Kosher перевод на португальский
265 параллельный перевод
Sessiz bir yuva, adil bir yuva...
Um lar tranquilo, Um lar kosher
Evde çok dikkat etmem, ama Uganda'da dikkat etmelisin.
Em Israel, não como "kosher". Mas no Uganda, eu como "kosher".
Sadece seni koşer yapacağım!
Só te quero tornar em kosher!
Ben bir kaşerim, anne.
Sou kosher, mãe.
Çünkü on saniye içinde, seni domuz pastırmasından ayırt edemeyecek.
Porque em dez segundos ele nem te conseguirá distinguir de um bacon kosher.
Ve dince yasak şeyleri yemeyen biri.
- Uma salsicha kosher!
Bir kasabada yemek yiyorlarmış.
O quê? A avó dele perguntou num restaurante se as salsichas eram kosher.
Temiz midir?
É kosher? ( comida judaica )
Yoksa onlar Yahudi mi?
Eles são kosher?
Yahudi yemeği yer misin?
Alimenta-se de comida kosher ( kosher = apropriado ), Michael?
Otur ve bize Yahudi yemeklerini anlat.
Sente-se, Michael, e conte-nos tudo sobre comida kosher, Michael.
" İnançlarımıza uygun olarak hazırlanan....... yiyecekleri mi yiyorsun?
" Tens comido Kosher?
Kalan tek şey "kosher" yemeği.
A única refeição que sobrou foi uma refeição kosher.
"Kosher" yemeği mi?
Uma refeição kosher?
Ben onu yemek istemiyorum.
Mas eu não quero uma refeição kosher.
Onun ne demek olduğunu bile bilmiyorum.
Nem sei o que significa uma refeição kosher.
Ben "kosher" yemeği istemiştim.
Eu pedi uma refeição kosher.
- Aynı hafta içinde Pork Prensesi ve Minik Bayan Kosher oldu.
- Na mesma semana... foi Princesa Porca e pequena Miss Kosher.
Dr. Foreman, birçok yahudinin yahudi olmayan akrabaları vardır, ve birçoğumuz helal gıda yemez.
Dr. Foreman, muitos judeus têm parentes não-judeus, e muitos de nós não mantemos as tradições Kosher.
Van Doren'i ilk Kosher'ini yerken kaçırmayın.
Vejam Charles Van Doren ter a sua primeira refeição judaica.
Koşer mi peki?
È kosher?
Kolların Kosher Deli'de asılmışa benziyor.
Os teus braços parecem algo de uma charcutaria k osher.
Sanki onaysızmış gibi şuna bakıp duruyorsun.
Continuas a olhar para isso como se não estivesse kosher.
Et dilimleri onaylanır.
Um naco de carne é kosher.
Bir balık parçası uygun besinler onaylanır.
Uma posta de peixe os petiscos são kosher.
Fazla dürüst.
É demasiado kosher.
Onaylı değildi.
Não era kosher.
- Bu onaylanmamış.
- Este é kosher.
Güvenli tarafta kalmak için Yahudi yemeklerini yemeyi bile sürdürdüm.
Até como alimentos "kosher" só para estar descansado.
Harika bir çocuktu. Fiziğe ilgi duyardı. Birden bire "helal kesim" oldu.
Ela era uma rapariga genial, com dons para a física, e de repente, ei-la na Kosher.
Sadece birdenbire, şimdi de jambon seven bir müvekkilin olduğundan ve benden şu aptalca koşer işinden vazgeçmemi isteyeceğinden korktum.
Desculpe. Estava apenas com receio que agora tivesse um cliente que gostasse de presunto. E que queria que lhe tirasse essa coisa estúpida do'kosher'.
Onunla ne konuşuyordun? Düğününü iptal ettin ve...
E que queria que lhe tirasse essa coisa estúpida do'kosher'.
Ben biraz daha kosher kokteyl sosislerinden alacağım.
Vou mas é buscar mais um destes aperitivos Kosher.
- Temiz... Noel gibi.
- Kosher, como o Natal.
Köyde uyurum, herşeyde bir bit yeniği ararım sabah olunca da, trene atladığım gibi gelirim!
Durmo e como'Kosher'na comunidade, aviso-os à chegada, Apanho o combóio da manhã seguinte. Yoschka espera-me na estação...
Zaten bütün "Schwartz" lar kuşkucuydu.
Toda os pratos eram'kosher'.
Hem o ateş tehlikeli değil mi?
mas o fogo, é na mesma'Kosher'?
İneğimi fazla kurcalama, sonra kuşkulanmaya başlar!
Não toques na minha vaca. Ela ainda é'kosher'!
Armut kanyağına ne dersiniz?
Talvez um aguardente de pêra kosher?
Gerçi çizburger tam olarak helal sayılmaz.
- Cheeseburguer não ê "kosher".
Helal mi bu?
É "kosher"?
Çünkü köşeye koşer yemekler satan bir Çin lokantası açılmış ve Çin masajı kıvamında tatlı sert bir şey yemek istiyorum.
Há um novo restaurante Chinês kosher na esquina. Apetece-me um pouco de "as-minhas-costas" agridoce.
- Köşedeki Çin lokantasına gidebiliriz.
Há um restaurante Chinês kosher na esquina.
Onlar gözümü çok korkutuyor. Kurbanlık koyun gibiler.
É como uma "Kosher Nostra".
- Bu caiz bir yöntem değil, Haham Lewis!
- Não é kosher!
Caiz'in ne demek olduğunu açıklamalı mıyım?
Kosher? Estude o Talmud.
- Gerçekten hayır.
- Não, não, a sério... E tornei-me kosher.
- Burası Yahudilere haram olmayan ürünler satan bir lokanta.
É um restaurante'kosher'.
Üzgünüz, uygun yemeğimiz kalmadı.
Não temos jantar kosher.
Ben Museviyim.
Sou kosher.
- Bunda da bir bit yeniği var mı?
- É'kosher'?