Kokusunu alıyorum перевод на португальский
252 параллельный перевод
Kokusunu alıyorum, hissediyorum. Yapacağım son şey olsa da bu işin derinine ineceğim.
Consigo senti-lo... e vou chegar ao fundo disto.
İstihkamcıların gömmediği iki ölü atın kokusunu alıyorum.
Vem do outro lado. - Em frente.
Görmüyorum ama kokusunu alıyorum.
Não vejo nenhum, mas sinto-lhes o cheiro.
Bu dairede de belanın kokusunu alıyorum.
Pressinto problemas neste apartamento.
Kokusunu alıyorum.
Estou a pressentir.
Hâlâ kokusunu alıyorum.
- Ainda sinto o cheiro.
Kokusunu alıyorum.
Sente-se o cheiro.
- Yemeğin kokusunu alıyorum.
- Detecto o odor de comida.
- Montgomery'nin kokusunu alıyorum.
- Cheira-me a Montgomery.
Duman kokusunu alıyorum.
Cheira-te a fumo?
Şu derinin kokusunu alıyorum, keçeyi hissediyorum. Şu ahşaba bakıyorum.
Cheiro o couro, apalpo o feltro, olho para esta madeira...
Kokusunu alıyorum.
Sei-o. Cheiro-o.
Şimdiden havadaki terfi kokusunu alıyorum!
Já sinto no ar o cheiro a promoção.
Paranın kokusunu alıyorum.
Dentro do horário!
Bataklığın pis kokusunu alıyorum. Hayır, o nehrin kokusu.
O aroma, porém, persistiu muito tempo.
Çiçeklerin kokusunu alıyorum.
Cheira-me a flores.
Fe-fi-fo-fum, Bir İngiliz'in kan kokusunu alıyorum.
Fe-fi-fo-fum, cheiro o sangue de um inglês.
Buralarda bir yerdeler. Sakızlarının kokusunu alıyorum.
Eles estão perto, já cheira a pastilha elástica.
Sanırım o lezzetli peynirli çöreklerinizin kokusunu alıyorum.
Acho que sinto o cheiro daqueles seus óptimos bolos de queijo.
Ailenin kokusunu alıyorum. Ne var Peg?
Excepto as caixas automáticas.
Kokusunu alıyorum.
Consigo cheirá-lo.
Ben de senin nefesindeki ucuz viski kokusunu alıyorum.
Bem, eu sinto o cheiro de uísque barato no seu hálito.
ondan değil. Al'in ayak kokusunu alıyorum.
Al, vamos rever a história outra vez.
O yabancılardan birinin kokusunu alıyorum.
Eu sinto o cheiro de um dos estrangeiros.
Kokusunu alıyorum.
Cheira-me.
- Pembe Camay'in kokusunu alıyorum.
- Consigo sentir o cheiro da Camay cor de rosa.
Umudun kokusunu alıyorum. Değişimin kokusunu.
Farejo esperança, mudança, comércio...
Kokusunu alıyorum.
Que cheirinho...
Kokusunu alıyorum.
É a altura ideal para um grande jogo.
Bunun kokusunu alıyorum, Dennis!
Sinto-lhe o cheiro, Dennis!
Tost yapmak için mutfağıma gitsem Teninin kokusunu alıyorum.
Quando vou à minha cozinha, fazer uma torrada, cheira-me à tua pele.
Ölmüş bedenlerin kokusunu alıyorum.
O cheiro da carne ardida, queimada à perfeição...
Kokusunu alıyorum.
Posso sentir no cheiro nele.
Ben unutmayacağım... beyler... o umudun kokusunu alıyorum.
Não serei eu que destruirei essa esperança, cavalheiros.
Şimdi evlat... Altınımın kokusunu alıyorum.
Agora, meu boyo,... cheiro de moeda.
Altınımın kokusunu alıyorum... Ve bir kadın parfümünün yumuşak kokusu...
Cheira à minha moeda e a suaves fragrâncias de uma senhora perfumada.
Parfümünün kokusunu alıyorum.
Consigo cheirar o perfume dela.
Adaletin kokusunu alıyorum.
Cheira-me ao punho da justiça.
"Kanın ve güçlü bir deli adamın hüküm sürdüğü zamanın kokusunu alıyorum."
"Cheiro sangue e uma era de loucos proeminentes"
Şampiyonluğun kokusunu alıyorum!
Cheira-me a uma bolada!
Sende bunun kokusunu alıyorum.
Cheiras a isso.
Hoş, olgun bir kızın kanının kokusunu alıyorum.
Cheira-me ao sangue de uma bela e madura... rapariga.
- Torbadan kokusunu alıyorum.
- Consegue-se cheirar através do saco.
Tımarhanenin kan kokusunu alıyorum
Fi fa fo fum Sinto o cheiro do sangue de um manicómio
Siz pisliklerin kokusunu daha kapıdan girmeden alıyorum.
Sentia o vosso cheiro antes de chegar à porta.
Burnum beni yanıltıyor mu yoksa ünlü et sosunun kokusunu mu alıyorum?
O meu nariz está a enganar-me, ou cheira-me àquele famoso molho de carne?
Çöreklerin kokusunu mu alıyorum?
Cheira-me a bolinhos?
Kokusunu sahanın diğer tarafından alıyorum.
Consigo cheirá-la do outro lado do campo.
Bazen tıraş losyonunun kokusunu bile alıyorum.
Ás vezes, até cheiro o seu after-shave.
- Kokusunu alıyorum.
Não vá desprevenido. Cheira-me a qualquer coisa.
Kokusunu alıyorum.
Posso sentir-lhe o cheiro.