Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Okyanus

Okyanus перевод на португальский

1,698 параллельный перевод
Bunun, Dünya'daki okyanus akıntılarının çöküşüyle başlayan bir felâket olduğu düşünülmekte.
Uma catástrofe que terá sido desencadeada pelo colapso das correntes oceânicas do planeta.
Pekala, tam bir okyanus manzarasıyla kısmi bir okyanus manzarası arasındaki mali fark nedir?
Ok, qual a diferença de preço entre uma vista parcial do oceano e uma vista total?
"Okyanus Dalgası"...
"Pacific Crest"...
Okyanus çok gürültülüymüş.
O oceano é barulhento.
Okyanus gibi bir şey bu.
É como um oceano.
Snow Mountain'dan başlayarak 30 mil boyunca okyanus yüzeyi,... sert buz tabakaları halinde donmuş durumda.
Desde a Montanha, ao longo de 4827 metros, a superfície do oceano é uma densa placa de gelo.
En yakin okyanus petrol cikarma istasyonu nerede?
Bruce, acho que isto pode funcionar.
Tam bu sahilde, okyanus esintileri, mavi gökyüzü, martılar...
Mesmo na praia, a brisa do mar, céu azul, as gaivotas.
Tanrım, okyanus geceleri o kadar güzeldi ki.
Deus, era tão lindo, o oceano à noite.
Denizlerin ısınması okyanus tabanındaki sıkışmış yüksek miktardaki CO2 miktarının serbest kalmasını tetikleyebilir.
E o aquecimento dos mares pode desencadear a libertação de grandes quantidades de CO2 que estão "presos" no leito dos oceanos.
Şu anda bir okyanus krizi var.
Agora, há uma crise no oceano.
Okyanustan çok fazla şey aldık ve okyanuslara çok fazla şey bıraktık, çok fazla kirlilik ve okyanus kenarlarına çok fazla zarar verdik.
E a verdade é que já tirámos tanto do oceano, já despejámos tanto no oceano, tanta poluição, e estamos a destruir a orla do oceano.
Ve eğer bunu yaparsak bütün okyanus yüzeyini durgun, tamamen ölü bir bölgeye çevirebiliriz.
E se fizermos isso... Estagnação do Oceano FITOPLÂNCTON E isso é uma ideia assustadora.
Okyanus senin, dostum.
O mar é teu, pá.
Bak, Terry. Şu an tartışamayacağım. Beni bekleyen iki adam ve okyanus ötesi bir görüşme var.
Olha, Terry, não posso discutir isto agora, estou esperando duas pessoas, para fazer uma conferência transatlântica.
Okyanus manzaralı bir oda olsa?
Por que sem vistas ao mar?
Okyanus öfkeden kudurdu
E o mar fez o seu papel
Okyanus aşırı mı?
Noutro continente?
Anla bunu, tüm dünya anlasın. Okyanus kuruyana kadar kaynatacağım ve bulacağım sevdiğimi.
Fica a saber e espalha por todo o lado que ferverei o oceano para secar as águas e encontrar a minha amada!
Sarışın bir kızdı, mavi gözlüydü. Okyanus mavisi.
Ela é loira, com olhos azuis, azuis intensos como o fundo do mar.
Tabi, ihtiyacım olan tüm malzemeleri burada bulamam ama okyanus mandalinası yeterince uzun çiğnerseniz deniz eriğine çok benziyor.
Claro que não consigo arranjar aqui todos os ingredientes que preciso, mas Citrus Fortunella do oceano são muito parecidos com ameixas secas do mar, se os guisarmos o tempo suficiente.
Okyanus mandalinası olduğunu sanıyordum.
Eu pensava que eram Citrus Fortunellas do oceano.
Çekçe "okyanus" nasıl denir?
Como se diz "oceano" em checo?
Evet, patlamanın ve okyanus suyunun etkisi ile normaldir.
Entendo. Entre as explosões e o oceano, não estou surpreendido.
- Evet onlar kullanıma hazır, ama onlar okyanus tabanını taramak için.
Uh, sim, estão operacionais, mas foram... projetados para varrerem o fundo do oceano. Não importa.
Billy Okyanus. Kuzey Buz Denizinden ve Pasifikten sonra en sevdiğim okyanussun!
Ah, Billy, depois do Àrtico e do Pacífico, és o meu Oceano preferido.
Barnacle Körfezi Okyanus Enstitüsü
INSTITUTO OCEANOGRÁFICO
Böylelikle kocaman bir boşluk oluşuyor, adeta bir okyanus kadar.
Isso deixa um espaço vazio, um oceano.
Topu oraya fırlatırım çünkü... Çünkü liberolar ve alıcılar arasında okyanus gibi bir alan açılacak.
Posso lançar para lá porque há um oceano entre os "safeties" e os outros.
Okyanus tabanını daha yeni deldik.
Nós apenas começamos a perfurar na crosta.
Planula bir yere konuşlanana kadar okyanus akıntılarında sürüklenir.
A Planula é levada pelas correntes do oceano até que poisam.
Balina köpekbalıkları destansı okyanus gezginleridir.
Os tubarões baleia são viajantes épicos do oceano.
Olur böyle şeyler. İş dünyası okyanus gibidir.
O mundo dos negócios é como um oceano, temos de saber surfar nele.
Yani okyanus çok büyük, değil mi?
O mar é grande.
Çıplak ve okyanus kıyısında öylece yatıyor.
Ela está nua, deitada junto ao mar.
Böylece okyanus havası içeri girer hastalığını alıp götürür.
Deixa entrar uma brisa do mar...
Okyanus gibi, dalgalar halinde gelecek.
Isto é como o oceano e continuará a vir como as ondas.
- Okyanus kısmını duydun mu?
Ouviste a parte do oceano?
Okyanus gibiydi.
Era como o oceano.
Daha önce böyle bir okyanus görmüş müydün?
Alguma vez viste um oceano como este?
Okyanus büyük, ahbap.
O oceano é grande, meu.
Belki de bir okyanus çukurundan çıkmıştır.
Claro. Talvez tenha surgido de um fosso oceânico, sabes?
Okyanus bize temin edecektir.
O oceano providenciará.
Okyanus. İhtiyacım olan her şey bu, Luke.
O oceano... é tudo o eu que preciso, Luke.
Okyanus orada.
O mar fica ali.
Okyanus yolculukları uzundur.
As viagens de oceano são longas.
Bir zamanlar dünyanin en büyük okyanus gemisiydi, heyecanli bir cinayet romanina konu olsa da simdi, sasirtici biçimde bir motel ve restoran olarak kullaniliyor.
Outrora o maior transatlântico do mundo, é, agora, um hotel com restaurante, onde fazem um jantar-mistério surpreendentemente interessante.
Şimdi Bu olursa, Okyanus bütün batı sahilini..
Enquanto isto acontece, os oceanos vão inundar as costas de todos os continentes.
İnciden konu açılmışken, belki sen ve ben biraz tatlı okyanus müziği yapabiliriz...
Por falar em pérolas, talvez nós possamos fazer uma suave música...
- Karidesler okyanus dışında da yaşıyabiliyor mu?
- Isso vive fora do mar?
Bu aynı okyanus.
É o mesmo oceano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]