Olursa перевод на португальский
35,081 параллельный перевод
Ne olursa olsun bırakma.
Aconteça o que acontecer, não largues.
Kaldığınız süre boyunca neye ihtiyacınız olursa bana bildirebilirsiniz.
Qualquer coisa que necessites, avisa-me.
- Eğer Kanan'ın yardıma ihtiyacı olursa bizi arar. - Ne zamandan beri?
Se o Kanan precisar de ajuda, ele chama-nos.
Sebebi ne olursa olsun, önemsiyor.
Então, por qualquer motivo, se preocupa.
Ama resmi ikametgahım karşı olursa buraya her gelişimde kapıyı çalmam gerekir mi acaba?
Se a minha residência fosse na outra casa, questiono-me se precisaria de bater para entrar aqui.
Ya kız olursa?
E se for menina?
Belki sürpriz olursa daha eğlenceli olur.
Talvez a surpresa faça ser mais divertido.
Eğer dönecek olursa, onu gebertirim.
Se algum dia regressar... mato-o.
- Ne olursa olsun. - Yani Çocuk Esirgeme ikna oldu mu?
- O Conselho, está satisfeito?
Aradığım programlar... Sabıkası olursa onu almayacaklar.
Os programas que liguei não o aceitarão se tiver ficha.
Problem şuydu ki, Her ne kadar büyük olursa olsun Ford'un Le Mans'ı nasıl kazanacağına dair hiçbir fikri yoktu.
O problema era, Para todo o seu poder, Ford não tinha idéia Como ganhar em Le Mans.
Her neyse, problem hangi boyut olursa olsun süremem.
Bem, ouça, seja o que for Dimensão é o problema, Eu não posso dirigir um.
Biliyorum sen ve Şükran Günü ile geçmişiniz çok da iyi değil, ama, bilmeni isterim ki, ne olursa olsun bu yılki Şükran Gününde, pastanı yiyeceksin.
Eu sei que tu e a Ação de Graças tem... algo de passado marcado, mas, ah... queria que soubesses o quer que aconteça este ano, vais provar a torta.
Gerçekten mi, neye ihtiyacın olursa, ben senin yanındayım.
A sério, pode contar comigo para tudo o que precisar.
Her kim olursa olsun, hangi taraftan olursa olsun bir insanın yardımımıza ihtiyacı varsa... Onu kurtarmak bizim görevimizdir.
Qualquer ser humano, não importa quem seja ou de que lado está, se precisar da nossa ajuda, é nosso dever ajudá-lo.
Bir ihtiyacınız olursa, biz Beyaz Miğferleriz.
Qualquer coisa de que precisem, somos os Capacetes Brancos.
İnsanın kaderinde yaşamak varsa ne olursa olsun yaşar.
Se uma pessoa estiver destinada a viver, aconteça o que acontecer, ela vai viver.
Burada ne olursa olsun hiçbiri senin hatan değildi.
O que quer que aconteça aqui... a culpa não é tua.
Kalacak yere ihtiyacın olursa kapım her zaman açık.
Se precisares de um lugar, serás sempre bem-vindo.
Ona elçi göndereceğim onları öldürecek olursa, ne düşündüğünü anlamış olurum.
Enviar-lhe-ei mensageiros e se ele os matar, saberemos a posição dele.
Ters giden bir şey olursa, güvenli sözcük "muz".
Se alguma coisa correr mal... A palavra de código é "banana".
İsteyen olursa ben de "siktirin" derdim.
Se alguém me pedisse, mandaria a pessoa lixar-se também.
Ah pekala. Bir felaket falan olursa burası aklımızda olsun.
Vamos lembrar-nos disso na eventualidade de um desastre.
Ne olursa.
- Claro. O que puder.
Hayır, tabi ki ihtiyacın olursa ara.
Não, não, chamam-nos se precisarem de nós.
- Çok fazla şaka yapıyor. Hey, bir şeye ihtiyacın olursa ararsın.
Ei, chama-nos se precisares de alguma coisa.
Rebecca eğer çocuklarımız olursa, hayatımızın sona ereceğini düşünüyor.
Rebecca acha se nós tivermos crianças, as nossas vidas iram acabar.
Her zaman, ileride çocuklarım olursa eğer maçları onlarla birlikte izlemeyi hayal ederdim.
Eu sempre imaginei que quando tivesse crianças que iria assistir os jogos com eles, também.
Ufak konuşmalara katılabiliyorum ; ne kadar sıkıcı olursa olsun.
Posso envolver-me numa conversa, mesmo que seja insípida.
- Neden? Ya bize ihtiyacın olursa?
E se precisares de ajuda?
- Söylemeye çalıştığım şey senin ve benim gibi düşünenler çözemedikleri şeylerden kaçar ne kadar zorlayıcı olursa olsun kaçmak için her şeyi yaparlar.
- O que estou a tentar dizer... Tipos que pensam como tu e eu... Evitamos o que não podemos resolver, fazemos quase tudo para o evitar, por mais drástico que seja.
Dinle, biz arkadaşınız ve kararın ne olursa olsun arkandayız.
Ouve, somos teus amigos e vamos apoiar-te não importa o que decidas.
Pencereden giren olursa... tamam mı?
Se alguém entrar por aquela janela... - Está bem?
Eğer söyleyecek bir şeyim olursa ben sizi ararım.
Ligarei quando tiver notícias.
Neye mal olursa olsun, ben de ekibin eve dönmesini istiyorum.
Faz-se o que for preciso... Também quero ter a equipa de volta.
Sana fırlatan hangi ırktan olursa olsun, acıtır.
Magoa, independentemente da raça que a atira.
İhtiyacımız olursa seni ararız.
- Ligaremos se precisarmos de ti.
Ne olursa olsun çekmeye devam et.
Continue a filmar independentemente daquilo que possa acontecer.
Bedeli ne olursa olsun bunu insanlarıma borçluyum ve fedakârlık yapmaya hazırım.
Qualquer que seja o preço. Devo isso ao meu povo. E estou disposta a sacrificar-me.
Bana bir şey olursa oğlunu beyninde bir kurşunla göreceksin.
Se me acontecer algo, a próxima foto que verá será do Luke com uma bala no cérebro.
Başkan, siyasi görüşü ne olursa olsun, yarın her Amerikalıyı oy vermeye çağırıyor.
O presidente apela a todos os americanos de todas as inclinações políticas que vão às urnas votar amanhã.
Bir ihtiyacın olursa buradayım, biliyorsun.
Jason, se precisar de algo, estou disponível para ajudar.
Bir şey yap işte, ne olursa.
Faz algo. Qualquer coisa.
Bana "Ne olursa olsun, babam umursuyor" demeye çalışıyorsun.
Estás a tentar dizer : "Seja como for, o meu pai gosta de mim."
Elinde ne olursa olsun.
Tenha ele o que tiver.
Ne kadar olursa.
De quanto tempo? De tanto quanto me puder dar.
Ne olursa olsun.
Aquele que for necessário.
Öyle olursa Cherry'e ne yapacak dersin?
E se levar, o que significa para a Cherry?
Ne olursa olsun her gün haber vermeni istiyorum.
Quero que dês notícias diárias, custe o que custar.
Yani göldeki sakinliği bozacak bir şey olursa örneğin bir motor, bir heyelan ya da sağanak yağmur gibi gaz hızla üste çıkacak ve göl patlayacak.
Uma perturbação, um motor, deslizamento de terra, chuva. O gás sobe, e o lago explodirá.
Çok az olursa ve gölün patlamasını durduramazsınız.
Se for pouco, o lago terá a erupção.