Nashville перевод на португальский
293 параллельный перевод
Burada Mr. Dillard'ın Nashville Pacific'e para sağlamak için neler yapılması gerektiği üzerine planlarını dinlemek için buradayız.
Viemos ouvir os planos de Mr. Dillard para financiar o Nashville Pacific.
Nashville'e geçit yapmaya gittiklerini düşünüyorlar.
Há rumores no acampamento que iremos a Nashville fazer um desfile.
- Bence Nashville'e gidiyoruz.
Suponho que estamos indo para Nashville.
- Resmi geçit, Nashville...
- Paradas... Nashville!
Nashville House, hemen şuracıkta.
A Casa Nashville, por aqui.
Olur, bayan. Nashville House.
Sim, Sra. A Casa Nashville.
Nashville House.
A Casa Nashville.
Mezarlık tepesinde Hızlı Trot ve Thomas'la geçirdiğimiz günleri asla unutmayacağım.
De Cemetery Hill até uma parte de Nashville... deixámos muito das duas coisas.
Carnegie Hall ve Nashville, bir arada olmaz.
Carnegie Hall e Nashville não andam de mãos dadas.
Ve yıllar süren bir çalışmadan sonra Robert Altman uzun zamandır beklenen Nashville'i büyük ekranda taşıdı hem de 24... sizde sayın...
E agora, depois de anos de filmagem, Robert Altman leva a grande tela a esperada Nashville, com 24... com...
David Arkin, Barbara Baxley, Ned Beatty Nashville'de!
David Arkin, Barbara Baxley e Ned Beatty em Nashville!
Timothy Brown da Nashville'de Keith Carradine ve Geraldine Chaplin ile beraber.
Timothy Brown em Nashville, junto aos espetaculares Keith Carradine e Geraldine Chaplin.
Robert Doqui Nasville'de!
Com Robert Doqui em Nashville.
Henry Gibson, Nashville'de!
Henry Gibson em Nashville.
Barbara Harris, Nashville'de!
Barbara Harris em Nashville.
Allan Nicholls, Nashville'de.
Allan Nicholls em Nashville.
Cristina Raines ve Bert Remsen, Nashville'de. Hatta inanılmaz Lily Tomlin
Cristina Raines e Bert Remsen no Nashville e, mais a incrível Lily Tomlin.
Gwen Welles ve Keenan Wynn, Nashville'de.
Gwen Welles e Keenan Wynn em Nashville.
BBC televizyonundanım ve Nashville üzerine bir belgesel hazırlıyorum.
Sou da BBC, e estou fazendo um documentário sobre Nashville.
Nashville'e yakışmıyorsun.
Você não é de Nashville.
Nashville'de ne işin var?
O que faz em Nashville?
Nashville'de hiç rock kanalı yok mu?
Não há emissoras de rock?
Nashville hakkında belgesel hazırlıyorum.
Estou fazendo um documentário sobre Nashville.
Nashille için de değildir.
Não é típico de Nashville.
Ben sadece neden Nashville'le geldiğinizi öğrenmek istemiştim.
Só queria saber o que estava fazendo em Nashville.
Sen Nashville'de ne yapıyorsun?
O que faz você em Nashville?
Nashville'le ve evime hoşgeldiniz.
Bem-vindo a Nashville e a meu querido lar.
Nashville'de ben mi ne yapıyorum?
O que está fazendo...? O que estou fazendo em Nashville?
Vanderbilt Hastanesi Nashville, Tennessee, 27322.
Está no Hospital Vanderbilt, Nashville, Tennessee, 27322.
Tanıştığımıza çok sevindim.
- Bem-vinda a Nashville.
Nashville'e hoşgeldiniz.
- Doctor Zhivago.
Ve umarım Nashville'deki film tesislerini unutmazsınız. - Evet, tabi.
Espero que recorde as instalações que temos em Nashville para o cinema.
- Nashville'deyim.
- Estou em Nashville.
Nashville'de nerede kalıyorsun?
Onde está em Nashville?
Araba ile etrafta dolaşabiliriz, sana Nashville'i gösterebilirim.
Poderia te mostrar um pouco Nashville.
* Nashville'de *
Down in Nashville
Nashville'e, Güney'in Atina'sı dendi.
Nashville ia chamar-se a Atenas do sul.
Burası Dallas değil, Nashville.
Isto não é Dallas, é Nashville.
Burası Nashville.
Isto é Nashville.
Bize bunu yapamazlar, hem de burada, Nashville'de.
Não podem nos fazer isto aqui em Nashville.
Nashville'de olmalıydım.
Eu devia cantar em Nashville.
"Direkt Nashville'den"
"Directamente de Nashville"
Aylardır yollardasınız ve hâlâ Nashville'ye varamadınız mı?
Quer dizer o quê? Todos estes meses na estrada, já foram a Nashville?
Sana Nashville'deki en büyük doğum partisini yapacağım.
Vou dar-te a maior festa pré-natal em Nashville.
Hayır, başka yarış yapmak için Nashville'ye gittiler.
- Não, foram a Nashville buscar outro.
Nashville'e.
Nashville.
Nashville'e gidebilir miyim?
Conseguirei chegar a Nashville?
Nashville'e gittiğim zaman sana yollamayı düşünüyordum.
Estava a pensar mandar-to quando chegar a Nashville.
- Nashville'e nasıl gideceksin?
- Como vais ter a Nashville?
Belki onu benimle Nashville'e götürmeliyim.
Talvez devesse levá-Io para Nashville comigo.
Sabah Nashville'e doğru yola çıkmalıyım.
Teno de partir para Nashville de manã.