Nanking перевод на португальский
153 параллельный перевод
Milliyetçiler Nanking'i ele geçirdi.
Os nacionalista tomaram Nanking.
Nanking'deki bozgundan sonra umutlarını kaybedeceklerdir.
Depois do massacre em Nanking irão querer salvar-se.
- Nanking'i duydunuz mu?
- Sabe o que aconteceu em Nanking?
Nanking'ten sonra değil.
Não depois de Nanking.
Şangay'ın zaptedilmesinden sonra, Japon birlikleri Yangtze vadisine yürüdü. Çin'in yeni başkenti Nanking, tehdit altına girmişti.
Com a queda de Xangai, as forças japonesas avançaram para o vale Yangtse para ameaçar a então capital, Nanking.
Japon ordusu, aralık 1937'de Nanking'de yüzyılın, o anına dek yapılan en büyük kıyımını gerçekleştirmiş 200.000'den fazla Çinliyi gözünü bile kırpmadan kılıçtan geçirmişti [4].
Foi em Dezembro de 1937, em Nanking, que os japoneses cometeram, o que foi até à época, uma das maiores atrocidades deste século, quando massacraram mais de 200 mil chineses a sangue frio.
Üç ay sonra Japon ordusu.. Nanking deki geçici başkenti kuşatma altına aldı. Ve şehir düştüğünde acımasızlıklar boy gösterdi.
Três meses depois, os exércitos japoneses cercavam a capital provisória de Nanking, e quando a cidade caiu, iniciaram-se as atrocidades.
10 Aralık 1939. Çin'in Nanking Bölgesi'ndeki tepelerde tam üç bin Çin askeri savaş meydanına ulaşmadan ve hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldular.
A 10 de Dezembro de 1939, nos subúrbios de Nanking, China, um exército de 3.000 soldados desapareceu sem deixar rasto, antes de chegar ao campo de batalha.
Ben Fu Chuan Fang. Nanking'de tanışmıştık. Milletler Cemiyeti'nin bir konferansında.
Sou Futie Fong, conhecemo-nos em Neitjing na liga das nações.
George Fitch, Noel arifesi, Nanking, Çin, 1937.
George Fitch, Véspera de Natal, Nanking, China, 1937.
Nanking benim evim.
Nanking é a minha casa.
Ginling Kız Koleji Dekanı.
Decana da Universidade de Mulheres Ginling, em Nanking.
Son altı yıldır, başkent Nanking'te Siemens Çin şirketinin yöneticiliğini yapmaktayım.
Nos últimos seis anos fui diretor da empresa Siemens China, aqui em Nanking, a capital.
1937 yılında, Nanking'te çalışan veya yaşayan birçok Batılı vardı.
Em 1937 havia centenas de ocidentais vivendo e trabalhando em Nanking, a então capital da China.
O zamanlar, Nanking refah içerisinde ve canlıydı.
Nessa época Nanking era próspera e animada.
13 Ağustos'ta, Japonlar, Nanking'in 290 km güneydoğusunda olan Şanghay'a saldırı başlattı
Em 13 de agosto, os japoneses lançaram um ataque contra Xangai, 300 km ao sudeste de Nanking.
Nanking ülkemizin başkentiydi.
Nanking era a capital de nosso país.
Doğal olarak, Japonlar da Nanking'in peşine düşeceklerdi.
Era natural que os japoneses viessem até Nanking.
Birçok insan, Japonların Şanghay'ı Nanking'e ulaşmak için bir basamak olarak kullanacağını tahmin etmişti.
Muitas pessoas especulavam que os japoneses usavam Xangai como um degrau no caminho a Nanking.
Nanking üç dehşet verici hava saldırısına maruz kaldı.
Nanking foi submetida a 3 terríveis ataques aéreos.
Nanking'teki birçok mülteci Şanghay'dan kaçtı.
Muitos refugiados de Nanking proviam de Xangai.
Bu anlatılanlar duyulunca, Nanking halkı kaçmaya başladı.
Ao saber disso, os civis de Nanking começaram a fugir.
Nanking insanı dehşet içerisindeydi.
As pessoas estavam aterrorizadas.
Tüm erkek ve kadınların Nanking'i boşaltmalarını söylüyorlardı.
Pedem a todos os homens e mulheres que evacuem Nanking.
Nanking dehşet içerisindeydi.
O terror propagava-se por Nanking.
Çinliler görünüşe göre Şanghay'ı ana savaş olanı olarak görüyordu, çünkü Şanghay Nanking'i koruyor.
Os chineses parecem ver Xangai como o cenário principal da guerra, porque Xangai protege Nanking.
Şanghay'dan Nanking'e kadar tüm yolu çarpışarak geri çekildik, hem de yürüyerek.
Nos retiramos enquanto combatíamos por todo o caminho de Xangai a Nanking, a pé.
"Alay, düşmanı Nanking'e doğru takip edecek."
"Perseguirão o inimigo até Nanking".
General Matsui, Nanking'in Çin'in başkenti olduğunu, ve onu ele geçirmemizin uluslararası bir olay olacağını söyledi.
General Matsui disse que Nanking é a capital da China, e o fato de tomá-la será um acontecimento internacional.
Tokyo Nichi-Nichi gazetesinin Nanking yolunda yaptığı haber,
Saiu no jornal Nichi-Nichi de Tóquio, na estrada para Nanking.
Danyang'a varınca 100 kişiyi doğramış olurum.
" provavelmente já terei matado 100 até Danyang, imagine então até Nanking.
Nanking yolunda ele geçirdiğimiz her köyde, yeni görevli askerler kılıçlarını yenilmiş Çinli askerler üzerinde deneyecekler.
Cada vez que tomávamos uma cidade a caminho de Nanking, novos oficiais testavam suas espadas com os soldados chineses vencidos.
Çinli ve Japon yetkililere, Nanking'te veya yakınlarında sivil mülteciler için bir Güvenli Bölge kurulmasını öneriyor. "
"deseja sugerir às autoridades chinesas e japonesas " a criação de uma Zona de Segurança de refugiados civis em Nanking ou na proximidade.
Nanking'te kalan insanları tarafsız bölgeye götürürsek ve daha sonra isteğimiz Japonlar tarafından kabul edilmezse çok büyük bir sorumluluk altına girmiş oluruz.
Assumiríamos uma tremenda responsabilidade se levássemos primeiramente a população remanescente de Nanking à zona neutra e, mais tarde, os japoneses não permitissem.
Dün Belediye Başkanı Ma Nanking'i terk ettikten, ve komite Güvenli Bölgedeki idari ve işleyiş problemlerini halletmek zorunda bırakıldıktan sonra, vekil Belediye Başkanı olmak gibi bir görevle karşı karşıya kaldım.
Como o prefeito Ma deixou Nanking ontem, e a comissão é forçada a solucionar todos os problemas administrativos e o funcionamento da Zona de Segurança, eu, em vista disto, tornei-me uma espécie de prefeito substituto.
Ve sonra birisi bize Nanking'te uluslararası komite tarafından belirlenen bir Güvenli Bölge olduğunu, ve orada düşman uçaklarından korunabileceğimizi söyledi.
Alguém nos contou de uma Zona de Segurança em Nanking, criada por um comitê internacional. Se pudéssemos entrar nesta zona, nos asseguraríamos de que os planos do inimigo não podem nos machucar.
Japonların, başkente hızlı ilerleyişleri Nanking çevresini tehlikeye sokuyor.
O rápido avanço japonês sobre a capital nacional torna perigoso estar próximo de Nanking.
Bu nedenle, saat 14 : 00'da, Nanking'e karşı genel bir saldırı başlatıldı.
Por esse motivo, ao redor das 14h, um ataque geral foi iniciado contra Nanking.
"Purple Dağı yanarsa, Nanking gitmiş demektir."
"Quando a Montanha Púrpura queimar, Nanking está perdida."
Sabahleyin, taze kana bulanmış Doğan Güneş bayrakları her yerde dalgalanıyordu, ve her biri kırmızı sembolüyle, Nanking'in taze akıtılan kanını duyuruyordu.
Pela manhã, as bandeiras vermelho-sangue do Sol Nascente ondeavam em toda parte, e proclamavam, com o seu símbolo vermelho, o sangue recém derramado de Nanking.
Nanking'teki düşmanı temizleme emri verildi.
A ordem militar era limpar a cidade de Nanking.
Şehrin varoşlarına vardığımızda cesetler zemini hasır gibi kaplamıştı.
Deguchi Gonjiro Cabo japonês em Nanking Quando chegamos à fronteira da cidade, os mortos cobriam o chão como uma esteira de palha.
Ceset sıra dağları gibiydi.
Mitani Shou Marinheiro japonês em Nanking Havia filas com pilhas de cadáveres.
Nanking'de ne ışık, ne su, ne telefon, ne telgraf, ne gazete, ne de radyo vardı!
Nanking não tem luz, água, telefone, telégrafo, jornal, nem rádio!
Nanking'i kaç Çin askeri savunuyordu?
Quantos soldados chineses defendiam Nanking?
O koca şehri belki 50, belki de 30 bin kişilik bölük savunuyordu.
Teramoto Juhei Soldado japonês em Nanking Talvez tropas de 50 mil ou 30 mil a defendiam!
Yamada Birimi Nanking civarlarında 20,000 savaş esirini "işleme tabi tuttu."
Nas fronteiras de Nanking, a unidade Yamada "processou" uns 20.000 prisioneiros de guerra.
Nanking'de, vaktimiz çok, yapacak işimiz yoktu.
Em Nanking tínhamos tempo disponível e nada para fazer.
" Nanking Belediyesi sessiz.
" O município de Nanking está tranqüilo.
"Aşağı bakıldığında, Çinli çocuklarla askerlerin neşeli bir şekilde oynadıkları oyun alanı görülebiliyor."
"Ao olhar, se vê um playground para as crianças de Nanking, " com soldados e crianças chinesas brincando alegremente por todo lado. "
Nanking çok güzeldi.
Nanking era muito bonita.