Ordu перевод на португальский
5,674 параллельный перевод
Fuller'ın ortaklarından biri sıkı eğitilmiş, muhtemelen eski ordu mensubu biri.
Bem, um dos parceiros do Mr. Fuller, ela é altamente qualificada, possivelmente uma ex-militar.
Bak, sana bir şeyler dedim ordu hakkında ve hoş olmayan her şey hakkında.
Ouve, eu disse algumas coisas sobre ti e o exército e tudo e não foi simpático.
İçlerinde ordu kayıtlarına erişimi olan biri olmalı.
Devem ter alguém com acesso a registos do exército.
- Ordu mu?
- No exército?
- Ordu İşbirliği Merkezi'nde.
No A.I.C.
Bu ordu iletişimleri teçhizatı.
É um aparelho militar de comunicação.
- Kardeşimin emrinde bir ordu adam- -
O meu irmão lidera um exército de homens.
Babamın emrinde bir ordu vardı asi ordusuna komuta ederdi, davası baştan kaybetmişti!
O meu pai é que liderou um exército. Um exército renegado, que lutava por uma causa perdida.
Lashkai, üst seviye ordu eğitimcisi.
Militar de treinamento de Lashkar.
Bu adamlar kimse son teknoloji ordu donanımına sahiplermiş.
Sejam lá quem forem estes tipos... usam o mais recente Hardware " militar. Não é mága.
Yaptığımız şeyler ordu ve kolluk kuvvetleri için.
É para uso militar, para aplicação da lei.
Ordu falan mı diyorsun?
No exército ou o quê?
Harmony Corp olarak isimlendirilmiş ama işe bak ki dünyadaki en geniş özel ordu yüklenicileri tedarikçilerinden biri. Özel ordu.
Ironicamente, é uma das maiores empresas de segurança privada do mundo.
ALTYAPI ORDU
INFRAESTRUTURA EXÉRCITO
White, sonradan bir suçluya dönen eski bir özel ordu harekatçısı.
White é um ex-soldado de operações especiais... que se tornou um criminoso.
İçeriden gelen bilgilere göre, ordu düzeyinde silahları var.
Informações locais sugerem armamento militar.
Eski ordu mensubu. 11 Eylül'den sonra 3 Afganistan yolculuğu dolayısıyla Purple Heart madalyası aldı.
Ex-militar. Ganhou uma condecoração militar... por 3 excurssões no Afeganistão após o 11 de Setembro.
Ordu seni götürmek için dışarıda beklemiyor, Martin.
As forças armadas não andam à tua procura, Martin.
Saygısızlık etmek istemem fakat ordu benim için yalnızca bir aşama.
Com o devido respeito, o exército é só uma fase para mim.
Madem basit hayallerin var, öyleyse ordu tam sana göre.
Se te gosta o simples, então o exército é o certo.
... karantina bölgesine girmeye çalışmış fakat ordu tarafından durdurulmuştur.
... quiseram penetrar na área isolada, mas acabaram detidos pelo exército.
Trabzon - Ordu
Bravo, Oscar, Lima, Alfa.
Geçen gece bir şey gördüm. Szorlok bir gemiden karaya ayak basıyordu. Ordu topluyordu.
Ontem à noite, fui... atingido com uma visão... do Szorlok, a sair de um barco, para terra firme.
Bir ordu yollayacak.
- Ele vai enviar um exército.
Bir ordu boğazıyla beslenir, Walter Larson penisiyle.
Um exército marcha Com o estômago, e o Walter... marcha com o pénis. Quem se importa?
Ordu geldi. Kahretsin.
- É o Exército!
Ordu ayırın.
Parar com os ataques!
Şerif Hood, ziyaretiniz ve bu insanları durdurmak için yardımcınızla beraber yaptıklarınızdan dolayı çok teşekkürler. Ama benim bahriyelilerimi öldürmelerinden ve hükümet malı çaldıktan sonra bu bir ordu meselesi oldu.
Xerife, agradeço a sua visita e apesar de você e o seu pessoal fazerem tudo para apanhar essas pessoas mas, assim que mataram os meus fuzileiros e roubaram propriedade do Governo, isto tornou-se um caso militar.
- Eğer öyle bir parayı taşıyorlarsa ordu düzeyinde güvelik sistemleri olacak demektir.
Se movimentam todo esse dinheiro, devem ter estrutura de segurança militar.
Aynen. Neyse ki ordu ağını hackleyebilecek birini tanıyoruz.
Sim, e se tivéssemos alguém que invadisse esse sistema.
Başkanın ordu kısıntısı hala bölgedeki askerler için daha az destek demekti.
O Presidente reduziu a tropa, assim tínhamos menos apoio para os soldados no terreno.
Ordu Derneği'ne nakliyatlar başlıyor.
Eles estão a fazer transições na nova AUSA.
Rahatlamamız için muhakkak bir ordu sağlayabilir.
Certamente que ele poderia enviar-nos um exército em nosso auxílio.
Ordu kurulmasına yardımcı olabilirim.
Posso ajudar a implementar a milícia.
Burada öldürülemeyecek hiç bir canavar yok, yüzleşilemeyecek bir ordu yok.
Não há besta que não possa ser morta, nenhum exército que não possamos enfrentar.
- Saldırı yapmanıza imkan tanıyacak bir ordu mühendisi görevlendirmezseniz tabii.
Então contrate um engenheiro de guerra e monte uma ofensiva.
Burası ordu değil ve ben de koltuk değneklerini bırakman için emir veremem.
Bem, isto não é o exército, e eu não posso ordenar-te que largues as muletas.
Tepelerin arkasından bir ordu geliyor.
Um exército aproxima-se detrás daquelas colinas.
Ordu falan yok... Sadece sığır var!
Voltem para trás chefe volte!
Sonra da ordu bölümüyle tanıştırdı.
- Depois o Grupo Mil.
Murphy, bunlar da ordu bölümü.
Este é o Murphy. Murphy, este é o Grupo Mil.
Elçi, CIA ve Ordu Grubu kaynakları sağlarsa Kolombiyalılar Escobar'ı yakalar.
Embaixadora, se a CIA e o Grupo Militar fornecerem agentes, os colombianos apanharão Escobar.
CIA, Ordu Grubu'na katılıyor.
A CIA concorda com o Grupo Militar.
Bu kim ve neden bütün ordu peşinde?
Quem é ela e porque é que os militares estão atrás dela?
Bir ordu dolusu erkek arkadaşı vardı.
Ela tinha um exército de namorados.
Özel kuvvetlerden çıktığında, ordu sana danışman atadı mı?
O exército assignou-te um conselheiro, quando saíste das Forças Especiais. Sim.
Annem onları odama yaymam için ısrar ederdi. Oyun arkadaşlarımdan küçük bir ordu yapar gibi böyle.
A minha mãe insistia em dispô-las no meu quarto, como um exército de pequenas amigas de brincadeira.
Ordu hobbiti.
Tropa "hobbit".
O fotoğrafların, buraya bizi kurtarmak için bir ordu getireceğine inanıyor musun?
Achas que as tuas fotos trarão os nossos libertadores?
Belki 24 saat ordu tarafından izlenmek pek hoş bir şey değildir.
Talvez não queiram ser rastreados pelo exército o tempo todo.
Ordu saldırdı.
BOGOTÁ, COLÔMBIA ESTA MANHÃ