Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ N ] / Nesil

Nesil перевод на португальский

932 параллельный перевод
Tükenmiş kurallar der ki ; bir yemin ettiysen,.. .. yeminin yüzlerce asırlık nesil boyunca, bozulmuş olarak kalmalıdır.
O líder disse que se se fizesse o juramento que nunca foi quebrado, por gerações... séculos...
Ah, bu yeni nesil.
Esta juventude.
Farazi konuşuyorum, sakın kişisel algılama sizin nesil sevgilileri anlamıyor.
Mas falando de forma abstracta, sem que leves a peito a tua geração não compreende as mulheres.
İnsanlığın yüz nesil boyunca ne yaptıklarını göremeyecek.
Por 100 gerações de homens, ela não saberá o que fazer.
Bu genç nesil hiçbir şeyi umursamıyor gibi.
Esta jovem geração não parece ter nenhum sentido...
- İkinci nesil demek?
- Segunda geração?
Bizim evde üç nesil tıka basa yaşıyoruz.
Na minha casa moram três gerações em dois quartos.
Farklı bir nesil gibiler.
Eles são que uma raça diferente.
Ah Tanrım. Ne röntgenci bir nesil olduk.
Tornámo-nos uma raça de espreitadores.
Emirlerini yerine getirip, getiremeyeceklerini kanıtlamak için, onları 40 yıl boyunca çöllerde yürüttü, ta ki Tanrı'nın gözünde günah işleyen nesil yok olana dek.
E para provarem se obedeceriam aos seus mandamentos ou não, fê-los vaguear nos desertos durante 40 anos, até toda geração que praticara o mal aos olhos do Senhor se ter findo.
Eski nesil Fransızlar gibi konuştunuz.
Fala como a velha geração de franceses.
Bir nesil önce, babaları ormanda yabaniydi.
- Apenas uma geração atrás, seus pais eram selvagens na floresta.
Basit, sıradan insanlar ; ikinci nesil.
Apenas gente decente, só que da segunda geração.
Genç nesil.
A geração mais jovem...
Ailem 5 nesil boyunca kölelik ve ortakçılık yaptı.
Venho de 5 geraçöes de escravos e meeiros...
O altıncı nesil.
Ele é a sexta geraçäo.
Beş nesil önceye gittiğimizde, 125 yıl öncesine bu topraklar sadece "Batı" olarak bilinirdi ve bilenler de kunduz peşinde gezen bir avuç beyaz avcıdan ibaretti.
Mas, várias gerações atrás, há apenas 125 anos, esta terra chamava-se apenas Oeste. Conhecida somente por um punhado de brancos, caçadores solitários que por ela vagueavam, caçando castores.
Normal şartlar altında, bundan doğacak nesil diğerlerine baskın gelecektir.
Em condições de liberdade, a sua estirpe prevaleceria.
50 nesil boyunca böyle, ve sonra birden şu saçmalık peyda oluyor.
Durante 50 gerações, isto. Subitamente, esta extravagância cresce desta forma.
Yeni bir nesil olarak tamamen yeni olan bir sürü şey var. Yaşlandığımı mı ima ediyorsun yani?
Tem toda uma nova geração, um novo sentimento!
Bence Robbo genç nesil için bir tehdit.
Acho que ele é uma ameaça para as gerações mais novas.
Üç nesil boyunca el değiştiren bir silah.
É o resultado dos truques de três gerações de pistoleiros.
Müfettiş Morand, bir nesil önce yaşanan bir vakayı hatırlamadım diye beni suçlayamazsınız.
Bem, Inspetor Morand, não pode me culpar por não me lembrar de um caso que aconteceu faz quase uma geração.
Bizim nesil onunkinden daha korkunç milyonlarca ölüme tanık oldu.
Nossa geração viu milhões de mortes mais terríveis que esta.
Gemilerimiz çoklu nesil tasarımına sahipti.
As nossas naves eram de design multigeracional.
Kim bilir kaç nesil yaşamlarını burada geçirdi, ve dünyalarının boş olduğunu bilmeden burada gömüldü.
Quantas gerações viveram aqui as suas vidas e aqui foram sepultadas, sem saberem que o mundo delas era oco?
İlginç bahislerin olacağı bir nesil elde edeceksiniz.
Contarão com gerações de apostas empolgantes.
Bu nesil ve kültür, eski kafalı nesillerden uzak kalmış durumda.
Esta cultura e geração, está longe da velha cultura e geração.
Bunlar, bir nesil boyu kölelerin sonsuz emeğiyle inşa edilmiştir.
Foram construídas ao longo de uma geração por uma reserva infindável de mão-de-obra escrava.
Genç nesil yürüyüşler ve oturma eylemleri için silaha ihtiyaç duyuyor.
Os jovens necessitam armas para as suas marchas e manifestações pacíficas.
Bu da yaşlı ve genç nesil arasındaki bağı koparıyor.
E isso nos isola tanto da geração mais velha, como da mais nova.
Kendi ailemizden ikinci nesil.
É a segunda geração da nossa família.
Ama öncülerimiz, 13. nesil atalarımıza ait çoğalan işaretler saptadılar.
Mas os nossos batedores têm encontrado indícios crescentes do caminho tomado pelos nossos antepassados, a 13ª tribo.
Üç nesil içinde, sosyal hayaller gerçek olacak.
Dentro de 3 gerações, a utopia social será uma realidade.
Pekçok nesil sonrasında ise samuray yüzüne ençok benzeyen sırtlı yengeçler kaçınılmaz olarak hayatta kalıp baskın duruma geçeceklerdir.
Com o passar das gerações, tanto de caranguejos como de pescadores, os caranguejos cujas carapaças mais se assemelhavam a um rosto de samurai, sobreviveram preferencialmente.
O günden beri 100 nesil yaşadı ve öldü.
Desde então, 100 gerações viveram e morreram.
Ama böyle durumlarda kızınızın isteklerini dikkate almanız gerektiğini söyleyenler de var. Bu kadar büyük bir yaş ve nesil farkı bir evliliği hiç de istenmeyen noktalara getirebiliyor.
Alguns lhe diriam que, nestas ocasiões, a inclinação da filha é algo a ter em conta, e que a diferença de idades, feitios e sentimentos pode ser a ruína de um casamento.
İngiltere, Lancashire'da doğmuş. Evin üçüncü nesil kâhyası.
Ele nasceu em Lancashire, Inglaterra in Lancashire, England, terceira geração de mordomos.
Dört nesil boyunca o çiftlikte çalıştık. Kazdık, ektik ve biçtik.
Quatro gerações a trabalhar naquela quinta, a cavar, a drenar e a plantar.
Bunu gelecek nesil için belgelemeliyiz.
Venham, venham também, devemos documentar o acontecimento.
Bu ve gelecek nesil için bize şimdi her şeyi anlatmanız gerek.
Por amor a esta e ás futuras gerações tem que dizer-nos tudo.
Bu da yeni nesil Meksikalı gönüllümüz.
Uma nova raça, o nosso recruta mexicano.
Tüm lanet nesil kafayı sıyırmış.
Uma geração inteira estragada.
Her nesil kendi davasının peşinden gitmeli.
Cada geração deve seguir a sua própria missão.
Şey, yalnızca diyelim ki... benim makinelere olan inancım, beşinci nesil bir bilgisayar yarattı.
Digamos que a minha fé nas máquinas criou uma quinta geração de computadores.
Artık yeni bir nesil var.
A nova geração.
- Sadece nesil farkı bu.
- Mas pertencem a uma geração diferente.
Çelik işçisi dört nesil...
Quatro gerações de metalúrgicos...
Bir nesil atladığı söyleniyor.
Dizem que pula uma geração.
Gözden çıkarılabilecek sürüyle nesil.
Várias gerações de pessoas descartáveis.
Yeni nesil için koruma.
Protecção para a nova era.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]