Nucleus перевод на португальский
96 параллельный перевод
Spinal boşlukta olmaması gereken bir şeyler veya nucleus pulposusta kemiksi bir çıkıntı olduğunu düşünmüştüm.
Esperava uma intrusão no espaço espinal ou tecido ósseo no disco.
Ben çocukken otistik olabileceğimi düşünmüştü. MR çektirdi falan hatta. Beynimde temporal lop ve kaudat çekirdek buldular.
Quando era criança, ela pensava que eu poderia ser autista, então mandou fazer uma ressonância magnética ao meu cérebro, e então descobriram um lobo temporal aumentado e um Caudate Nucleus também.
Bu, bildiğimiz kadarıyla beyindeki ventral tegmental ve caudate nucleus alanlarının bir uyarımından ibaret.
Tanto quanto sabemos, é a estimulação da área tagmental ventral do cérebro e núcleo caudado.
Önümüzdeki aylarda Hooli, Nucleus'u çıkaracak. Dünyanın göreceği en sofistike sıkıştırma yazılım platformunu.
Nos próximos meses, a Hooli vai lançar o Nucleus, o software de compressão mais sofisticado, que o mundo já viu.
"Biz Pied Piper olarak Gavin Belson ve..." "... Nucleus'teki eşeklerini paraya muhtaç yapacağız. "
Nós, do "Pied Piper", estamos ansiosos para dar a Gavin Belson e aos estúpidos da Nucleous, uma hipótese pelo dinheiro.
- Nucleus'un canına Smiler ile okuyacağız.
Vamos arrebentar geral o "Nucleus" com o "Necro".
Nucleus'dakiler sence garajlarına mural boyasınlar diye sabıkalı adam mı tutuyor?
Achas que os tipos do Nucleus vão contratar, um criminoso condenado para pintar as suas garagens?
Evet. Yani Nucleus'la alakalı falan değil...
Sim, mas não sobre Nucleus nem nada do tipo.
Bilhassa Nucleus'un büyük çıkışını gerçekleştireceğimi söylediğimde.
Especialmente quando disse que fazia do evento a grande inauguração do Nucleus.
Senin yüzünden Gavin Belson TCD'de Nücleus'u ilk defa tanıtacak.
Por tua causa, o Gavin Belson vai estrear no Nucleus de TCD.
Nucleus'e yapacağımız seyahate hoş geldiniz millet.
Sejam todos bem-vindos, à nossa jornada pelo Nucleus.
Nucleus bulut tabanlı sıkıştırma gruplarında birleştirilmiş gelmiş geçmiş en değişik özellikleri sunuyor.
O Nucleus vai fornecer os mais diversos recursos já reunidos numa compressão, em nuvem.
Umarım Nucleus seyahatimizden keyif aldınız.
Espero que tenham gostado da vossa jornada pelo Nucleus.
Yani en iyi ihtimalle Nucleus'un daha kötü versiyonu derler.
Na melhor das hipóteses, somos a pior versão do Nucleus.
- Nucleus hakkında büyük sözler verdiniz.
Fizeste muitas promessas, sobre o Nucleus.
Nucleus'u bizimkiyle tıpatıp aynı bir sisteme kurdular ve Weissman puanları da 2.89'du, bizimkiyle aynı.
O Nucleus é feito do mesmo mecanismo que o nosso. Exactamente o mesmo. A sua Pontuação Weissman foi de 2.89, o mesmo que a nossa.
Vücuduna göre kocaman kafan ve gözlerinle sen çok tatlı bir bebeksin, ve şimdi kendimi sana bağlanmaktan alamıyorum, çünkü beynimin ödül merkezine dopamin hücum etmesine neden oluyorsun.
com uma cabeça e uns olhos demasiado grandes para o teu corpo. Agora, não consigo deixar de me sentir ligado porque estás a causar uma inundação de dopamina ao meu "nucleus accumbens".
Tamam o zaman aldığım talimata göre seni Nucleus projesine atanan elemanlar listesinden kaldırıyorum.
Fui instruído a remover-te da lista de funcionários, do projecto Nucleus.
Nucleus'la alakalı hiçbir mesaj ve dosya raporu almayacaksın ya da Nucleus toplantılarına katılmayacaksın.
Não vais receber mais nenhum comunicado sobre o projecto, nem relatórios, nem avisos de reuniões.
Ona Nucleus diyorlar, manası her ne sikimse.
Estão a chamar Nucleus, seja lá o que isso signifique.
Nucleus mu?
"Nucleus"?
Ve bu da ocakta CES'te çıkacak olan Nucleus'un habercisi olan kampanyamızdaki ilk noktalar.
Este é o primeiro spot da nossa nova campanha que anuncia o lançamento de Nucleus, em janeiro, na CES.
Tek umurumda olan Nucleus'us Pied Piper'dan daha iyi olması.
Só me interessa que o Nucleus é melhor do que o Pied Piper.
Birinin sıkıştırma programı veri kıyametini engelleyecek. Ve bunun Pied Pieper değil de Nucleus olduğundan emin olsanız iyi olur.
A compressão de alguém salvará o mundo do "Dadosmegadão", e é bom que seja a da Nucleus, não a da maldita Pied Piper!
Şimdi yeterli yatırımla gereken zamanda CES için fonksiyonlu bir deneme sürümü oluşturmalı ve Nucleus'u marketten atmalıyız.
Com o financiamento adequado, conseguiremos criar uma versão beta a funcionar, para a CES, e comprimir o Nucleus para fora do mercado.
Mal gibi davranarak Nucleus'a haddini bildiremezsin.
Não vais dar cabo do Nucleus a agir como um anormal.
Cahiller ya da basmakalıp sanayilere göre en son Nucleus arızası doğrudan olumsuz olarak başarısızlık görünebilir.
Para os ignorantes ou membros das indústrias convencionais, a recente falha do Nucleus pode parecer um fracasso, meramente no sentido negativo.
Nucleus canlı yayınınızın feci sonuçlarının iyiye alamet olduğunu mu söylüyorsunuz?
Diz-nos que os resultados desastrosos da vossa transmissão em direto do Nucleus são uma coisa boa?
Nucleus platformuna yeni bir şey mi ekledin yani?
Diz que acrescentou algo novo à plataforma Nucleus?
Nucleus'la birleşince platformun yayımında her türlü hatayı düzeltecek kadar yenilikçi bir işlev hayal edin.
Tentem imaginar uma função tão inovadora, que a sua integração Nucleus justificará qualquer falha na implementação da plataforma.
Bunu Nucleus'a ne kadar sürede ekleyebiliriz?
Quando podemos integrá-lo no Nucleus?
Ocak ayında CES'teki büyük Nucleus çıkışımıza binaen dünyaya gizli bir ön gösterim vermeye karar verdik.
Em antecipação do nosso grande lançamento do Nucleus, na CES, em janeiro, decidimos dar ao mundo uma antevisão.
Dana White ve UFC ortaklığıyla Nucleus gelecek ayki UFC maçında canlı yayın için tek sağlayıcı olacak. Molina, Bulgakov II'ye karşı.
O Nucleus, em parceria com Dana White e a Ultimate Fighting Championship, será o fornecedor exclusivo de imagens em direto do grande combate do mês que vem, entre Molina e Bulgakov II.
Tam platformun Ocağa kadar hazır olmayacağını fark ettim fakat Nucleus bölümüm bu mücadeleye hazır olduklarını garanti ediyor.
Sei que a plataforma não estará totalmente pronta, antes de janeiro, mas a equipa do Nucleus garante estar pronta para este desafio.
Ve aklıma tüm dünyaya Nucleus'u ucundan göstermek için millet birbirini boğazlarken henüz gösterilmemiş bir video göstermekten daha heyecanlı bir yöntem gelmiyor.
Não me ocorre forma mais empolgante de dar uma antevisão ao mundo, do que pôr latência de vídeo numa chave de braço crua.
Bu gece ilk defa internet üzerinden 4K çözünürlükte yayın yapıyoruz. UFC Dövüş Gecesi. Nucleus'un katkılarıyla!
Esta noite, pela primeiríssima vez, a emitir ao vivo, com resolução 4K, via Internet, o combate UFC, potenciado pela Nucleus.
UFC Dövüş Kanalı'yla bağlarımızı koparıyoruz. Nucleus sayesinde.
Cortamos o cordão, para sempre, com o UFC Fight Pass, via Nucleus.
Nucleus kalite kaybı yaşamadan sıkıştırılmış, rekabeti sınırlara taşıyan 4K UHD görüntüyü sizlere sunuyor.
O Nucleus domina o vídeo UHD 4K com uma chave de braço de compressão sem perdas, e obriga os adversários a desistir.
Bu titreme Nucleus kaynaklı değil, değil mi?
Estas interferências não são problema do Nucleus, pois não?
Duyduğumuza göre Nucleus canlı yayını...
Dizem-nos que a transmissão Nucleus...
Nucleus henüz 4K canlı yayına ayak uyduramıyor.
O Nucleus ainda não consegue processar a transmissão em direto 4K.
Evet ama Nucleus'u yenmek öyle.
Mas superar o Nucleus é.
Nucleus'a olduğu gibi bize de zarar verebilir.
Pode prejudicar-nos, como aconteceu com eles.
Böylece hangi durumda olduğumu görebileceğim. Herkes mutlu mutlu müjdeler veriyor çünkü.
Estranho, exigi ver testes internos de todas as facetas do Nucleus, para avaliar por mim, em que situação estou, pois só oiço boas notícias de toda a gente.
Bayanlar baylar. Geçtiğimiz 90 dakikada Nucleus isimli yeni işletim sistemiyle güncellenmiş.. ... standart bir HooliPhone deneme fırsatına eriştiniz.
Senhoras e senhores, nos últimos 90 minutos, tiveram a oportunidade de explorar um telemóvel Hooli, melhorado com um novo sistema operativo chamado Nucleus.
Düşündüğümüz gibi halka faydamız olmadı ama Nucleus daha kötü sıçmıştı.
Este não é o golpe de relações públicas que imaginámos, mas o Nucleus fez bem pior.
Nucleus reklam satışı tarihin en büyüğü olacak.
A campanha publicitária do Nucleus será a maior da nossa história.
Henüz platformu görmedik ancak Nucleus'u nüfuzlu teknoloji gazetecisi ve blogcularına ön gösterim olarak sunmayı planlıyoruz. Çünkü kesinlikle Nucleus'u bir gördüler mi...
Bom, ainda não vimos a plataforma, mas planeamos mencioná-la a jornalistas tecnológicos e bloggers influentes, pois de certeza que quando a virem...
Görünüşe göre Nucleus da hazır.
A pontuação Weissman é a melhor. Parece que a Nucleus é a melhor.
Nucleus Wide Diaper'ı ezip geçecek!
O Nucleus vai acabar convosco.
Bu arada Nucleus platformunun her dalından dahili bir test talep ettim.
- Sim.