Keane перевод на португальский
306 параллельный перевод
Bay Anthony Keane'i tanıyor musunuz?
- Conhece o Sr. Anthony Keane?
- Bitti diye düşün, Keane.
- Pense bem nisso, Keane.
Bayan Paradine, size Bay Keane'i tanıtayım.
Sra. Paradine, apresento-Ihe o meu colega, o Sr. Keane.
Bay Keane sizi sanık sandalyesine koyar mı bilmiyorum ama eğer yaparsa- -
Não sei se o Sr. Keane a chamará a testemunhar. Mas se chamar...
Sizi tekrar ne zaman görebilirim, Bay Keane?
Quando é que o voltarei a ver, Sr. Keane?
Gidelim, Keane.
Vamos, Keane.
Keane iyi bir avukat, bunu unutmaz.
O Keane é um advogado demasiado bom para se esquecer disso.
Bazen ne kadar iyi olduğunuza şaşırıyorum, Keane.
Às vezes pergunto-me até que ponto é mesmo bom, Keane.
Hadi, hadi. Keane o kadar da duygusal değil.
Ora, o Keane não é assim tão emotivo!
Senin için endişelendiğimi anladın, Keane.
Keane, isto é apenas porque me preocupo consigo.
Sevgilim, Bence Keane ve Simmie senin yeşim taşlarını görmek ister.
Querida, decerto que o Keane e o Simmy gostavam de ver o teu jade.
Söyleyin bana, Bayan Keane.
Diga-me, Sra. Keane...
Keane, sanırım karınız benden bıktı.
Keane, acho que a sua mulher se fartou de mim.
Siz saklayamayız dediniz.
O senhor é que disse que não as podemos esconder, Sr. Keane.
Aklında ne var, Keane?
O que tem em mente, Keane?
Keane, uşağı intihar olayına dahil etme fikrinden vazgeçti.
Acho que o Keane desistiu da ideia de implicar o criado no suicídio.
Anthony Keane'in maceraları ilginç bir hâl aldı.
As aventuras do Anthony Keane são muito mais interessantes.
Keane bunu bulabilecek mi diye merak ediyorum.
Pergunto-me se ele poderá ter descoberto que...
Keşke Anthony Keane ile bir saat evli kalsaydım.
Gostava de ser casada com o Anthony Keane só por uma hora.
Sadece bir tane Anthony Keane var.
Só há um Anthony Keane.
Demek bunun için buradasınız. Ben de merak ediyordum.
Então foi isso que o trouxe cá, Sr. Keane.
- Kiralamak mı, Bay Keane?
- Em alugar a casa, Sr. Keane?
Burada beklerseniz Bay Keane, panjurları açacağım da.
Espere aqui, Sr. Keane. Vou abrir as cortinas.
- Bu kadar yeter, Bay Keane.
- Já basta, Sr. Keane.
Her durumda Gay ve Tony Keane'in küçük aşkı sonsuza kadar sona erecekti.
Mas, de qualquer forma, o romance entre Gay e Tony Keane teria terminado para sempre.
Merhaba Baker, Bayan Keane evde mi?
- olá, Baker. A Sra. Keane está?
Bu noktanın açıkça konuşulmasını istedim, Bay Keane.
Queria esclarecer este ponto, Sr. Keane.
Sorunuz konu ile ilgili olmalı, Bay Keane. Açıklayın lütfen.
A sua pergunta pode ser relevante, Sr. Keane, mas a sua relevância é uma coisa que me escapa.
Bay Keane, sorunuz nedir?
Sr. Keane, qual é a pergunta?
Bay Keane, bir dakika lütfen.
Sr. Keane, um momento, por favor.
Bence Bay Keane, bu ara vermek için çok uygun bir fırsat.
E acho, Sr. Keane, que este é o momento certo para interromper.
Keane! Keane!
Keane, Keane!
Bay Keane, bu ilk defa olmuyor. Siz daha önce de mahkeme salonlarında aşırı duygusal bir atmosfer oluşturmuştunuz.
Sr. Keane, quero recordar-Ihe não é primeira vez que é responsável por criar um clima demasiado emotivo em tribunal.
Bay Keane, bu davada hakimin yetkilerini kullanmak konusunda çok meraklısınız.
- Sr. Keane, parece ansioso por usurpar os deveres de juiz neste caso.
Araya girmeye meraklı değilim.
Gostaria de não voltar a interferir, Sr. Keane.
Benimle ağız dalaşı yapmayın, Bay Keane.
- Não discuta comigo, Sr. Keane.
Bay Keane, geç oluyor ve çok zor bir oturum oldu.
Sr. Keane, já está tarde e tivemos uma sessão muito exaustiva.
Sizden rica etmek zorundayım, Bay Keane, avukatın sözünü kesmeyin.
Devo pedi-Ihe, Sr. Keane, que não interrompa o promotor. Eu intervirei se achar necessário.
Ve nerede olduklarını hatırlamalarını istiyorum.
O júri não terá em conta as declarações do Sr. Joseph e do Sr. Keane e tudo o que acabaram de ouvir.
Bunların hiçbiri kanıt değildi. Bay Keane, durumunuzu düşünmek üzere bir ara ister misiniz?
Sr. Keane, deseja pedir um adiamento, para poder considerar a sua posição?
Tanığa sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı, Bay Keane?
Quer perguntar mais alguma coisa à testemunha, Sr. Keane?
Size söyleyecek başka bir şeyim yok, Bay Keane.
- Não tenho mais nada a dizer-Ihe, Sr. Keane.
Önemli bir davaydı. Bay Keane'in performansına konsantre olmuştum.
Era importante que eu me concentrasse no desempenho do Sr. Keane.
Gerçek Keane.
É divino.
Keane'den de iyi.
É divino. Não... Não, é mais que divino.
Lorna. Lorna Keane.
Lorna Keane.
Sağımdaki Ben Keane, Solunuzdaki is Sam Walden.
Há minha direita Ben Keane, Há sua esquerda Sam Waldon.
Bay Keane, eğer siz para için yetki vermezseniz, bunu ona ben kendim vereceğim.
Se não me autorizar o dinheiro, eu mesma lhe vou dar.
Ve Keane'e bundan bahsetme, tamam mı?
E não digas nada ao keane sobre isto, esta bem?
Bay Keane...
- Sr. Keane...
Oh, bu Keane.
- Achei que ias gostar.