Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ I ] / Ikna

Ikna перевод на португальский

14,000 параллельный перевод
Casuslarından birisini Washington'ı hayatı pahasına engellemeye ikna etmiş.
Ele persuadiu um dos espiões a sacrificar a sua humanidade para sabotar o Washington.
Doğurması için onu ikna etmemiz gerek.
Precisamos de convencê-la a ficar com ele.
Sonra da kardeşini ikna edeceğiz.
Depois vamos tratar da tua irmã.
Ona çok ikna edici bir teklif yapacağım.
É mesmo fantástico, não? Se o diz.
Çok ikna edici bir konuşma.
Um discurso muito persuasivo.
Bunkoo için... Tamam ikna oldum.
Por Bunkoo estou convencido.
Seni o korkunç emlak işine ikna eden oydu sonuçta..... seni ligde tehlike bölgesinden çıkabilmek için bir yıl ekstra oynattı.
Ele é que te convenceu a arriscar naquele mau negócio de imobiliário e obrigou-te a jogar mais um ano só para não teres dívidas.
Kasabada ikna edemediğim tek cadı sendin.
Foste a única bruxa da cidade que eu não consegui que me obedecesse.
Gerçekten kendini ikna ettin.
Tu realmente superaste-te.
Eğer nedenini bilirsem, belki.. .. daha iyi bir yol olduğuna ikna edebilirim onları.
Se soubesse o motivo, talvez os pudesse convencer que há uma alternativa.
Ve bunu durduracaksak.. onları daha iyi bir yol olduğuna ikna etmeliyiz.
Se queremos impedi-lo, temos de convencer os Antepassados de que há uma alternativa.
- Evet. Genellikle ses tonun ve tehditlerin daha ikna edici olur.
As tuas piadas e ameaças costumam ser mais convincentes.
- Bir kez daha ikna etmeye çalışalım bakalım.
Vou ordenar-Ihe que se renda, mais uma vez.
Ve beni esrar içmeye ikna ettin çünkü seksin daha iyi olacağını söyledin.
E convenceste-me a fumar um "charro"... porque disseste que o sexo seria melhor.
Bence bu olanlardan sonra ikna etmemize gerek bile kalmayacak.
Acho que depois disto, ele vai comê-la nas nossas mãos.
Valentine kendini bir ilişki yaşadığımıza ikna etmişti.
O Valentine convenceu-se de que tínhamos um caso.
Afili bir elbise giymeye ikna ettin zaten.
Já me convenceste a usar um vestido chique.
Pyeongyang'daki aptalları ikna etmeliyim ama delilim yok.
Tenho que convencer os idiotas em Pionguiangue, mas a prova não está lá.
Bence onu ikna edebilirim.
Eu acho que o consigo convencer.
Seni gerçek olduklarına ikna etmeye çalışıyorlarsa?
A tentarem convencer-te de que são reais?
Pekala, bu pek ikna edici değildi, değil mi?
Não fui convincente, pois não?
Biraz ikna etmem gerekti.
Demorou um pouco a convencê-lo.
- Claire seni o şekilde ikna etmedi mi?
- A Claire não te convenceu assim?
Birch'ü ikna etmelisin.
Tens de convencer o Birch.
Michael Corrigan kendini asmadan önce de böyle mi ikna etmeye çalışmıştınız?
Foi assim que tentou convencer o Michael Corrigan? Antes de se enforcar?
Yıllarca kendimi her şeyin bir sebepten dolayı olduğuna kaderimizde beraber olmak yazılmadığına ikna etmeye çalıştım.
Passei anos a tentar convencer-me de que as coisas acontecem por um motivo, que eu e tu não estávamos destinados.
Bölge savcısı Reyes'i, Nelson ve Murdock isimlerini kara listesinden silmeye ikna edeceğim.
Convenço a procuradora Reyes a riscar os nomes Nelson e Murdock da lista negra dela.
Ben hâlâ bu belgelerin ne olduğu ve bu davayla bir alakalarının olup olmadığı konusunda ikna olmadım.
Não creio que estes documentos, sejam eles quais forem, sejam relevantes para este julgamento.
İzninizle şu anki avukatının aksine Bay Castle'ı yardım edeceğimize ikna etmeye devam edeceğiz.
Por isso, se nos der licença, vamos continuar a convencer o Sr. Castle de que, ao contrário do atual advogado dele, podemos mesmo ajudá-lo.
Beni tekrar denemeye değeceğine ikna etmeye mi çalışacaksın?
Vais tentar convencer-me de que vale a pena tentar de novo?
Seni ikna etmemmi istedin mi?
Querias que te convencesse?
Sadece jürinin onun buna inandığına ve her gün tekrar yaşadığına ikna olması gerek.
Só temos de convencer o júri de que ele acredita nela e a revive todos os dias.
- Ne yapmaya ikna etti?
- E convenceu-o de quê?
Tabii ya, seni bize yardım etmen için ikna etmeye çalışıyordum.
Agora, onde ia eu? Certo. A convencer-te a ajudar-nos.
-... ikna edebilirsek?
- está a vir de outro lugar.
Nihayet ikna olacak mısın?
Isso quer dizer que finalmente estás a acreditar?
Anthony Paolucci ile saatlerdir suç duyurusunda bulunmaması için ikna etmeye çalıştığımı göz önüne alırsak.
Considerando que passei as últimas duas horas a convencer o Anthony Paolucci a não apresentar queixa.
Birini alçak bir davranışa ikna etmeye var mıyım?
Se estou apto para encorajar alguém a cometer um acto nefasto?
Karısı onu Dr. Shaw'un terapisini denemesi için ikna etmiş.
A esposa dele convenceu-o a fazer terapia com o dr. Shaw.
Üst kademedekileri ilk tercihimi kabul etmeye ikna ettim.
Sim, convenci os superiores a dar-me a minha primeira escolha.
Çocuğa yardım edilmesi lazım. Teslim olmaya ikna edilmeli.
O rapaz precisa de ser ajudado, convencido a entregar-se.
Belki Connor'ı teslim olmaya ikna ediyordur.
Talvez ele esteja a tentar fazer com que o Connor se entregue.
- Çok ikna edici olabiliyorum.
Posso ser muito persuasiva.
Çünkü onu dinleyeceğine ikna ettim.
Porquê?
İkna olsalar bile biz onların formalite ve sorularıyla uğraşırken Hive her ne planlıyorsa gerçekleştirmiş olacak.
Mesmo se os conseguisse convencer... até que conseguíssemos lidarmos com todas as perguntas e burocracia deles... o que quer que o Colmeia estivesse a planear já estaria feito.
İkna edici ve aptalca. Tüm politikacı konuşmaları gibi diyebilirim.
Persuasivo e estúpido, posso acrescentar, como qualquer discurso de um político.
- İkna etmen gereken ben değilim.
Não sou eu que tem de ser convencida. Claro.
- Senin gibi biri... - İkna edici. - Peki.
- Certo.
Çok çetin bir kadındır, Claire. İkna kabiliyeti de güçlüdür.
Ela é uma mulher formidável, Claire, e muito persuasiva.
İkna kabiliyetim oldukça güçlüdür.
Consigo ser bastante persuasivo com as pessoas.
Dostum, Lucy'yi sevdiğini biliyorum. İkna etmene gerek yok, anlıyorum.
Ouve, meu, eu sei que tu gostas da Lucy, e não tens que me convencer, eu entendo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]