Indo перевод на португальский
5,943 параллельный перевод
Seni Chris ile gördüğüm zaman, iyi olduğuna sevindim.
Quando vi você com o Chris, fiquei feliz em ver que você está indo bem.
Meksika yolunun güney sınırı.
"Ao Sul da fronteira", "indo para o México",
Çocuk geceleri bile sokakta oynuyor, para almaya geliyor, bisiklet sürüyor.
O menino brinca a noite toda, indo e voltando dos brinquedos.
Ben neşenizi bozuyorum.
- Acho que vou indo. Só estou a chatear-vos, por isso...
- Chance Harbor'a gidiyor.
- Está indo para Chance Harbor.
Neden Adam'ı benimle konuşmadığın hâlde benimle gittiğini söyledin?
Por que disse ao Adam que já estava indo comigo quando não o estava?
Bir yere mi gidiyorsun?
Indo numa viagem?
Bir kere parktan kuzeydoğuya doğru gittim.
Dei três voltas ao quarteirão, uma através do parque, indo em direcção a nordeste.
"Gürcistan'da sapa bir yoldan aşağıya, başıboş dolanırım." Gürcistan?
Depois diz "Indo numa estrada poeirenta da Geórgia", Geórgia?
Neyse, kapatsam iyi olacak, hoşça kal.
Seja como for, é melhor ir indo. Adeusinho!
Benim gitmem lazım. - Yardımın için çok sağ ol.
Eu devia ir indo.
Özellikle gerçek suç işlerinin peşine düşerseniz mesela grafiticiler, soyguncular.
Principalmente quando se envolve com a criminalidade, indo atrás de pintores de paredes e ladrões.
Demek bu yüzden güneye gittiler.
É por isso que estão indo para o sul...
Gidin haydi.
Vai indo à frente.
Dava nasıl gidiyor? Gerçeğin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
E como está indo o caso?
- Neyse biz çıkalım o halde.
- Então é melhor irmos indo.
E o zaman rahat rahat çıkalım acele etmeyelim.
Então temos tempo. Sem pressa. Vá indo.
İyi misin?
Ele vai indo?
Sürekli otel ve ev arasında mekik dokuyorum.
Acha que está funcionando ficar indo da casa para o hotel?
- Tüm bunları yaşayan ilk insan senmişsin gibi hissediyorsun, biliyorum, ama iyi iş çıkarıyorsun.
- Sei que acha que é a primeira a passar por tudo isso, mas está indo muito bem.
Çok hızlısın!
Está indo rápido demais!
60. yoldan kuzeye FDR yoluna gidiyoruz.
Indo para norte na avenida Roosevelt com a 60ª.
Kuzeye gitmeye devam etsinler.
Óptimo! Diz-lhe para continuar indo para norte!
Evet, hemen geliyorum.
Estou indo.
Hiçbir yere gitmiyor olsak bile yine de denizde yol alıyorduk.
Ainda que não estivéssemos indo a lugar nenhum, ainda estávamos navegando.
Kitap raporum hakkında konuşmak için okula gidiyorduk. Birden uykuya daldı, araba yoldan çıktı.
Estávamos indo à escola e falando do meu boletim, e ela simplesmente dormiu e largou o volante.
Ben gidiyorum.
Estou indo.
Fiji'ye gitmek üzere uçağa bindim ve yanımdaki koltukta sen yoktun.
Quando eu estava no avião, indo para Fiji, - e você não foi...
- İyi de gitmedin bile.
- Você acabou não indo!
Sanırım, Kuzeydoğu 1156, 600. rota üzerinde.
Nordeste 1156 indo para 600, câmbio.
Okula mı gideceğiz?
Indo para a escola?
Gitsem iyi olur.
É melhor ir indo.
Birbirimizin hayatını, yaşayışını anlardık.
A gente indo trabalhar juntas. Não, mãe, não é legal. O que aconteceu?
Patty, daha önce sana bahsetmek istemediğim... fakat komitedeki arkadaşlarımızın... sürekli konuştuğu bir şey var.
- Tenho que ir, Roger. Você não quer ser vista assim, Patty. Fez sua reputação indo atrás de valentões, e está querendo esmagar um mosquito.
Kahretsin!
Para onde ele está indo? Porra!
Oraya geliyoruz.
Estamos indo para aí.
Ben de tam bir kafeye gidecektim.
Eu estava indo para o café.
- Nereye gittiğini söylemeyecek misin?
E você não vai mesmo me dizer para onde está indo?
Gidiyorsun.
- Você está indo.
- Nereye gidiyorsun?
- Para onde está indo?
Senin yüzünden iflas edeceğim. bu, 3 hafta içinde beşinci kazanışın. Bir kerecik de ben kazansam?
Estou indo à falência por causa de você, este é o quinto desafio em 3 semanas, por uma vez, você não pode completar um desafio?
Meera amcam deli gibi seni arıyor,
Vamos indo a tia Meera está olhando para você
Bence 4chan'in ilgi çekici yönü, Sahip olduğu serbest alan, kısıtlanmamış tazelik, ve böyle siteler şu an dinazorlar gibi.
O que acho mais intrigante sobre o 4chan, é esse lugar aberto, cru, sem filtros, e sites como esses estão indo no caminho dos dinossauros.
Tehlikedeler, çünkü sosyal ağa karşı hareket ediyoruz, kalıcı kimliğe karşı hareket ediyoruz, gizliliğin olmamasına karşı hareket ediyoruz.
Eles estão em perigo, porque estamos indo na direcção das redes sociais, em direcção a real identidade, em direcção a real falta de privacidade.
Merhabaa, Nasıl gidiyor?
Como é que isso vai indo?
Gidiyor işte.
- Vou indo.
Gitsek iyi olur.
É melhor irmos indo.
Hemen geliyorum.
Estou indo.
- Beyler, nasıl gidiyor?
- Como estão indo aí?
Bu ne lan?
Alguns amigos meus estavam indo muito além.
Birazdan oradayım Lee.
Estou indo, Lee.