Maldito перевод на португальский
9,547 параллельный перевод
- Ve kim sizi eğlendiriyor?
E quem lhes dá, o maldito entretenimento?
Şimdi, o kadar hızlı değilsin, değil mi Sikik Şişko?
Agora não é mais tão rápido, seu gordo maldito!
Orospunun evladı bildiğin sayborg.
O filho da mãe é um maldito ciborgue.
Telefonum nerede?
Não consigo encontrar o maldito telefone.
Allah'ın belası düğünden 6 hafta önce.. .. nişanlısının aldattığını farketmiş bir adam ile.. .. sorun yaşamak istemeyeceğin bir adamım!
Um gajo que descobre que a noiva o anda a trair, seis semanas antes do maldito casamento, não é provavelmente o gajo com quem tu te queiras meter!
Senin kahrolası paranı istemiyorum.
Não quero o teu maldito dinheiro.
Beynini çıkarıp yiyeceğim Noel dümbüğü!
Vou comer o seu maldito cérebro, sua puta do natal.
Gıcık defterini saklıyorum.
Tenho escrito notas num maldito caderno.
Lanet nedenini öğren.
Então, vai tentar entender o maldito motivo.
O zaman uydu telefonunu kullanıp bizi uçakla aldırıp anakaraya geri götürt.
Usa o maldito telefone e consegue-nos uma ponte aérea.
Bana kendi yolunu takip ediyor falan deme!
Não, não! Não me diga que ela está a seguir o maldito caminho dela.
Kendini "Kolombiyalı Robin Hood" sanıyor amına koyayım.
Ele pensa que é o maldito "Robin Hood paisa".
Ve beni, o siktiğimin uçağıyla birleştirebilecek kim varsa öldürün.
E mata qualquer filho da puta que me puder ligar aquele maldito avião.
Vücudunda dolaşan senin kan hücrelerin.
O teu sangue maldito no corpo dela.
Bundan dolayı biraz nezaket göster ve kahrolası işini yap. Çünkü onun başarılı olacağını sana garanti ediyorum.
Então, faça-me um favor, ´ aproveite a situação e faça o seu maldito trabalho, porque asseguro-lhe que é isso que ela vai fazer.
Burası siktimin labirenti gibi.
Isto é um maldito labirinto aqui.
Kapatma şu lanet telefonu.
Não desligues, não desligues o maldito telefone!
Etrafta işini yapmayan sürüyle kahrolası insan var.
Há demasiada gente a não fazer o seu maldito trabalho, por estas bandas.
Buraya lanet olası bir katili bulmak için gelmiştim!
Vim cá para encontrar um maldito assassino!
Bu kahrolası yerde adalet falan yok!
Não há justiça nenhuma neste maldito lugar.
Şu iğrenç hayatımda bir amacım varsa, o da budur.
Se tenho um maldito propósito na minha vida amaldiçoada, é esse.
Sahibi benmişim gibi Harrods mağazasına girdim. Kodamanlar gibi böyle.
Entrei no Harrods como se fosse o dono daquilo, como um maldito potentado.
Ellerim... siktiğimin bir kavanozunda, ve bunların bütün sorumlusu sensin.
As minhas mãos... estão num maldito frasco, e é tudo por tua culpa.
Kimse sahnede hoplayıp zıplayan kendini beğenmiş bir puşt görmek istemez. Cole Porter'ı da kimsenin iplediği yok.
Ninguém quer ver um cabrão pretensioso pavoneando-se pelo palco, e está-se tudo a cagar para o maldito Cole Porter.
Sen annemizi istiyorsun ben de bu lanet konuttan çıkmak istiyorum.
Queres a nossa mãe, eu quero sair deste maldito recinto.
Kahretsin...
Maldito!
Seni kahrolası...
Maldito!
Onların ülkeleri sonuçta.
É o maldito país deles.
Sözlüksüz ne yaparız dünyada?
O que é que vamos fazer no mundo sem um maldito dicionário?
Arabaya bak amına koyayım.
Maldito carro.
Tekrar, gecikme için özür dileyip, gösterdiğiniz sabır için teşekkür ederiz.
Pedimos desculpa pelo atraso, e obrigado pela vossa compreensão. Nem sinal à vista de um maldito zombie.
Lyons, ordunun gözünde bir kahraman olacak. Ve o bilgisayar çiplerini kime isterlerse ona takacaklar.
O Lyons é um maldito herói, e colocam esses chips de computador em quem quiserem.
boyundan büyük laflar ediyorsun!
Maldito Vegeta... Quem pensas que és? !
Kahretsin!
Maldito...
- Vur piçi iki kaşının arasından!
- Atira no maldito entre os olhos! - Olha para mim! Olha para mim!
Madem lobiyi geçmeyecektik, neden bana bu lanet takımı giydirdin?
Se não passámos do hall de entrada, porque me fizeste usar este maldito fato?
Lanet olası sarhoş.
Maldito bêbado.
Bir de resmi kayıtlarda geçen başka bir üst simge bulun.
E encontra-nos outro maldito "th" no registo oficial.
Lanet olsun!
Maldito seja!
- Rolex işte be!
- É um maldito Rolex.
- Reklamdan başka bir şey değil.
É tudo um maldito truque.
Orospu çocuğu saat 5 : 00 dan önce döndü.
- O maldito voltou antes das 5!
İğrenç piç!
Maldito bastardo!
Onu ve piçini, iğrenç sancaklarındaki adam gibi diri diri soyacağım.
Vou esfolá-lo e ao filho dele como aquele infeliz no maldito selo deles.
Kimse paramla kendini lanet olası bir kedi yapmayacak! Artık odaklanabilir miyiz?
Ninguém se vai transformar num maldito gato com o meu dinheiro!
Kahrolası aptalın teki ve dört yıl içinde bir gün bile akıllanmamış!
És um maldito idiota, e nem um bocado mais inteligente do que há quatro anos.
Seni korkak herif!
- Maldito covarde!
Bizim gibi insanları ve böyle tapınakları men edecekler.
Usam o maldito dinheiro dos medicamentos para comprar políticos que vão proibir pessoas como nós de vir a templos como este.
Bu arabayla hiçbir yere gitmiyoruz.
Patrão, não vamos a lado nenhum nesse maldito carro.
Ayni ikiyüzlüler gibi davraniyorsun.
Pareces um maldito robô.
- Teşekkür ederim.
Maldito bicho, quando nos aproximámos estava a tentar roer a própria pata.