
Ümitsiziz Bayan Munson.
Homens desesperados, Sra. Hudson.
Tebrikler, Hudson Lisesi 2004 Mezunları.
Parabéns, turma finalista de Hudson de 2004.
Charles ve Nina'yla İtalya'ya uçtum. Orada Rock Hudson ve Sandra Dee'yle bir film çekecektim.
Voei para Itália com o Charlie e a Nina para fazer um filme com o Rock Hudson e a Sandra Dee.
Rock Hudson harika.
- O Rock Hudson é astro.
Keşke Rock Hudson'a biraz daha ilgi gösterseydin.
Queria que te tivesse investido no Rock Hudson.
Rock Hudson çok iyi bir adam anne. Ama ona aşık değilim.
O Rock Hudson é um homem bom, Mãe, mas não estou apaixonada por ele.
Benim Hudson.
Isto ê o rio Hudson.
Rock Hudson'u tamamen unutur.
la esquecer-se logo do Rock Hudson.
Uzman Joseph Hudson, 585650287.
Especialista Joseph Hudson, 585650287.
Hudson seninle ilgilenmemi söyledi.
Judson disse-me para cuidar de ti.
Deniz Kuvvetleri'ni ara Hudson.
Chame os marines, Hudson.
Yanlış anlama Hudson ama sen...
Não te ofendas Hudson mas és...
Okul, Hudson'da "High Point Avenue" nün köşesinde.
A escola fica em Hudson, mesmo abaixo da Avenida Highpoint.
Kendime ekuri arıyordum, seni Hudson'dan 2 kere aradım.
Liguei-te duas vezes, precisava de um parceiro.
- Paul Lynde Helen Reddy, Hudson Kardeşler Paskalya Özel Yayını'yla karşınızda! Misafir yıldızları Willie Tyler, Lester ve Nadia Comaneci'yle beraber!
É o Especial de Páscoa Paul Lynde, Helen Reddy e Hudson Brothers, com os convidados especiais Willie Tyler e Lester e Nadia Comaneci.
Ama tek bir şartla. Hudson Süitlerinde değil.
- Mas nada de suites de hotel.
Batı Yakası'ndaki Hudson Süitleri'nde. Tony, oraya git.
É o Hudson Suites, no Westside.
Hudson Vadisi.
O Vale do Hudson.
Melissa'nın oda arkadaşıydım ama çok fazla konuşmazdık.
UNIVERSIDADE DE HUDSON Eu era colega de quarto da Melissa, mas não falávamos muito.
Tamam, Hudson'a sür, şehrin dışındaki kampüs, Waverly Hall'a.
Vai à universidade. Ao Waverly Hall.
Hudson Caddesi'ndeki üçlü cinayeti peki? Ray Cole'un en iyi işiydi.
E o triplo homicídio no clube nocturno, na Hudson Street, foi uma amostra do Ray Cole no seu melhor.
Dört gün sonra, Hudson nehrinde kıyıya vurmuş.
Deu à costa no Rio Hudson quatro dias depois.
Hudson Nehrine vurmuş.
Deu à costa no Rio Hudson.
Hudson nehrinde yüzüyordu.
Acabámos de a tirar do Hudson.
Batı yan otoban yolundan sürüp, onu Hudson nehrine attım.
Percorri a Auto-estrada de West Side e atirei-o ao Rio Hudson.
Hudson Nehri'nde hayır.
No Hudson não.
Telefonum Hudson Nehri'ne düştü.
Deixei cair o telefone ao rio.
Karel Delacourt Hudson.
Karel Delacourt Hudson.
- Elimde değil. Bağımlısı oldum.
Se vou passar duas horas a ver a Kate Hudson a suicidar-se,
- Ama iki saat boyunca oturup Kate Hudson'ın intihar edişini yeniden seyredeceksem Hint yemeği de sipariş ederiz.
- pedimos comida indiana. - Vá lá. Quando vimos o Ed Wood pedimos hambúrgueres, como querias.
Kendimi tanıştırmama izin verin benim adım Hudson Migel.
Permita-me que me apresente, o meu nome é Hudson McGail.
Peki ya Rock Hudson?
- Uou!
Harika vakit geçirdik.
- E sobre o Rock Hudson?
Hudson!
Hudson!