Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / O olmazsa

O olmazsa перевод на португальский

1,637 параллельный перевод
O olmazsa kız kardeşi Tisla para verir.
E se não for assim, vai interessar-lhe à irmã dela, Tisla.
O olmazsa, ben olurum. Sana söz.
E se ela não tiver, faço eu, prometo.
Hiç olmazsa bunu yapmış.
É o mínimo que podia fazer.
O uçakla taşıma işi hemen olmazsa bunların hiçbir anlamı olmayacak.
Isto não vai fazer nada, a não ser que chegue o transporte aéreo.
Ödeme bir hafta sonra masamda olmazsa, senin cenazen olacak.
Se não tiver o pagamento em minha mesa numa semana, será seu o funeral!
beraber Ahmatray olmazsa ne olacak?
E se não atingirem o "ahmatray" juntos?
Eğer arkamda bir güç olmazsa, İşimi yapamayacağım.
Se não tiver músculos comigo, não conseguirei continuar o meu negócio.
O benim en iyi arkadaşım, ve onun arkadaşlık ilişkisi... benim hayatımın olmazsa olmazı.
Ele é meu melhor amigo, e a amizade dele é a única coisa sem a qual não poderia viver.
- Olmazsa, randevu noktası.
- Se não, para o ponto de encontro.
Bugün olmazsa, o zaman yarın.
Não hoje, mas amanhã...
Eğer bir icraatı daha olmazsa, nasıl suç üstü yapacağız?
Muito bem, se ele não fizer outra entrega, o que temos?
O toplantıda olmazsa, işimizden oluruz.
Se não aparecer na reunião, estamos no olho da rua.
Düşük dozla başlamanı istiyorum. Ve birkaç gün sonra da bir yan etkisi olmazsa bu dozu yükseltmeni istiyorum senden.
O que quero que faças é começar pela dosagem reduzida, e se, passados uns dias, não notares quaisquer efeitos secundários, então quero que passes para uma dosagem mais alta.
# Aşk olmazsa # # Hayat, içinde yaz olmayan mevsimler gibidir #
Sem amor A vida é como as estações, sem o verão.
# Aşk olmazsa # # Apollo'daki Doris Day gibidir hayat #
Sem amor A vida é o dia da Dores no Apollo
Eğer açıların yeterince düzgün olmazsa, topu senden alacağım.
Se o ângulo não for suficiente, Eu vou tirar a bola.
- Bu define avının olmazsa olmazıdır.
É o axioma das caças ao tesouro.
Eğer ateşkes olmazsa dünya kamuoyu hayal kırıklığına uğrayacak ve buradaki şiddet olayları devam edecek.
O Conselho Internacional ficará bastante descontente se não houver cessar-fogo, e se as atrocidades continuarem. Muito descontentes, Coronel.
Büyükbabam bu olmazsa hayat çok sıkıcı olur der.
O avô diz que só a verdade não chega.
Ama oğlumla aynı odayı paylaşmak senin için sorun olmazsa...
Mas se não te importares de partilhar o do meu filho...
Orada bubi tuzağı olmadığından emin oluruz ve imha ederiz. Olmazsa, Alete doğru giderim, onu söker ve yanımda götürürüm.
Asseguro-me de que não há nenhum cabo de ligação suplmentar, ou o engenho explodiria, se não houver, vou para o engenho desmonto-o, e trago-o comigo.
Zahmet olmazsa, fermuarımı çekebilir misin?
Importa-se de me fechar o fecho?
İki işte birden çalışmak çok yorucu. Ama hiç olmazsa beni meşgul ediyor. Ve daha da önemlisi kafamı ona takmamı önlüyor.
Ter dois empregos é cansativo, mas pelo menos mantém-me ocupada e, o que é mais importante, impede-me de pensar nele.
Sana yemin ederim olmazsa şapkamı yiyeceğim!
Ou eu como o meu chapéu.
Olmazsa, ödeme için daha uygun olanağınız olacak.
Se não houver débito, vocês terão a hipotese de fazer o pagamento no próprio evento.
- Ne olmazsa?
- E se, o quê?
Aslında, beklemek senin için sorun olmazsa ofisimi kilitledikten sonra seninle aşağıya inebiliriz.
Se não te importares de esperar, eu tranco o meu gabinete e vou contigo para baixo.
Cissé olsun yada olmasın, eğer 1 dakika içinde, hala burda olmazsa, maça başlayacağım.
Só falta o Cissé, se ele não estiver aqui dentro de um minuto, dou início à partida.
Kurallar olmazsa oyunun zevki çıkmıyor.
O jogo não é divertido se não houverem regras.
O zaman söyle ona eğer döndüğümde L.A.'de olmazsa polisi arayacağım.
Então diz-lhe, por mim, que se ela não estiver em L.A. quando eu voltar, eu chamo a polícia.
Bir şekilde, seni dışarı çıkarmamız lazım. Sorun olmazsa, benim taraftaki kapıyı kullan.
Tens de sair, ou então passa para o outro lado.
Hiç olmazsa en son yaptıklarını tekrar yapmayacağından emin olmamız gerekiyor.
Estamos a tentar garantir que o seu cliente não volta a fazer o mesmo que no último incidente.
Vicdanın senin saygın bir özelliğin, ama bilgin dahilinde olmazsa ölümü şerefine leke süremezdi...
Os seus escrúpulos são meritórios, mas sem o seu conhecimento, a morte dele não o teria desonrado...
Eğer gece birşey olmazsa, doğumu gerçekleştirebiliriz.
Se não acontecer nada durante a noite, podemos provocar o parto.
Eğer kemikler olmazsa atalarının yanına ulaşamayacağını anlatıyor. Ve ruhu huzur bulmayacak.
Dizem-se que se os ossos não forem sepultados perto dos ancestrais o espírito não pode descansar.
Bunun tek iyi yanı hiç olmazsa kendi ailemizden daha kötü olmayız.
O lado bom é que não podemos ser piores pais que os nossos pais.
Ya olmazsa ne?
E se o quê?
Kusura bakma bu şeyin nereye varacağından emin değilim ama sadece bir kereliğine kontolü bırakmayı deneyeceğim, sorun olmazsa tabii.
Desculpa. Eu... Não tenho a certeza como isto funciona, mas gostaria de não ter o controle, por uma vez, se for possível.
O halde, o dosyalara erişmenin bir yolunu bulman gerekiyor çünkü o şematikler olmazsa, ne aradığımı bilemem.
Arranja-te. Sem os esquemas não sei do que ando à procura.
Yarışmada ortadaki amigo kız olmazsa mahvolduk demektir.
- Se não tivemos a do meio, é o fim. - Vejam isto, meninas.
Öldürecekseniz hiç olmazsa bana saygı gösterip bu işe götürmek falan demeyin.
Já que me vais matar, tem pelo menos o respeito de não chamares a isso "mudar-me".
Aslında sorun olmazsa, Lex'in hediyesini bulamasın diye şarap mahzenine saklamıştım.
Bem, se não te importares, escondi a prenda de casamento do Lex na adega para que ele não o encontrasse.
İnsanlar tuzlu fındık yerse ve limonataya erişimleri olmazsa, ağızları yapışır. Bunun için endişelenmene gerek yok Babette. Çünkü tuzlu fındık standı olmayacak çünkü tuzlu fındık standının bütçesi,..
Mas não tens de te preocupar com isso, Babbete porque não vai haver uma barraquinha de amendoins porque o orçamento foi transferido para o labirinto de feno.
Hiç olmazsa köpeğiniz yüzmeyi seviyor.
- Pelo menos o seu cão diverte-se a nadar.
Ama bu kurallar ne olmazsa işe yaramaz?
Mas essas regras não funcionam sem o quê?
Rüyamda koleje kadar onunla tanışamıyorum. Hemen şimdi olmazsa tabii. Onunla mutlaka tanışmalıyım.
Nos meus sonhos, eu não o conheço até à faculdade, a não ser que agora, aqui mesmo, eu faça questão de o conhecer.
Reggie olmazsa bu gelirin hiçbiri halkımıza gitmezdi.
Se não fosse o Reggie, nenhum deste lucro reverteria para o povo.
Bu filmde bir rolüm olmazsa teorik olarak, onunla yatabilirim, Billy'yi de gücendirmem, değil mi?
Se não conseguir um papel no filme, tecnicamente, posso ter sexo com ela, sem ofender o Billy, não é?
Sanırım hepsini arkaya sığdırabiliriz, olmazsa kalanını öne koyarız.
Acho que deve caber tudo atrás, mas, se não couber, pomos o resto à frente.
Serum olmazsa, bir tür geri çekilme durumuna geçiyor, eğer onu hemen tedavi etmezsem, bağışıklık sistemi tamamen kapanabilir.
Sem o soro, ela está entrar numa espécie de carência e, se eu não a tratar depressa, o seu sistema imunológico pode parar por completo.
Eğer oynarsak ve bir şey olmazsa bu konuyu bir daha hiç açmayacağım.
Se jogarmos o jogo e não acontecer nada, nunca mais fálo nisso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]