Ihmal перевод на португальский
1,321 параллельный перевод
Emniyet kurallarına göre bir ihmal tespit edersek Bina Emniyet Komisyonu'na bildirilecektir.
Se encontrarmos vestígios de negligência na segurança, informaremos imediatamente a comissão de segurança do edifício.
Diane, ben hiç bir zaman Danny'yi ihmal etmedim.
Diane, eu nunca deixei mal o Danny, nunca.
Ve Lenvinthal'in dersinde dipnotları okumayı ihmal etme. Bir çok sınav sorusu oradan çıkar.
E para o Levinthal, certifica-te que lês as notas de rodapé, porque é daí que ele tira muitas das questões para o exame dele.
Arkadaşın Bernard kamerası için izin almayı ihmal etti o yüzden o kanıt kabul edilmez.
O seu amigo Bernard esqueceu-se de arranjar um mandado para a escuta que colocou, pelo que a prova dele é inadmissível.
Sol elini ihmal etmemeli.
Ela não deve sobretudo deixar de praticar com a mão esquerda.
Senin yüzünden sürekli buralarda dolaşıyor ve derslerini ihmal ediyor.
Mas desde que anda contigo, ela chumba nos testes e não vai às aulas.
Bir seferinde ihmal ettiğim bir sıyrığım vardı.
Uma vez eu tive um rapapé que eu ignorei.
Bir komutan olarak görevimi ihmal ettim.
Violei o meu dever enquanto oficial no comando.
" Görevi ihmal etmek.
" Negligência no dever.
Kayıtlarıma göre, son üç aşı için rapor vermeyi ihmal ettiniz.
De acordo com meus registros, evitou as últimas 3 injeções.
Biraz ihmal, biraz da faullü oynama.
Uma brincadeira parva, alguma negligência.
Hala, kızı ihmal ediyorum.
Mesmo assim, eu a ignorei.
Kızı taciz etmiyorlar, suç olacak şekilde onu ihmal etmiyorlar. - Onu sevmiyorlar. - Ne?
Então, dê-lhe o seu apoio, mas, aos olhos da Lei, o Joe é responsável pelos seus actos.
Uzun süredir ihmal edilen bu nehir kıyısı, 2003'e kadar evler, film stüdyoları ve parklarla canlanacak.
No ano 2003, nesta frente ribeirinha há muito esquecida, abundarão os blocos de apartamentos, estúdios cinematográficos e parques públicos.
Görevimi ihmal ettim.
Eu fui negligente em meus deveres.
Ve önceki ayarlamanın her iki taraf tarafından da ihmal edildiğini kabul ediyoruz.
E admitimos que o acordo anterior foi ignorado por ambos os lados.
ihmal etmene izin veremem.
À farmácia para te reabasteceres de medicamento para a herpes labial?
Ama önceden uyarayım, sadece aptal bir gerzek tanık olduğunuz gösterilerde bütün güvenlik önlemlerini almayı ihmal edebilir.
Mas aviso-vos já : só um idiota não tomaria medidas de segurança para efectuar as proezas que vão ver.
Profesör Xavier'ın size anlatmayı ihmal ettiği bir şey.
Uma coisa que o professor Xavier negligenciou dizer-te.
Görevlerini ihmal ediyorsun.
Esqueces as tuas tarefas.
En çok değer vermem gereken şeyleri ihmal ettim.
Eu abandono as coisas que deveria ter dado mais valor.
Alyansı çıkarıyorum çünkü seni nasıl ihmal ettiğimi hatırlatıyor.
Eu tiro a aliança porque só me faz lembrar o quanto falhei contigo.
"Böylece ihmal... bizim yandaşımız olur."
"Para que... a negligência se torne. .. nossa aliada".
Çocuklarınızı asla ihmal etmez, dövmezsiniz.
Nunca negligenciaria e abusaria dos seus filhos.
- Hayatının aşkı olduğum gerçeğini ihmal edebilir - Bana bir hayranıymışım gibi davranabilirdi.
Ela podia ter ignorado o facto de eu ser o amor da vida dela e ter-me tratado como fã dela.
Ama tam onlardan bekleneceği gibi, bir şeyi söylemeyi ihmal etmişlerdi.
Contudo, como era habitual, esqueceram-se de me dizer uma coisa.
Birilerinin kolladığını ihmal eden biriyim.
Eu só quero desprezar as pessoas que os outros admiram.
NE zaman bir hata yapsan sıkışıyorum, bebek, kendimi ihmal edilmiş hissediyorum.
- Quando te enganas, eu é que me lixo.
- Şimdi de seni ihmal ediyorum.
- E agora negligencio-te.
Bar 3 haftadır kapalı. Çocuklar komşuda, diğer tarafı ihmal ettim.
O bar está fechado há três semanas, os miúdos estão com a vizinha e a este não tenho ligado nenhuma.
En başından beri onu hep ihmal ediyordu.
Ele ignorou-a completamente desde o nascimento.
Annene itaatsizlik ettin... kardeşinin kötü yola düşmesine yol açtın... yükümlülüklerini ihmal edip Jiangnan'a gittin.
Desobedeceste a tua mãe... Aliciaste a tua irmã real a sair do seu caminho... Abandonaste os teus deveres e foste para Jiangnan.
Dürüst, çalışkan Amerikalılar... ihmal ediliyor çünkü hükümetimiz... bu ülkenin vatandaşı bile olmayan... bir grup insanın anayasal haklarına daha çok önem veriyor.
De americanos trabalhadores que são negligenciados e tratados injustamente porque o governo se preocupa mais com os direitos constitucionais de pessoas que não são cidadãos legítimos deste país!
Sistemin kendilerini ihmal ettiğini... hisseden insanlar öfkelerini böyle dışa vuruyorlar.
É uma atitude de raiva de gente que se sente negligenciada e desprezada pelo sistema. Exacto.
Finn, avcıyı göreve çağırırken ona hedefimizi bildirmeyi nasıI ihmal edersin? - Ben de merak ediyorum.
Também queria saber.
Bana onu ihmal ettiğim anlatmaya çalışıyordu.
Não parava de dizer que só a ignorava.
Bu gibi büyük suçlarda görev ihmal edildiği takdirde, sadece subaylara uygulanan kurallarla yolculuğumuza 83 kişi olarak başlamıştık.
Mas, para ofensas mais sérias, abandono do serviço, conduta imprópria para um oficial... Começámos com 83 tripulantes a bordo.
Hıyarın teki olduğu için onu ihmal ettim.
Eu negligenciei-o porque ele era um idiota ;
- Nedeni ihmal olabilir.
Pode ter sido isso.
Seni ihmal ettiysem özür dilerim.
Porque és fantástica. Desculpa se te negligenciei.
Seni ihmal ettiğim zamanı telafi etmek istedim.
Pensei em começar a compensar o tempo perdido.
Herhalde delinin teki, ama kontrol etmezsem ihmal etmiş olurdum.
Provavelmente é mais um excêntrico, mas seria negligência não verificar.
Ve Jackie'ye göre öpüşmesi normalmiş, çünkü onu işim yüzünden ihmal etmişim.
E ela acha que não há problema tê-lo beijado, porque a tenho ignorado por causa do trabalho.
Michael, Jackie'yi ihmal etmiş, o da başka biriyle öpüşmüş.
O Michael ignorou a Jackie e ela beijou outro rapaz.
Bu kızı salak işi yüzünden ihmal etmiş.
Ele ignorou-a por um estúpido trabalho.
Ben seni araba için ihmal ettim!
Eu ignorei-te por um carro!
Taciz yok diyor. Sadece ihmal.
Não havia abuso, diz ela.
Fark etmez. Zaten ailesini ihmal eden çalışan bir iş kadını olarak damgalandım.
Já sou o exemplo público da mulher de carreira... que negligencia a família.
İhmal ile adam öldürmekten.
De homicídio negligente.
İhmal edildiğini hissediyor olamaz.
Não me digas que ele se sente negligenciado.
Dün gece, uyumadan önce meditasyon yapmayı ihmal ettim.
Ontem à noite, não meditei antes de dormir.