Mesafe перевод на португальский
2,260 параллельный перевод
Kurtarıldı, fakat yine de Bruce'la arasına mesafe koydu.
Ele manteve a distância após a sua recuperação.
"İslam'ın Kılıcı" örgüt üyelerinin konumları arasında 30 kilometre mesafe bulunuyor.
Todos os locais estão distantes 30 km uns dos outros.
Buradan sınıra kadar 12 kilometre mesafe var.
São 12 km até a fronteira.
- Hızlandırıcı, orta mesafe, ve terminal.
- Impulso, curso médio.. term..
Uzun mesafe koşucusu- -
Ela faz corridas longas.
Koşmak için uzun bir mesafe onun için bile uzun.
É longe para ir correr até lá, mesmo para ela.
Genelde uzun mesafe.
Também eu. Maratona, sobretudo.
Aramıza biraz mesafe koyup, planımıza sadık kalmalyız.
O melhor é afastarmo-nos e mantermos o plano.
8000 kilometrelik mesafe rağmen Mallory ve Ruth sık sık birbirlerine mektup yazdılar.
A 8.000 km de distância, Mallory e Ruth escreviam-se com frequência.
Kampla zirve arası altı günlük mesafe.
Seis dias até ao topo a partir deste acampamento.
Aramızdaki mesafe bu kadar uzunken...
Como construo uma ponte entre nós...
Onlarla arama mesafe koymalıyım.
Tenho de me distanciar de tudo isto.
Belki araya mesafe koyuyordur.
Talvez se esteja a afastar educadamente.
Araya biraz mesafe koymalısın.
Deixa-o respirar um pouco.
Gereken mesafe için en azından 9. derece polinom kullanmalısın.
Para a distância exigida deveria ser de, pelo menos, 9.
Neden bu kadar mesafe koydunuz?
Porque manteve tanta distância?
Biraz mesafe koymam gerek.
Preciso de alguma distância.
Çünkü yönettiğim insanlarla arama mesafe koymak zorundayım.
Porque tenho de manter a distância das pessoas que comando.
Yağmur yüzünden durana kadar mümkün olduğunca çok mesafe kat etmeliyiz.
Temos de caminhar tanto quanto pudermos antes que a chuva nos pare.
Şu an, daha çok, seninle benim aramdaki mesafe hakkında endişeleniyorum.
Eu estou mais preocupado com uma distância segura - entre nós.
Mesafe kaydediyoruz. Harika.
- Estamos lindamente.
Ticari bir prototip yapılmasını engelleyen öncelikli etkenler ağırlık, uçuş süresi, mesafe ve basit kontroller.
Os obstáculos primários para um modelo comercialmente viável são peso, tempo de voo, distância e controles mais simples.
- Mesafe için gayet iyi.
É óptimo para distância...
Yoldaki sarı izler ve kan görünüşe göre, Cindy'e çarpma anında oluşmuş, ki bu da başlangıç noktasına göre kabaca 400 metrelik bir mesafe.
As raspas amarelas e o sangue na estrada aparentam vir do ponto de impacto da Cindy, que estava a cerca de 400 metros do ponto de partida.
Biraz mesafe bırak, olur mu?
Dá-lhe mais espaço, está bem? Confia em mim.
Şehirler arasında yüzlerce kilometre mesafe var.
Estas cidades estão a centenas de quilómetros de distância.
Affedersin, mesafe.
Desculpa. O perímetro.
Mesafe bırak dedim, polis.
Disse para te manteres longe, polícia.
Dinle, tek ümidim sağduyulu davranıp, aranıza mesafe koyması ve bu olayı da herhangi diğer meseleler gibi...
- Claro que sim. Eu só espero que esta mulher tenha o bom senso de não te dar corda e que trate este caso com a mesma objectividade...
Aramızda en azından bir günlük mesafe var.
Ele está, pelo menos, um dia à nossa frente.
Ama aranızda mesafe kalmayınca işte o zaman aşılacak okyanuslar kalmamıştır.
Mas quando a distância deixa de existir... Quando... deixamos de ter de atravessar o oceano e tudo o que nos resta é atravessar o corredor...
Havan topu 500-1700 metre arasındaki kısa mesafe için son derece uygundur.
O morteiro é extremamente - útil para curtas distâncias, de 500
Mesafe korunacaktır o zaman çünkü yüzlerinden okuduğumda göre, bu çocuklar konsere yanlarında bir eczane dolusu ilaçla gelecek.
Porque, pelo que leio, estes tipos vão levar uma farmácia inteira.
Ayrıca yangının daha uzun bir mesafe katetmesini sağlar.
Também certificando-se que o incêndio propaga-se a uma longa distância.
Numaralar, arazi etüdünde mesafe ölçmek için kullanılır.
Os números são utilizados na topografia para medir distâncias.
Jack, bunu yapamam çünkü bu anlaşma oluyor ve eğer Don Geiss buna karşıysa, aranıza mesafe koymaya başlamalısın.
Jack, eu não posso fazer isso, porque o negócio está a acontecer, e se o Don Geiss está contra, tu devias afastar-te dele.
Mesafe mi koymalıyım?
Afastar-me?
Biz konuştuğumuz sırada muhtemelen aramıza mesafe koyuyordur.
Provavelmente ela está a afastar-se de mim neste momento.
Bizi unutmayın, araya mesafe girmesin.
Por favor, reze por nós.
Düşünüyordum da, aradaki mesafe...
Estive a pensar e a distância é...
Saatte 70 km. hız ile gidebilecekleri en uzak mesafe 50 km. olur.
A 70km / h, o mais longe que podiam ter ido seria a 50km.
Bu mesafe yeterli.
Já chega.
Mesafe alarmı çaldı mı?
- Houve um alarme de proximidade?
Yani, 8 saatten az bir süredir bu davaya bakıyorum ve şimdiden, sizden ve FBI'dan daha fazla mesafe katettim.
O que significa que tenho este caso há menos de oito horas, e já estou à frente de si e do FBI depois de dois anos.
Eğer para bankadan belli mesafe uzaklaştırılırsa sinyal kesilir bu da boyanın patlamasına neden olur.
Se o dinheiro se afastar uma certa distância do banco, o sinal é cortado, causando a explosão do pacote de tinta.
- Olsun, biraz mesafe vermiş olurdun.
- Nessa zona pode ser. - Não!
Gece görüşü, mesafe ölçer, parabolik mikrofon... hepsi en iyi kalite.
Visão nocturna, telescópio, microfone parabólico... Alta qualidade também.
Önce onu incitirsin böylece mesafe sorun olmaz onu sonra yüz üstü bırakacaksındır.
Magoa-los primeiro para não teres de te preocupar com a forma como os vais eventualmente desiludir.
Onun yanında ol ve onu geçmişi yüzünden mesafe koyarak ve susarak cezalandırma.
De agora em diante, fica ao lado dele. E pára de o castigar pelo seu passado com o teu silêncio e distanciamento. Esquece isso.
Yüksek çözünürlükte görüntü alabilmek için çok uzak bir mesafe.
Muito longe para alguém obter uma imagem em alta resolução.
Kısa mesafe.
Sprinter.