Mimar перевод на португальский
1,393 параллельный перевод
Felaketin mimarının her şeyden haberdar olduğu, ve farelerin batmakta olan gemiyi terk etmeye başladığını işte o zaman anladım.
"Renúncia abrupta de CEO da Enron" Foi nesse momento que fiquei a saber. Porque o arquitecto do desastre sabe que se desmorona, e o rato abandona o barco que se afunda.
Oynadığım karakter bir mimar ve elimde çok detaylı zeki bir plan var. İçinde bazı kişilerin geçmişlerinden hapishaneye, hapishane müdürüne, içerdeki çeteye hatta içerdeki karaborsayı yöneten adama kadar.
O personagem que interpreto é um engenheiro estrutural, e tenho este detalhado e brilhante plano, que cobre tudo desde... o passado das pessoas que estão na prisão, o Director da prisão, o chefe da máfia ali dentro,
Hapishaneye girdiğinde, bunca fedakârlıktan sonra, kendimi ona borçlu hissettim ve şimdi mimar olarak edindiğim tecrübeyle onu kurtarmam gerekiyordu.
Então, quando ele vai para a prisão... realmente sinto que lhe devo algo... por ter feito todos esses sacrifícios. E agora posso usar todo o conhecimento... que tenho como engenheiro estrutural... para salvá-lo.
Amy'de öğretmen, ve Thad mimar. Ne olmuş?
A Amy é professora e Thad é arquiteto, e daí?
Bir keresinde mimarının karısını düzmüştü.
Uma vez enrolou-se com a mulher do arquitecto dele.
Anna Rivers'ın en son romanı The Eternal Wait'in bu sonbaharda piyasaya çıkarılması planlanmıştı... ve kocası, mimar Jonathan Rivers'ın, söylenenlere göre reklâm turlarında onun yanında bulunması epey zaman alacaktı.
O último romance de Anna Rivers... "Espera Eterna" deverá ser lançado este Outono. E o seu marido, o arquitecto Jonathan Rivers,
Mimar koca Jonathan Rivers, bugünkü ızdırap dolu konuşmasında...
O marido dela, o arquitecto Jonathan Rivers, falou com o âncora que vos fala hoje.
Münih cinayetlerinin mimarı o.
Foi dele a ideia das mortes em Munique.
Aynı sorun. Mimar bir arkadaşım var...
- É o mesmo problema da superfície.
Teyzem bir iç mimar arıyormuş. Belki ilgilenirsiniz.
Pediu-me para lhe dizer que a irmã dela está à procura duma decoradora de interiores, se estiver interessada.
Sadece parlak bir mimar değilsiniz, çok da iyi bir adamsınız.
Você não é só um brilhante arquitecto mas também um bom homem.
Harry özgürlüğüne kavuşunca sanal haçlı seferinin mimarı bürosunda başarısının tadını çıkarıyordu.
Enquanto Harry lutava pela sua liberdade, o arquitecto pioneiro da cruzada pela moral, já não se encontrava no gabinete para saborear o seu triunfo.
Katherine bize, senin mimar olduğunu söyledi.
- Está uma noite linda.
Ben bir manzara mimarıydım.
Era arquitecto paisagístico.
Eickemayer aylardır mimar olarak Krakau'da, atölyenin anahtarını resimlerini arkadaşlarına gösterelim diye bize verdi.
Eickemayer esteve em Cracóvia recentemente, deu-nos a chave do estúdio... deixou-nos dar uma vista de olhos.
Mimar sadece çizimleri yaptı.
O arquitecto só fez os desenhos.
Çok soru sormam, sen de bana boyun eğdirdin.
Não peço muito, assim que decidiste mimar-me.
Bu aralar adı sıkça anılıyor burada?
O teu oficial está a mimar-te.
Beni şımartmak istiyorsan sinemaya davet et.
Se queres mesmo mimar-me, leva-me um dia ao cinema.
-... ve ben de sana destek olmak ve cesaret vermek için yanında olacağım ya da seni besleyip şımartmak için.
... e eu vou estar a teu lado para te dar apoio e encorajamento e assim. Para te alimentar e mimar, como o homem precisa.
Ona şefkat gösterecek zamanımız yok.
Não temos tempo para o mimar.
Şu Mimar tam bir güvenlik delisi.
O arquitecto é doido por segurança.
- Çocuğun üstüne düşmekten vazgeç.
- Pára de mimar o rapaz.
Bomba izolasyon malzemesi pyrobar, pyrobar William Allard adındaki bir mimar tarafından kullanılmış.
O isolante da bomba foi feito com Pyrobar, foi usado por William Allard.
Bebeklerine özenen tüm anneler için.
Todas essas mães a mimar os seus bebés.
Sadece devam her şeyi ile düşünüyorum, biraz hafife birbirimizi aldım, ve, biliyorsun, biz iyi olacak.
É só que, com tudo o que tem acontecido, esquecemo-nos de nos mimar um ao outro um bocadinho, mas vai passar.
Ve sonra da şu mimar.
E depois o arquiteto.
Britanya Altın Çağı'nın mimarı.
A arquiteta da Idade de Ouro da Inglaterra
Kırılan kalbimin mimarı olamazsın sonra.
Sabes, as palavras também magoam.
Ama... ben bir mimarım.
Mas... eu sou arquitecto.
Ben sevimli bir mimarım.
Sou um arquitecto engraçado.
Ben mimar Mosby.
Eu sou o Arquitecto Mosby.
Böyle düşündüğüne sevindim, Mimar Mosby.
Gosto da sua forma de pensar, Arquitecto Mosby.
Onu şımartan ve özgür bırakan tavırlarımız... bir grup transseksüelin üstüne işemesine sebep oldu.
A nossa atitude de mimar e deixar andar... levou a que um bando de transsexuais lhe mijasse em cima.
Ben başarılı bir mimarım.
Sou um arquitecto bem sucedido.
Gitmem lazım. Peyzaj mimarıyle toplantım var ama Saat 3 : 00'te beton teslimatı için buraya geri döneceğim.
Vou falar com o arquitecto da fachada, mas volto para a entrega do betão às 15 : 00.
Bina için oluşacak kötü reklamı da unutmayalım ve üzerinde çalışan herkes için - - mimar, müteahhit...
Para não falar na má publicidade para o edifício e para todos que lá têm o nome :
Aynı şekilde mimar, Haybridge'i, ve Nevelson Ctracting'i.
assim como para Haybridge, o arquitecto, e para Nevelson, o empreteiro.
Eğer her amatör mimarın ve rastgele şikayet telefonlarına cevap verseydim, hiçbir şey inşa edemezdim.
Se eu atendesse o telefone a cada arquitecto amador e queixa fortuita, nunca nada seria construído.
Eğer Cole Center ile probleminiz varsa, bence onu tasarlayan kaçıkla görüşmelisiniz- - mimar- - Haybridge.
Se têm problemas com o Centro Cole, procurem o lunático que o desenhou o arquitecto, Haybridge.
Mimar, proje mühendisi, 3 düzine şehir plancısı ve benim atladığımı bir öğrenci mi bulmuş?
Um estudante encontrou algo que o arquitecto, o engenheiro do projecto, três dúzias de inspectores da câmara e eu não vimos?
İnsanlara ihtimam gösteremem.
Não acredito em mimar as pessoas.
"Herkes bir kader mimarıdır, zamanın duvarları içinde yaşayan."
"Todos somos arquitectos do destino... " a viver nestas paredes do tempo. "
Bazılarına göre onu şımartmıştım bile.
Pode-se dizer que o cheguei a mimar.
" Herkes bir kader mimarıdır.
" Todos somos arquitectos do destino
Mimar Frank Gehry!
O arquitecto Frank Gehry!
"Dünyadaki en iyi mimar sizsiniz," diye sen mi yazdın?
Você escreveu eu sou "o melhor dos melhores arquitectos do mundo"?
Meg'in ailesi çocuklarını şımartmamaya çok önem veriyor.
Os pais da Meg não são nada a favor de mimar os filhos.
Onlarca yıl saklı kalan bu çizimler, çizimleri yapan Alman mimarın ölümünden kısa bir süre önce gün ışığına çıktı.
Escondidos durante décadas, os esboços detalhados surgiram novamente pouco antes da morte do arquitecto alemão inicial -
Mimar şimdi geldi.
O arquitecto acabou de chegar.
Bilirsin, bahçe mimarı, havuz temizleyici, bahçıvan...
- O quê?