Lolita перевод на португальский
167 параллельный перевод
Alkışlar Lolita için.
Palmas para a Lolita.
Lolita'ya on kez bunu odasından çıkarmamasını söyledim.
Disse à Lolita 10 vezes para pôr isto no quarto dela.
Kenny Lolita'ya çıkma teklif edecekmiş. Lolita bana kabul edeceğini söyledi.
A Lolita tem a certeza de que o Kenny a vai pedir em namoro hoje.
Lolita, doğru.
Lolita, exacto.
Lolita, Dolores'in kısaltılmışı. Gözyaşları ve güller.
Diminutivo de Dolores, lágrimas e flores.
Neyse, Lolita'yla Kenny de gelir mi diye soruyor.
Ela quer saber se a Lolita e o Kenny podem ir.
Lolita'nın Mona'yla kalmasına izin versene.
Deixe-a dormir com a Mona.
Aslında benim üstüme vazife değil, ama Lolita söz konusu olunca... kendimi bu ailenin bir ferdi gibi hissediyorum.
Bem... de certo modo, não é da minha conta... mas sinto-me quase um membro da família no tocante à Lolita.
Beni deli eden, bu gencecik su perisinin... belirsiz tavırları... narin Lolita'mdaki o müthiş çocuksu tavırlarla... ürkütücü kabalığın bu birleşimi.
"O que me enlouquece é a dualidade dessa ninfeta..." de todas as ninfetas talvez. A mistura, na minha Lolita, de uma infantilidade terna e sonhadora... com uma vulgaridade velada.
"Tatlı kız" lafı sanki "Lolita cicim" dermiş gibi.
Bem, "vista-escrita" é como "Lolita-bonita".
Lolita da onunla gidiyor.
A Lolita vai com ela.
Ödemeyi kabul ediyorum.
Eu aceito. É a Lolita.
Lolita arıyor. Şehirlerarası.
Uma chamada inter-urbana.
Senin ve Lolita'nın isimlerini tamamen şans eseri kullandım... aklıma ilk gelen onlardı.
O teu nome e o de Lolita foram usados por puro acaso... só porque era conveniente!
Küçük çocuklarım Jack ve Mary, Lolita'yla aynı sınıftalar.
Sabe, os meus mais novos, o Jack e a Mary, estão no mesmo ano da Lolita.
Lolita adında bir kız tanıyor musun? Dolores Haze?
Você conhece uma rapariga chamada Lolita?
Lolita, lütfen, lütfen ağlama.
Lolita, por favor, pára de chorar.
Şimdi Ramsdale'i ve zavallı Charlotte'u ve zavallı Lolita'yı... ve zavallı Humbert'i unutup benimle Beardsley Üniversitesi'nde... Fransız şiiri üzerine ders verdiğim ikinci sömestre gelmelisiniz.
Agora devem esquecer Ramsdale, as pobres Charlotte e Lolita... e o pobre Humbert, e acompanhar-nos à Faculdade de Beardsley... onde o meu curso de Poesia Francesa está no segundo semestre.
Aradan altı ay geçti ve Lolita mükemmel bir okula gidiyor. Umuyorum onu çizgi roman ve foto romandan... başka şeyler okumaya da ikna edecekler orada.
Passaram-se seis meses e a Lolita está numa escola excelente... onde espero que ela aprenda a ler outras coisas além de livros aos quadradinhos.
Senle ben çok eğleniyoruz, değil mi Lolita?
A gente diverte-se muito, não é verdade, Lolita?
Ben zaten seninle gurur duyuyorum Lolita.
- Tenho orgulho em ti, Lolita.
- Seni seviyorum Lolita.
- Amo, sim, Lolita.
Hadi canım, git yüzünü yıka.
Lolita, vai lavar a cara.
Lolita'ya hayatın gerçeklerinden bahseden oldu mu acaba? - Gerçekler mi?
Gostaríamos de saber se alguém instruiu a Lolita nos factos da vida.
Biliyorsunuz, Lolita tatlı, küçük bir kız... ama ergenlik çağı yüzünden... bazı sorunlar yaşıyor gibi.
- Factos da vida. A Lolita é uma menina doce, mas o início da maturidade... parece estar a trazer-lhe alguns problemas.
Belki Lolita okul dışı faaliyetlere daha çok katılarak... ilgisini yöneltecek yeni bir şey bulabilir, ne dersiniz?
Uma nova área de ajustamento que Lolita pode descobrir... talvez participando mais nas actividades extra curriculares!
Evdeki durum hakkında Lolita'ya sorular sorduğumuzda... tek kelime bile etmiyor, ağzını bıçak açmıyor.
Questionámos a Lolita sobre o lar, mas ela não disse nada.
Özellikle de küçük Lolita. Oldukça iyiydi.
Especialmente a Lolita.
- Lolita'yı eve götürmeliyim.
- Tenho de levar a Lolita para casa.
- Hayal görüyorsun. - Kapa çeneni Lolita.
Andas a imaginar coisas.
Kes bu aptalca lafları.
Cala a boca, Lolita!
O iş bitti. Lolita, bilmek zorundayım.
- Lolita, eu preciso de saber.
Lolita, bunu bilmeye hakkım var.
Lolita, eu tenho todo o direito de o saber.
Lolita. Saçın uzadığında bundan bir tarak yapabilirsin.
Toma, faz um tufo aqui, quando o cabelo crescer.
Alexandre'nın beklediği hamisi lolita değil.
A propósito, viram a pessoa que o Alexandre trouxe?
- Sahi mi? Lolita'nın yazarı gülüyordur şimdi.
O Nabokov está aí a rir-se algures, se é que me entendes.
Kim olduğunu sanıyorsun? Lolita mı?
Quem pensas que és, a Lolita?
Burada bir çok kızım var,
Lolita, tenho muitas senhoras encantadoras nesta casa.
"Paths of Glory" ve "Spartacus" te Kirk Douglas ile olan beraberliği onun sağlam bir yer edinmesini sağlamıştı ama o stüdyo projelerinin elemanı olarak kalamazdı.
Mas não suportava ser um empregado nos projetos de estúdio e partiu para Londres a fim de realizar Lolita.
Lolita'yı çekmek için Londra'ya taşındı.
Ficou lá e nunca mais voltou a trabalhar em Hollywood.
Kubrick, Lolita'yı çektiğinde orta yaşlı bir adamın reşit olmayan bir kızla aşk yaşaması tam anlamıyla bir tabuydu.
Quando Kubrick fez Lolita, o tema do homem de meia idade enfeitiçado pela sexualidade de uma menor era um tabu absoluto. Não falamos ainda em quanto...
- Çıkıyordunuz. - Çıkmıyorduk.
- Era, Lolita.
- Çıkıyordunuz Lolita.
- Era um encontro.
Bilemiyorum... Lolita gibi diyebiliriz.
Não sei, talvez a Lolita.
Demek küçük komşu "Lolita" sensin?
Então és tu a Lolita aqui do bairro?
Bu güzel kız için bir hediyem var.
Uma coisinha para a Lolita.
Ama benim kollarımda hep, Lolita'ydı. ... Lolita.
Nos meus braços, era sempre Lolita.
Lolita!
- Lolita!
Ne?
- Lolita!
Hayatta tek başına kalan zavallı küçük Lolita'yı düşün.
- Humbert, pensa na pobre Lolita... sozinha no mundo.
- Çek ellerini üzerinden! - Nerede o? - Lolita'ya kafayı takmıştı.
Obcecado por Lolita, que lhe fugiu sofre um esgotamento.