Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ J ] / Janklow

Janklow перевод на португальский

47 параллельный перевод
Amerika Birleşik Devletleri'nde 290 milyon insan varken sana geldi.
Novak e Janklow não disseram uma palavra desde que foram capturados. O... O que está a sugerir?
Bay Janklow bu akşam geliyor.
Sr. Janklows vem hoje á noite.
Janklow! Arroyo! Katılın!
Janklow, Arroyo, venham aqui!
Kampus doktoru Fox, senin Bölüklerin Lideri olduğunu söyledi, Er Janklow.
Comandante Fox disse que você era líder de esquadrão, Cadete Janklow.
Evet, Komutanım, Bölük Lideri Janklow.
Sim senhor, Líder Janklow!
- Janklow bilgisayarda ne yapıyordu?
O que Janklow estava a fazer naquele computador?
Janklow ya da diğerleri nerede bilmiyorum.
Não sei o que Janklow e os outros tipos estavam a fazer. Eu juro, senhora.
Laboratuar teknisyenlerinden Janklow'un bilgisayarda kullandığı komutları çözmesini istemiştim.
Eu pedi para um de nossos técnicos do laboratório decifrar o comando que Janklow usou no computador.
Arkadaşlarım da yardım etmeye çalıştılar, ama sadece bu yazılımı görebiliyorduk.
Alguns amigos tentaram ajudar, mas... tudo que conseguíamos era o spyware, Então chamei o Líder do Esquadrão, Janklow.
Bay Dalton da orada mıydı?
Janklow chamou-o porque ele é bom com computadores.
Janklow, onu da çağırdı, çünkü bilgisayar bilgisi kuvvetlidir. Bay Dalton, bazı komutlar girdi ve o ses duyulmaya başladı.
O sr. Dalton introduziu alguns comandos, e então o som começou.
Virüs sinyali görünürse Janklow da ortaya çıkar.
A biblioteca está protegida, caso Janklow apareça.
Er Brian Janklow.
Um cadete, Brian Janklow.
Janklow kaçırdığımız bir telefon fişini bulmadan önce onu bulmalıyız.
Temos que encontrar Janklow antes que ele ache uma tomada que perdemos.
Janklow, bilgisayar odasında Fox'a yakalanınca onu buraya atmış olmalı.
Janklow deve tê-lo arrastado até aí após Fox pegá-lo no laboratório de computação.
Janklow, binanın içinde, ama uzun sürmeyebilir. Gücü kesin.
Janklow está no prédio, mas talvez não por muito.
- Bölük Lideri Janklow, efendim.
Líder do Esquadrão Janklow, senhor.
- Janklow, çok hasta.
Janklow está muito doente.
Janklow son zamanlarda nasıl davranıyordu?
Como o Janklow anda a agir ultimamente?
Weymouth Akademisi'nde federal bir uyuşturucu araştırması vardı, Bay Janklow.
Houve uma investigação de drogas na Academia Weymouth Academy, Sr. Janklow.
Novak ve Janklow, yakalandıklanndan beri tek kelime etmediler.
Novak e Janklow não disseram uma palavra desde que foram capturados.
Belki de Er Janklow gibi dolaylı yoldan maruz kaldı.
Talvez ele foi afectado indirectamente como o Cadete Janklow.
Brian Janklow'un tüm anılarına ve bilgilerine sahipsin.
Você tem toda as memórias e sabedoria de Brian Janklow antes da infecção.
Elbette. Adım Brian Janklow.
Sou Brian Janklow,
Janklow besleniyor ve tıbbi yardım görüyor.
Janklow é alimentado corretamente e tem atenção médica regular.
Janklow sonunda konuştu.
Janklow finalmente falou.
Sonra da Janklow ve Sanford'ı serbest bırakmış.
Ele libertou Janklow e Sanford. Está bem.
Danny çok iyi bir dövüşçüydü daha da iyi bir adam.
Danny era um óptimo lutador, e uma pessoa ainda melhor. Sou Victor Janklow.
Victor Janklow ve Craig Mangold eski denizciler.
Victor Janklow e Craig Mangold são fuzileiros reformados.
Hepsi Irak'ta görevdeyken Janklow onların birlik çavuşuydu.
Janklow foi Sargento do pelotão quando serviram juntos no Iraque.
Çavuş Janklow'un birliğindeki herkes iyi denizciydi.
Todos os homens do pelotão do Sargento Janklow são bons fuzileiros.
Çavuş Janklow bunu bilseydi, asla izin vermezdi.
Se o Sargento Janklow sabia, nunca demonstrou.
- Janklow, seninle konuşmam lazım, şimdi!
Janklow, preciso falar contigo, agora!
Janklow ve Mangold ofiste birbirlerine girdiler.
Janklow e Mangold acabaram de discutir no escritório.
Janklow onunla birlikte.
Janklow está com ele.
Janklow içeri geri döndü.
Janklow voltou para dentro.
Janklow'un görev kayıtlarını hazırla.
- Sim? Arranja os registos de trabalho de Janklow.
Janklow Fallujah'taki tuzakta yaralanmamış.
Janklow não foi ferido na emboscada de Falujah.
Eğer adamları Davis'in dul yapıcı olduğunu düşündülerse Janklow da öyle düşünmüştür.
Se os homens pensavam que Davis deixava as mulheres viúvas, podes apostar que Janklow também pensava da mesma maneira.
- Janklow hariç herkes. Sam'i uyarın.
- Toda a gente menos Janklow.
Janklow onu ve Zuna'yı öldürdü. Hemen oradan çık.
Janklow matou Mangold e Zuna.
Janklow, Zuna'ya heparin enjekte etti,
Janklow injectou heparina em Zuna.
Mangold, Davis'i sıradakinin o olduğu konusunda uyarmaya çalıştı. Janklow onu takip etti ve öldürdü.
Mangold tentou avisar o Davis que podia vir a ser o próximo mas Janklow seguiu-o e matou-o.
Janklow.
Janklow.
O yüzden, Bölük Lideri Janklow'u çağırdım.
O Sr. Dalton estava lá?
Janklow onu aldı.
Janklow levou-o.
Janklow'u belirledik! Efendim, silahlı!
Acabei de ver Janklow.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]