Negro перевод на португальский
10,480 параллельный перевод
Ticari olarak hiçbir yerde satışı yok karaborsada bile.
Não é comercializada em sítio nenhum do mundo, nem mesmo no mercado negro.
Gerçeği 98'de karaborsada satıldı.
A verdadeira foi vendida em 1998 no mercado negro.
Siyah ve mavi.
Negro e azul.
Halk, Pankeska Rock'taki feci kazayla ayağa kalktı. Terravex Petrol işçileri, burada sabahleyin bile gökyüzünü dumanla kaplayan büyük yangınla mücadele ettiler.
Residentes locais foram acordados por um acidente catastrófico em Pankeska Rock, onde os trabalhadores da Terravex Oil combateram um fogo ameaçador, cujo fumo negro ainda enchia o ar da manhã.
Telefonlar piyasaya çıkınca kullanıcı bilgilerini kara borsaya sürecek.
Assim que chegar às ruas, vai sugar informações para o mercado negro.
Babası zenci, annesi beyazmış.
O pai era negro, a mãe era branca.
Zenci.
Negro.
Zenci olduğu için değil.
Não porque ele seja negro.
Bir rüzgâr gibiydi, bir hayalet gibi ama simsiyahtı.
E era parecido ao vento, ou como se fosse um fantasma, mas negro.
- Gözleri olan siyah bir rüzgar.
Um vento negro? Com olhos?
- Siyah rüzgar falan filan.
- Um vento negro, blá blá...
Şu anda baktığımız şeyler, siyah aynalar.
Isso que estás a ver chama-se "espelho negro".
Ama bazen bu cadılar kovalanıyorlarsa ve başka çıkış yolları kalmadıysa, kendilerini siyah aynanın önünde asıp yakabiliyorlar ve başka bir şeye dönüşüyorlar.
Mas, às vezes, esses bruxos eram caçados e não tinham outra opção que não enforcar-se e queimar-se em frente a um espelho negro, para que pudessem converter-se noutra coisa.
Siyah aynası oydu.
Era o espelho negro dela.
O babamdan daha zeki ve siyah.
É mais inteligente do que ele e é negro.
Siyahlar beyazlardan ayrı yaşamalıdır anlamına geliyor.
O negro deve viver separadamente do branco.
Lancaster'ın bu akşam bana bir nankör zenci demediği kaldı.
O Lancaster conseguiu passar a tarde sem me chamar negro ingrato.
Zenci bir İngiltere kralı.
Um rei de Inglaterra negro.
Garsonlar ve hizmetçiler dışında görünür siyah bir yüz yok.
Não há um só negro à vista para além dos empregados e das criadas.
O şefin ya da herhangi bir siyah şefle ve beyaz kraliçesinin Afrika topraklarında aynı yatakta yatmasına izin verirsem Malan İngiliz Uluslar Topluluğu'ndan ayrılır.
Se permitir que esse governante, ou outro governante negro e a sua rainha branca, durmam na mesma cama em solo africano, Malan irá retirar-se da Commonwealth.
Beyaz Kraliçe Siyah Kral Bechuanaland'daki Huzursukluktan Dolayı Kabile Üyeleri Şeflerinin Dönmesini Talep Ediyor
RAINHA BRANCA REI NEGRO AGITAÇÃO EM BECHUANALÂNDIA ENQUANTO A TRIBO EXIGE O REGRESSO DO CHEFE
Neden büyük bir hükümet risk altında sözleşme yaparak Amerikan ordusunun silahlarını kara borsada satar?
Para quê arriscar contratos enormes com o Estado vendendo armas do Exército no mercado negro?
Kara borsada silah satarak ne kadar kazanıyorlar?
Quanto dinheiro podem ganhar a vender armas no mercado negro?
Lütfen, özür dilerim Karaciğerim yeniden..
Vai ter de me perdoar, mas o meu fígado voltou a ficar negro.
- Şu takım elbiseli zenci.
Um negro veste um fato...
" İstediğiniz her renge açığız.
Qualquer cor que queiras, desde que seja negro.
Düşündüm de, en son ne zaman bir zenciyle veya Yahudi'yle golf oynadın?
Agora que penso nisso, quando é que foi a última vez que jogaste golfe com um judeu ou com um negro?
Pis zenci!
Negro!
Hiç durma, çünkü hiçbir zenci benimle böyle konuşamaz!
Força, porque nenhum negro vai falar assim comigo...
Karadeniz'de.
No Mar Negro.
Ve siyahım.
E eu sou negro.
Bir gün ki günahlar Daha kararamazdı
Um dia em que o pecado era tão negro quanto podia
Ne diyorsun be sen, zenci?
Negro, o que é que estás a dizer?
Zenci olmayanlar bile yapar bunu.
Mesmo quem não seja negro.
Zenci diyebilir miyim ya?
Posso dizer negro?
Bu odadaki zenci olmayan tek kişi olarak söylemek isterim ki Lupita'nın saçı sezar kesiminin siyahisi ve en çok istenilen tıraşlardan birisi.
Como o único não negro na sala, queria dizer : Lupita tem o cabelo bem curto e é um dos que mais me pedem.
Kenks!
Negro!
Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanı bir siyahi.
O presidente dos EUA é negro.
Gezegendeki en güçlü adam bir zenci.
O homem mais poderoso do planeta é negro.
Ee, peki bu dışarıda yürüyen sıradan bir zenci için neyi ifade ediyor?
E o que é que isso significa para o negro que vive por aí?
Ben diyorum ki bu ülkede daha önce hiçbir zaman zenci olmak şu anki kadar önemli olmadı.
O que digo é que nunca houve um melhor momento neste país para se ser negro do que agora.
Görünüşe göre mahallenin yanlış tarafındasın, zenci.
Parece que estás no lado errado da cidade, negro.
- Seni aptal zenci! - Jay!
- Negro idiota!
Aptal bir zencisin sen.
Negro idiota.
Hecele bakiyim onu bi'.
Negro, soletra isto.
Zenci İsviçreli bile tanımıyorum ben yahu.
Nem deve haver negro na Suíça.
O zenci mi?
Ele é negro?
Bu zenci sanırım mı dedi?
Esse negro disse talvez?
Howard komplo teorilerinde siyah kuşak gibidir.
O Howard é cinto negro em teorias da conspiração.
Jon, Kara Kale'de Lord Kumandan.
O Jon é comandante em Castelo Negro.
Kara Kale artık onun.
Castelo Negro é dele.