Kolum перевод на португальский
1,260 параллельный перевод
Sanirim kolum kirildi.
- A mim partiu-me o braço.
- Kolum, beni öldürüyor.
Meu braço. - Está me matando.
- Nerede benim yeni sağ kolum? - Şu an onu hazırlıyorlar, efendim.
- Ele está a ser armado, senhor.
Sol kolum karıncalanıyor.
O meu braço esquerdo está todo dormente.
Kolum çıkmamış mıydı benim?
Eu pensava que tinha um ombro deslocado.
Elim kolum bağlı ve ben bir şey yapamam.
Não posso fazer nada.
Sana savaşı vereceğim, bir kolum arkamda bağlı olarak.
Eu dou-te a guerra, com um braço atrás das costas.
Kolum kimsenin ilgisini cekmiyor mu?
Porque é que ningúem examinao meu braço?
Kolum uyuştu. Parmaklarımı hissetmiyorum.
Os braços estão dormentes e os dedos estão frios.
Kolum uygun biçimde.
Meu braço está posicionado correctamente.
Tanrım, kolum hamlamış.
Deus, o meu braço está dormente!
İşte kolum, işte kalbim!
Toma o meu braço, toma o meu coração.
Baba, neden kolum düşmeden şunu almıyorsun.
Pai, segura nisto antes que eu fique sem braço.
Ah kolum, kolum. Ah kolum, kolum.
Larga-me o braço!
İlk teğmen olarak, benim sağ kolum görevini yapacaksın.
Como primeiro tenente, será meu subcomandante.
Komutanlık elim kolum bağlı oturmamı söylüyor.
As ordens do comando säo para que eu me mantenha quieto.
Ama benim de elim kolum bağlı.
Mas também estou de mãos atadas.
Kolum gitti!
Fiquei sem um braço!
- Hayır, zaten kolum ağrıyor.
- Não sinto o meu braço.
Evet. Bacağım ve kolum için aspirin almıyorum.
Eu não vou comprar aspirina para uma dor de braços ou pernas.
- Kolum!
- O meu braço!
Bu hiç hoşuma gitmiyor... ama elim kolum bağlı.
Detesto fazer isto, mas tenho as màos atadas.
Beni bir kertenkeleye dönüştür.Böylece kolum büyür.
Tranforme-me num largarto, para que o meu braço cresça de novo.
Vay canına, gitti kolum!
Raios, o meu braço!
Ah, kolum!
O meu braco!
Elim kolum bağlı.
Estou de mãos atadas.
Sağ kolum iptal oldu.
Meu braço direito amoleceu.
Bu da Brick Davis. Yardımcım ve sağ kolum.
Este é Brick Davis, agente superior, e o meu braço direito.
Kolum! Kolum!
Cuidado com o camião.
Kolum.
O meu braço.
Hayır. Biraz kolum uyuştu.
Só me doí o cotovelo.
İçinde kendi yatağım olan büyük bir odam, çok sayıda oyuncağım ve bir çift ileri geri gidebilen kolum vardı.
Tinha um grande quarto com uma cama só para mim... Muitos brinquedos... e dois pares de braços retrateis.
Hayatta kalacağım... Kolum... ve yüzüm tekrar şekillendiriliyor.
Mas eu sobrevivo com o meu braço e o meu rosto reconstruídos.
Yüzüm ve kolum parçalanmış, çenem dört yerden kırılmıştı.
Com o rosto e o braço desfeitos, o maxilar partido em quatro lugares.
Sol kolum ağrıyor, dışarı çıkmalıyım
Estou com dor no braço, preciso sair. "
Kolum.Yardım.
Prenderam-me o braço.
Görmeliydiniz. Uyuyordum. Bilirsiniz, elim kolum bağlıydı.
Eu estava a dormir, da maneira que eu gosto com as mãos juntas e ele amarrou uma coisa à volta do meu pescoço, um lenço ou algo assim.
Kafam ve kolum.
A cabeça e o braço.
Hadi, beni de bir kertenkeleye dönüştür de kolum yeniden çıksın.
O que sou eu? Metade dum leão, metade duma águia?
baskın kolum kırıldığına göre yaşamak da eğlenceli olmazdı zaten.
Bom, perder com ele foi uma honra.
Kolum... Kolum...
O meu braço.
Yalan! Kolum kesildi!
Isso é mentira!
Ama kolum daha yorulmadı bile.
Mas os meus braços ainda nem estão cansados.
O zamana kadar elim kolum bağlı.
Entretanto, estou de mãos atadas.
Uçağa gidemem, elim kolum bağlı.
Não posso entrar no avião. Nada posso fazer.
Aptal kolum bozuldu, ihtiyacım olan tek şey G.I gibi ekstra bir destek ünitesi. Buradaki pislikte var.
Ele arrancou-me o braço, e tudo o que eu precisava era de uma exo-couraça como a do G.I. Aqui tens Jerk.
Bu benim TV kolum!
É o braço do comando de TV.
Kolum...
Está...
Kolum.
Meu braço!
Neyim mi var? Kolum ağrıyor. Yorgunum.
O que se passa comigo é que o meu braço dói e estou cansada e não me apetece estar a ver lindas coisas que não posso ter.
Kolum...
O meu braço.