Irkçı перевод на португальский
519 параллельный перевод
Irkçı mısın?
- Porquê?
Irkçı ayaklanmada beraberdik, önderimiz sendin, ben de seni korumaya çalışıyordum.
Tu estavas numa manifestação. Fugiste, para salvar o teu pescoço.
1938'de, Il Duce'nin ( Benito Mussolini ) Faşist Hükümeti Italyan Yahudileri'ne, sözde "Irkçı Kanunlar" ı uyguluyordu.
Benito Mussolini 286.8 ) } aplicou as chamadas " leis raciais 290 ) } contra os judeus italianos.
- Irkçı.
- Racista.
Irkçı...
Racista. Salomon, racista?
- Irkçılık şakaları yapma.
- As piadas étnicas são proibidas.
"Irkçı düşünceler." Hassiktir!
Ele chutou. "Observações racistas." Caralho!
Irkçı pezevenk ne olacak.
Maldita puta puritana.
Irkçı, İngiliz bir adamın elinden zorla almadığımız bir şeyi bize verme ihtimali ne ki?
Que hipótese é que um racista inglês nos deu... que não a tenhamos arrancado das suas mãos?
Irkçılığa son!
Fim ao apartheid!
Irkçı? Evet.
Você é racista, racista!
Irkçı söylemlerde bulunmak yasak.
Termos racistas são proibidos.
Irkçı olan Chappie'yle ben miyiz?
Quem é racista? Eu e o Chappie?
Irkçı, Yahudi düşmanı, puştun teki.
É um racista, anti-semita e sacana.
Irkçı mı?
Racista...?
Ben ırkçı değilim. Irkçılıkla ilgili hiçbir yolla ilgim yok.
Eu não sou um racista,..... e eu não subscrevo para qualquer ofthe doutrinas ofracism.
Irkçılık, yakın akraba evliliği, kız kardeşiyle yatmak burada.
Isto é a terra do Ku Klux Klan, eles dormem com as irmãs.
Irkçı olduğunu biliyordum.
Eu sabia que era racista!
Irkçılık anlamında siyah olduğumu 16 yaşıma kadar bilmedim.
Nunca soube que era negro, dessa maneira racista, até vir para cá.
- Irkçı falan değil!
- Não ê racista.
Irkçılıkla alakası yok.
Não, não é uma questão racial.
Günün haberi : Irkçılık yeniden alevlendi. Williamsburg'da, oralı olmayan iki beyaz iş adamı... bir lokantanın dışında vuruldu.
O principal do noticiário de hoje são outra vez as tensões raciais... desta vez em Williamsburg, onde dois homens de negócios brancos... vindos de fora da cidade, foram mortos a tiro junto dum restaurante... no seu carro foram pintadas palavras racistas com um spray.
Irkçılık ve gerilim tırmanırken... polis emniyetinde ifade verdikten sonra çıkan... Williamsburg cinayeti zanlılarını... New York'lular ilk kez gördü.
Enquanto aumenta o receio das tensões raciais... os nova-iorquinos viram pela primeira vez os suspeitos... dos homicídios brutais de Williamsburg esta tarde... logo após serem presos na central da polícia.
Irkçılık hakkındaki fikirlerin gerçekten etkileyici.
O teu ponto de vista quanto aos problemas raciais é fascinante.
Irkçılık karşıtları.
Uma manifestação Anti-Apartheid.
Zenciler için hayatın zor olduğunu biliyorum. Irkçılık, işsizlik, aile sorunları çok zor.
Eu sei que a vida é dura para vocês pretos com tanto racismo, desemprego, e famílias de pais solteiros...
– Irkçı! Mükemmel yemek yapıyor.
Lindamente!
Irkçı beyaz değilim!
Não sou pela supremacia branca.
- Irkçısın değil mi?
- É um pacóvio racista.
Irkçı Byron De La Beckwith duruşmasında, tanıkların 4 gündür dinlenmesinin ardından, savcılık bundan önceki iki duruşmada olduğu gibi, temsil edildi.
Depois de 4 dias de testemunhos no julgamento do supremacista branco Beckwith, o procurador apresentou a mesma prova que foi apresentada nos 2 julgamentos originais.
Irkçılığın sona ermesi.
O fim do apartheid.
Irkçı kotalar yüzünden işinden atılmış bir aile babası.
Um pai de família, demitido por questões raciais.
Irkçılarla ilgili bölümleri de.
Quero depoimentos sobre as questões raciais.
Irkçılık sana maluliyet ödemesi hakkı verecek bir hastalık diyorsun.
Está a dizer que o racismo é uma doença, para poder receber uma pensão de invalidez?
Irkçı olduğunu itiraf ettiği için cezalandırıldı.
Ele foi castigado por admitir que era racista.
Irkçılık tanınmış bir maluliyet değil.
O racismo não é reconhecido como uma incapacidade.
Irkçılık özürdür diyen psikiyatrist mi bu?
É o psiquiatra que diz que o racismo é uma incapacidade?
Irkçılığın o departmanda bir hastalık olabileceği fikrini temsil ediyorum.
Defendo a ideia de que o racismo pode ser uma doença naquele departamento.
Irkçı olduğuma karar verivereyim emeliliğimi erkene alayım " demekten.
Direi que sou racista e receberei uma reforma antecipada. "
Irkçı polislerden üzerimize düşen payı almış olabiliriz ama asla onları savunmayacağız.
Podemos ter polícias racistas, mas jamais pediremos desculpas por eles.
Irkçı müzik gruplarını destekler, yorumlar yazar. Ve boş kalırsa gazetelere de ırkçı yazılar yazar.
Promove bandas de brancos, escreve críticas, e nos tempos livres ainda escreve artigos racistas.
Irkçı filozof Alfred Rosenberg'le birlikte Hess de önemli gruplardan biri olan Thule Derneği'nin destekçisiydi.
Com o filósofo racista Alfred Rosenberg, Hess era membro de um dos mais proeminentes grupos, a Sociedade Thule, que procurava activamente o messias germânico, e se dedicava à reanimação da suposta raça superior ariana.
Irkçı esprileri hiç sevmem.
Eu não aprecio piadas racistas!
Irkçılık martavalı okuma bana.
Não me venhas com essa conversa racista, rapaz.
Koca, anne, evlat, avukat, doktor... pizzacı, Baptist, Yahudi... Müslüman, İtalyan, İrlandalı, Irkçı, Siyah... beyaz, sarı, erkek, kadın.
Marido, mãe, filho, advogado, médico... repartidor de pizzas, batista, judio... muçulmano, italiano, irlandês, cristão, negro... branco, amarelo, homem, mulher.
- Sanırım, biraz ırkçısınız. Irkçı mı?
Que o senhor talvez seja um pouco racista.
Irkçı!
Racista!
- Irkçı söylemler bunlar.
Comentários racistas são um ultraje!
Irkçı mısınız siz?
Não estamos na África!
- Irkçı mı?
- Racista?
Irkçılıkla dolu bir dava. Bu ırkçılık da polisten ve savcılıktan kaynaklanıyordu. Gerçeği biliyorlardı.
Uma atmosfera de grande tensão racial, alimentada pela Polícia e Procuradoria,... que, conhecendo a verdade e a minaram, distorceram, subverteram e destruíram, para condenar um inocente.