Iyidir перевод на португальский
11,109 параллельный перевод
- Aa-hmm. Bu bizim yapılmış olabilir herhangi bir tasarımcı ilaç daha iyidir.
Isto é melhor que qualquer droga sintética que pudéssemos fazer.
Eminim iyidir biridir. Ama "Sen harikasın! O dersleri alışın yok mu hele!"
"És fantástica, a forma como tu tens aulas."
Belki de böylesi daha iyidir.
Talvez seja melhor assim.
Oh, bilirsin... Lyman aslında iyidir.
Sabes, o Lyman tem algo de bom nele.
Hayır hayır, iyidir o, iyidir.
- Não, ele está perfeitamente bem.
Baykuşlar iyidir.
As corujas são fixes.
Doğru anı bekliyordum ama arkadaşlarına aslında olduğun kişi olmadığını söylemek için hangi zaman iyidir ki?
Andava à procura da melhor oportunidade, mas... quando é que é uma boa altura para dizer aos nossos amigos que não somos quem eles pensavam que somos?
Senin ölmenden iyidir.
Antes ele que tu.
Hayatını kaybetmekten iyidir.
É melhor que perder a vida.
- Evet, böyle konularda iyidir.
Ela é mesmo boa.
Uğramalısınız çocuklar, belki ders falan alırsınız. Güven için iyidir. Ya da en azından bir gösteriye gelin.
Deviam vir, fazer uma aula, é bom para a confiança, ou pelo menos assistam a um espectáculo...
Sanırım bir yavru zebra hiç yoktan iyidir.
Acho que um bebé zebra é melhor que nenhum.
Bir lider ancak seçtiği savaşçılar kadar iyidir.
Um líder é tão bom quanto seus guerreiros escolhidos.
Benim makalem zayıf aklının üretebileceği her şeyden daha iyidir Brodfard!
O meu trabalho supera tudo o que possa sair do teu cérebro de treta, Brodfard!
Umarım yazma yeteneğin sol kroşenden iyidir Neumann.
Espero que a tua escrita seja melhor do que o gancho esquerdo, Neumann.
Umarım iyidir. Niye öyle diyorsun ki?
Porque diz isso?
- Kan izleri bulmaktan iyidir.
É melhor do que encontrar manchas de sangue.
Gayet iyidir.
É bom.
Sebzeler, sabaha başlamak için neden iyidir bilir misiniz?
Sabes porque os legumes são uma boa maneira de começar o dia?
- Mağazadaki adam iyidir dedi.
O tipo da loja disse que é boa.
Çeneniz güzel veya kemikli değilse bile şu anki halinizden daha iyidir emin olun.
Se não tem queixo ou é queixo em bico, é melhor do que têm agora.
Umarım işinde iyidir.
Ok, mas é melhor ela ser boa.
- Creswell'de tavuk ayıklamaktan iyidir.
É melhor do que cortar galinhas em Creswell.
Bolca resim çek, fazla olması az gelmesinden iyidir.
Tira muitas fotografias. É melhor ter a mais do que a menos. Qual é a desculpa dela para estar lá?
Tabii birlikte hızlı öğlen yemeği, hiç yememekten iyidir.
Claro. Um almoço rápido juntos é melhor do que nada, não é?
- Hiç yoktan iyidir.
É melhor do que zero.
O aslında bu işte bayağı iyidir.
Ele é muito bom.
Arada bir selam durmak zorunda kalsan da, bence okyanusun dibini boylatacak dizelli, çürük çarık tekneyi almaktan iyidir.
Terás de fazer continência e alguém de vez em quando, mas é melhor do que comprar um velho barco a gasóleo que te levará ao fundo do mar.
Taraf değiştirenler her zaman gerçek olamayacak kadar iyidir. Bazıları gerçektir, geri kalanları da bize yıllarca hedef saptırmak için yollanan ikili ajanlardır.
Uns são reais, o resto são agentes duplos designados para fazer-nos andar em círculos ano após ano.
Cinayetten iyidir.
Ao menos é melhor do que homicídio.
- Lafın kısası, bizim cihazın görüşü iyidir.
Basicamente, o nosso programa vê bem.
Beş dakikalık plan hiç yoktan iyidir.
É melhor do que nada.
Üzülmektense tedbirli olmak iyidir.
Bem, é melhor prevenir do que remediar.
- Şişe iyidir.
- Garrafa está bom.
"Aşık olup kaybetmek, hiç aşık olmamaktan iyidir."
"É melhor ter amado e perdido, do que nunca ter amado de todo."
- Evet, rutin iyidir.
- Rotina é óptimo.
Komite önünde yıpramasından iyidir.
É melhor agora do que no Comité.
Bebeğimizin yüzüne duman üflemekten iyidir.
É melhor do que mandar fumo para a cara do nosso bebé.
- Gayet iyidir. Kendisi kampçı olmadığı için geriliyor.
O Mitchell está nervoso porque ele não é do tipo de acampar.
Senin ifadenin yarısı kadarsa iyidir.
Se for metade da que tens estampada no teu...
Karen ve Micah bensiz daha iyidir.
Talvez a Karen e o Micah fiquem melhor sem mim.
Bazı tuvaller diğerlerinden daha iyidir.
Sabes, alguns quadros são melhores que outros.
Jack hep "Bir parça bilgi iyi bahşişten iyidir." derdi.
O Jack dizia sempre, "Um pouco de conhecimento, é melhor que uma dica."
Hazır kıyafetler iyidir hoştur ama gerçek bir terzi için benim yerime gelmelisin.
O retalho é bom, mas para alta costura, tens de ir ao meu hotel.
Ama unutulmuş oteller bazı şeyler için hâlâ iyidir.
Mas os hotéis esquecidos ainda servem para alguma coisa.
Bir insan verdiği söz kadar iyidir.
Um homem é tão honrado quanto a sua palavra.
Kuyruğu açıklamaya çalışmaktan iyidir.
Acho que é melhor do que tentar explicar uma cauda.
Belki de Doktor haklıdır, belki burada kalman daha iyidir.
Talvez o Doutor tenha razão, talvez seja melhor ficarmos aqui.
Ama bana kalırsa, iğrenç bir gelecek bile hiç gelecek olmamasından iyidir.
Mas como eu o estou a ver até um futuro qualquer é melhor que não ter nenhum!
İyidir bu.
É boa.
Açık bırakmamak her zaman iyidir.
- É sempre bom ser-se minucioso.