Kaput перевод на португальский
145 параллельный перевод
- Doğru! Adanın batısındaki bütün telefonlar kaput, Fendall.
Todos os telefones do lado ocidental estão desligados, Fendall.
Ama telefonlar kaput. Hepsi kaput!
Mas os telefones estão todos desligados!
Kaput tamam, Bayan Fine.
Está tudo em ordem, Sra. Fine.
Kaput.
Kaputt ".
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
Não tem madeira suficiente e telas das velas para fazer 150 capas para Volkswagen?
Beceremezsen, gebereceksin.
Se tu não "fick"... Tu Kaput!
Ölüm.
Kaput.
Kaput.
Kaput.
Çörekleri almıştık, sonra Cilacı kaputun üzerine çıkmıştı, anadan doğma kolları açık, kaput aksesuarı gibi poz vermişti!
Fomos buscar os donuts, e o Waxer estava em cima do capot, completamente nu... - Era eu que ia a guiar.
- Kırık kaput süsü.
- Logotipo da capota partido.
Yüzbaşı Kavalier! K ile yazılıyor değil mi? Tıpkı kaput gibi.
Capitão Kavalier, com um k de kaputt ( fim )?
Ve, benim ufaklığa lastik bir kaput geçirerek... ben boşalınca hamile kalmamanı garanti altına alabilirim.
E por usar uma borrachinha no meu coiso, podia estar certo que quando me viesse, tu não serias fecundada.
Burnun kaput. Gözlerin farlar. Ağzın benzin tankı, yakıtın da sosisli.
O teu nariz é a dianteira, os olhos são os faróis, a boca é o depósito e o cachorro é o combustível.
Yok mu oldun?
Está kaput?
Kaput süsü olarak yaşamayı hiç düşündün mü?
Já pensaste em ganhar a vida como adorno de capô?
Okuluna gidip, hayat bilgisi ödevini gördük hani "Brezilya, kaput ve güneş ülkesi" olanı.
Vimos o teu trabalho de estudos sociais. Sabes aquele : "Brasil, Terra da Borracha e do Sol."
Kaput.
Está kaput.
Kaput.
Oh, kaput.
- Kaput.
- Kaput.
Kaput!
Kaput!
Tank kaput.
Tanque kaput.
Birkaç tane kaput alayım bari.
Quero investir em protecção. Vá.
Onun kaput kullandığını bilmiyordum.
Não sabia que o teu pai as usava.
Kaput olduk.
Somos um só...
- Kalbim kaput oldu.
- Problemas de coração.
Kaput yanıyor.
O capôt parece queimado.
Kaput, seni ahmak!
É o capôt, seu idiota!
Kaput medusa, yemek borusu şişmesi, basur, siroz, splenomegali.
Dilatação das veias periumbilicais, hemorróidas, ascite, esplenomegalia.
- Sanırım bitti.
Kaput. Morto como um prego numa porta.
- Ön kaput çöktü ve kanlandı.
- A grelha está partida e suja.
Pekala kaput.
- Abra o capô.
Bitti.
Kaput.
Özgürlük anıtı kaput.
A Estátua da Liberdade foi ao ar.
"Özgürlük anıtı kaput."
"A Estátua da Liberdade foi ao ar."
Bu, güzelim, bir cins kaput
Isso, é um diafragma.
Arabalardan kaput aksesuarları çalarken yakalanmıştı.
- Esteve. Foi apanhado a roubar acessórios de carros.
B planın bir fışkırmada kaput olmak üzere. Ne dediğimi anlamışsındır.
É melhor correres, querida, ou o teu plano B arruinado batida, se sabes do que estou a falar.
Kaput bu.
A capota é ali.
Uçak düştü.
- Avião kaput.
Kaput. - Başka görev yok mu?
Acabou, entendeste.
Ne demek bu? O zaman neden ödünç kaput almaya geldin,... eğer yemekten sonra evine gittiyse?
Então por que você veio me pedir um preservativo...
Çirkin ucube Baban kaput taksaydı be
Feio como o caraças Os teus pais deviam usar "camisa"
Sovyetler Birliği işi mahvetti.
União Soviética kaput.
Seni kaput heykelciği olarak kullanmaya kalktı, Xander.
Ela tentou usar-te como ornamento de madeira, Xander.
Kaput kolu.
A alavanca do capô.
Mandal dağılmış, demek ki bomba patladığında kaput kapalıydı.
O trinco rebentou todo. O que quer dizer que o capô estava fechado quando a bomba explodiu.
Kaput zaten kapalıydı. Neyse ki sen sadece perşembe geceleri çalışıyordun. Küçük planın için epey zaman ve uğraşmak gerekiyordu.
Felizmente para si, só trabalha às quintas à noite porque o seu planozinho deu bastante trabalho, não foi?
Almanya'nın işi bitti.
Kaput.
Bitmek, herkes gitmek, kahvaltı bitik.
- Já não há. Kaput.
Kaput.
Ninharias!
Her şey bitti! Bitti!
Está "kaput"!