Nome перевод на португальский
93,789 параллельный перевод
Adı Bram.
O nome dele é Bram.
Adım, adım Karen.
O meu... o meu... o meu nome é... é Karen.
Kızının adı ne?
Qual é o nome da tua filha?
Güvenli evden kaçan çocuğun adı Emmett Hallstead.
O nome do miúdo que escapou da casa segura - é Emmett Hallstead.
- Adım Elise.
- O meu nome é Elise.
Adı Karen.
O nome dela é Karen.
Benim adım kim değil
O meu nome é Noa.
Sevişebildiğin zaman, şirketinin adını'Microsoft'yapmazsın.
Não dás o nome "Microsoft" a uma empresa
Adı Charlie'ydi.
- O nome dele era Charlie.
Adım Jay G.
O meu nome é Jay G.
O araba başkasının adıyla kiralandı ki aslında ben oluyorum.
O leasing deste carro em nome de outra pessoa é quem eu sou!
Tang Clan adını benden aldı diyorum
Ele roubou o nome Tang Clan de mim
Yeni isimlerden hangisini daha çok sevdin?
Que novo nome preferes?
Burası profesyonel bir dördüncü sınıf radyosu.
O nome da bebé é Maggie. Ei, vadia da praia.
Peki bana bunu yapan kişinin adını verebilir misiniz?
Pode dizer-me um nome? A pessoa que o fez?
Titan'da geçirilen büyülü bir hafta sonunun ardından geride bırakılan sevgilinin adı konan bir gemiye daha el koysaydım yaratıcılıktan mahrum oldukları için insanları vurabilirdim.
Se tiver de entrar noutra nave baptizada com o nome de um miúdo ou miúda deixados para trás depois de um fim de semana mágico em Titã, ainda fuzilo alguém por ausência generalizava de criatividade.
Gemiye Japon balığımızın adını vermeyi düşünüyorduk.
Estávamos a pensar em baptizá-la com o nome do nosso peixinho.
Kötümser birinin adını cevaplıyor gibi.
Responde pelo nome de Jeremias.
Gerçek adını bilmiyorum.
Não sei o... verdadeiro nome dele.
Adın ne?
Qual é o seu nome?
Bütün merkez adına efendim, size hoşgeldiniz diyoruz.
Em nome de toda a esquadra, senhor, se me permite, bem-vindo de volta.
Adınız bu, değil mi?
- Morse. É esse o seu nome, não é?
Donald Bagley adı hala Bramford'da kapıları açıyor.
O nome Donald Bagley ainda abre portas em Bramford.
- Evet. Bu Wesen'ın bir ismi var mı?
Este Wesen mastigador de bebés tem nome?
- Nerden biliyorsun bu ismi?
Como é que sabes esse nome?
- Babam bu ismi dün gece çok defa söyledi.
O pai disse o nome dele, várias vezes ontem à noite.
Parka onun ismi verilmiş.
O parque tem o nome dele.
Hayır, Monroe, orası park.
Não, Monroe, esse é nome do parque.
İlk adı Charles. Ne zamandır burada bilen yok.
O nome dele é Charles e está aqui desde sempre.
Hey, yaşlı adamın adı neydi?
Qual era o nome do velhote?
İşte burada.
Aí está. Nome do meio :
İsim, önceki adres, eğer varsa, çıkış saat 10 : 00'da.
Nome, endereço anterior se tiver um. O check-out é às 11h.
Bana adını hiç söylemedi.
Nunca me disse o nome.
Kamyon bir Patricia Vetvark'a kayıtlı.
A camioneta está registada Em nome de Patricia Vetvark.
Adı Allie Stevens.
O nome dela é Allie Stevens.
Rayburn adını korumak için.
Proteger o nome Rayburn a qualquer custo.
İsmim uzun süredir en başta.
Há muito tempo que o meu nome vem em primeiro lugar.
Çünkü adı ne olursa olsun ona soyadını veren sen olacaksın.
Qualquer que acabe por ser o nome próprio, serás tu a dar-lhe o apelido.
Film sevip sevmediğini bilmiyorum çocuklar ama izlediğim her film öğretmenin, ismini tahtaya yazmasıyla ve çocukların ona bir lakap bulmasıyla başlıyor.
Não sei se gostam de filmes, mas, em todos os que vi, o substituto escreve o nome no quadro e os miúdos atiram-lhe algo.
Kısa bir ismim var o yüzden acele etmeyeceğim.
Tenho um nome curto, por isso, escreverei devagar.
Eğer babam bana, üzerinde ismimin olduğu bir şirkette iş teklif etseydi ben de hatayla dosyalara başka şeyler koyardım.
Se o meu pai me oferecesse trabalho numa firma com o meu nome, eu faria estes erros também.
Katrina, kod adım üzerinde çalışman lazım çünkü çok belli oluyor.
Tens de trabalhar o nome de código, porque é muito óbvio.
Jessica bile senin ismini kapıda istemedi eğer hâlâ Jessica nefes alıyorken yönetici olmana izin vereceğimi sanıyorsan lanet olası aklını kaçırmışsın!
- A Jessica nem queria o teu nome na parede. Se achas que permito seres sócio-gerente enquanto ela for viva, tira daí o sentido!
Sanırım yapacağımız ilk iş şirketin ismini ne yapacağımıza karar vermek.
Primeira ordem de negócios : o que vamos fazer sobre o nome da firma?
-... kastediyorsun?
- Ele tem nome.
Gerçek adı da bu değildir muhtemelen.
Provavelmente não é esse o nome dele.
Burada oto tamir işi yapıyor. FBI gözetleme listesinde olmasının asıl nedeni nedir?
O FBI está de olho nele com razão ou é só mais um nome como proteção?
Araç sahte isimle hayali bir şirket tarafından kiralanmış.
Alugaram o carro com um nome falso ligado a uma conta de uma empresa falsa.
Adın bu değil mi?
Não é esse o teu nome?
Evet, adimi biliyorum.
Sim, eu sei o meu nome.
Adını söylesene.
Diz o nome dele.