Kereviz перевод на португальский
155 параллельный перевод
Baharatlı deniz çorbası içinde siyah arpa şehriye ve kereviz püresi görüyorsun.
Vês orzo preto, num caldo de frutos do mar, com puré de aipo-rábano.
Gazoz ya da kereviz tonik değil, gerçek şampanya.
Nem soda, nem tônica. É champanhe de verdade.
Kereviz, Bayan Bradford?
Aipo, Sra. Bradford?
- Kereviz çorbası ve biftek...
É especial. - Sopa de aipo e alcatra...
Bu kereviz yeterince sıcak, sağ olun Senatör Muskie.
Estou quente neste talo de aipo, obrigada, senador Muskie.
- Kereviz sodası.
- Bebo sumo de aipo.
- Kereviz sodası mı?
- Sumo de aipo?
Ayakkabından kereviz sodası içeceğim.
Vou beber sumo de aipo do seu sapato.
Bana biraz kereviz sodası ver.
Dá-me um sumo de aipo.
- Kereviz sodası.
- Sumo de aipo.
Hala kereviz sodasıyla sarhoş oluyor musun?
Ainda te embebedas com sumo de aipo?
Kızarmış biftek ve kereviz kadın ve erkek gibiler.
Rabo de boi com aipo é como o homem com a mulher.
Kereviz ete girdi mi tam süper oluyor!
Se o boi levantar a cauda e lhe enfiarem o aipo, ainda fica melhor.
- Kereviz, uyuşturucu için değil, içki içindir.
O aipo não é droga é para comer com molhos.
- Kereviz yedim.
- Come um bocado de aipo.
Kereviz, elma, ceviz, üzüm!
Leva aipo, maçã, nozes e uvas!
Kereviz, elma, ceviz, üzüm!
- Leva aipo, maçã, nozes e uvas! - Certo.
Kereviz yok, üzüm yok.
Não há aipo, não há uvas...
Kereviz cephesinde ise...
Quanto ao aipo...
Uçuş başlığı ve taze kereviz için de vakit olacak mı?
Haverá tempo para o capacete voador e para o aipo húmido?
Mayonezi bol olsun ama kereviz koymasınlar.
Muita mayonnaise e nada de legumes.
Kaba sıvası henüz vurulmuş yeni evler, çiçek ve sebzelerin yetiştiği küçük bahçelerle çevrilmişti. Gül fidanları lahanalara, aslanağızları pırasalara, kereviz dağ lalelerine karışıyordu.
As novas casas, com reboque ainda fresco, estavam cercadas de hortas, onde variedades cresciam alinhadas os legumes e as flores, couves e roseiras, alho e bocas-de-lobo, aipos e anêmonas.
Gelmek ister misin? İki sap kereviz.
Dois caules de aipo.
Kereviz.
Aipo.
- Kereviz.
- Aipo.
Sarımsak, soğan, yeşil biber, kereviz domuz midesi...
Cebolas, pimenta verde, aipo, tripas de porco...
Ayrıca kereviz değil, kuşkonmaz.
E é espargo, e não aipo.
- Domates, kereviz.
Vais ficar bem.
Lifli diyetleri, biraz ısırgan otu ve deve dikeni karışımı, biraz kaz otu, bambu ve yabani kereviz içerir.
A sua dieta base inclui uma mistura amarga e picante de cardos, urtigas, amor-de-hortelão, bambu e plantas aquáticas.
Mantar sapı ve kabuğu, soğan, kereviz.
Feito com cogumelos, cebola e aipo.
Eğer bahçem olsaydı... Ben lahana, karnabahar, enginar, havuç... kereviz, frenk soğanı, patlıcan ekerdim.
Ah, se eu tivesse uma horta... poria nela couve, couve-flor, alcachofra, cenoura... aipo, cebolinha e berinjela.
Yoksa o yüzünü darmadağın ederdim! " Kereviz var!
Agradece a Deus que sou mulher, ou ter-te-ia partido € a cara!
Bilmiyorum. " 5 bardak dilimlenmiş Porçini mantarı, yarım bardak zeytin yağı dilimlenmiş maydanoz 1,5 kilo kereviz...
- Não sei. "Cinco chávenas de cogumelos fatiados, meia chávena de azeite, 1,5 quilogramas de aipo..."
Ama kereviz çorbası da bayağı heyecan verici.
Mas a sopa de aipo também é entusiasmante.
Kereviz kökünü çok seviyorum!
Simplesmente amo aipo.
Bence tek ikram etmeleri gereken şey kereviz kökü!
- E eles serviam exatamente... - Aipo!
Kabak, fizilyum, yeşil fasulye, kereviz, bütün bunların hepsi sarıya dokunmaya bakıyor.
Repolho, psyllium, feijões brancos, aipo, tudo isso é replicado parecendo muito amarelo.
İçinde kereviz yoktu.
Não tinha aipo.
Kereviz onu Salatalı Tuna yapar..
É o aipo que faz da salada de atum, salada de atum.
Havuç ve kereviz çorbanın sadece özü.
As cenouras e o aipo são só a base.
Kereviz saplı ( tofu ) hindi.
Peru de tofu com talos de aipo.
Hayır, bir kereviz parçası.
Não, um bocado de aipo.
Ayrıca kereviz, üzümlü jöle, kıtır meyveli Captain Crunchlardan.
Também apoio, geleia de uva, cereais Captain Crunch desse que traz pequenos bagos crocantes.
Ve haftaya havuç, kereviz gibi bir şeyler götürürsek... sanırım herkes memnun olacak.
E acho que, se levarmos cenouras e aipo, na próxima semana, todos ficarão contentes.
Tatlım, sana söylemem lazım, bu kereviz sapları oldukça güzel.
Querida, tenho que te dizer, estou a adorar este aipo.
- Ya kereviz?
Então e o aipo?
Hasat toplandıktan sonra geride bazı şeyler kalır. Birkaç domates, biraz üzüm, havuç ya da kereviz.
Depois da colheita terminada, ficam alguns frutos, tomates, uvas, cenouras, aipo.
- Böyle şeyler olur. Kocam hindinin içinde kereviz olmasını seviyor.
O meu marido gosta de aipo no recheio, eu estava a cortar e zás!
- Biraz kereviz sapı ilave ettim.
- Acrescentei aipo.
Kereviz yok!
- Não há aipo!
- Krem peyniri ve kereviz?
- Não, obrigado.