Orient перевод на португальский
35 параллельный перевод
Orient'e gitme nedenim, tamamen bilimsel konularla ilgili. Tabii oraya varabilirsem.
Vou ao Oriente por razões científicas se la chegar!
Gideceğiniz yer Orient, ve geç kaldınız.
Soube que a sua partida para o Oriente foi adiada.
Orient'e evet diyor musun?
Que te parece o Oriente?
Onun Doğu Ekspresi olduğunu sanıyordum!
Pensei que fosse o Orient-Express!
"DOĞU EKPRESİNDE CİNAYET"
ASSASSINATO NO ORIENT EXPRESS
- Doğu Ekspresiyle mi yoksa?
- No Orient Express?
Orient'in harikaları nasıIdır?
Como são as maravilhas do Oriente?
Wonton Express hareket ediyor.
O Orient-Express vai partir.
Orient Pearl.
A Pérola do Oriente.
Orient Park'tan Thelma Miller'ı kutluyoruz.
Quero dar os parabéns à Thelma Miller do OrientPark.
- Orient'in anlaşılmazlıkları...
- As complexidades do Oriente...
Orient'le.
Orient.
Orient'le yıllık 50 binlik anlaşma için - getir götür yapardım.
Eu trocava 50 mil por ano por um contrato com o Orient.
- Orint'den haz etmememe rağmen.
- E nem sequer gosto do Orient. - Nem eu.
Leonard bize Orient seyahatiyle ilgili çok harika anılarını anlatıyor.
O Leonard está a contar histórias sobre as viagens dele pelo Oriente.
Orient pazarinin orada.
Então amanhã. No Bazar Oriental.
Burası... Orient Expresi'nin... son durağıydı.
Esta foi... a estação terminal... do Oriente Expresso.
"Buradan, hırsız Orient Ekspresi'ne biner..." "... sonra bir vapura geçer... " "...
De lá, o ladrão apanhará o Expresso do Oriente, mudando depois para um navio a vapor, de Istambul, para a Índia.
Orient Ekspresi'ne binmek üzere Münih'te indiğimizde serbestsin.
Mal aterremos em Munique para embarcar no Expresso do Oriente, é livre de ir para onde quiser.
İnternette, Orient Express'in kondüktörü için Elvis Presley diyorlar.
Na Internet, o Elvis é o condutor do Expresso do Oriente.
Orient Ekspresiyle.
vou apanhar o Expresso do Oriente.
"Kara Film Festivali" için iki giriş biletim var. Bana eşlik edecek kimse de yok.
Tenho bilhetes para o festival "Noir" no Orient e estou sozinha.
Orient'da çalışmış.
Serviu no Oriente.
Kimler Orient'ten geldi?
Quantos Asiáticos estão cá?
Doğru, benim bir arkadaşım vardı o genelde VIP tuvaletlerinde görünürdü Leyton Orient Futbol kulübünde, Andrew Lloyd Webber'in değişik versiyonlarını söyleyerek... Meşhur bestelenmiş. Çünkü çello çalan kardeşiyle bir iddiaya girmişti, bir sezon maçına Hull City'ye karşı 1977 senesinde.
Certo, um colega costumava assombrar os banheiros executivos no Clube de Futebol de Leyton Orient, cantando Variatios, de Andrew Lloyd Webber, sabidamente composta por causa de uma aposta que fez com o irmão violoncelista no final de uma competição contra Hull City, em 1977.
- Hayalperest zamb...
- Lírios orient...
Buranın Orient Ekspres'i olduğunu sanıyor.
Pensa que vai no Expresso do Oriente.
Orient Ekspres'ini hayal edersin. Bahar geldiğinde havuzda yüzeceksin. Ve sonun diğerleri gibi olacak.
Que viajaste no Expresso do Oriente, que quando chegar a Primavera vais nadar na piscina, e acabarás lá em cima com os outros.
Bense Orient denen bir firmada sistem mühendisliği yapıyorum.
Eu sou um engenheiro de sistemas numa empresa chamada OrientNet.
Orient'ten ithalat.
- Importações, do oriente.
Ve bilmemezlikten gelmeni önlemek istiyoruz. Yakınlarda Orient'dan aldığım olağanüstü bir aleti denemek istiyordum.
E caso te sintas tentado em alegar mais ignorância, queria mostrar-te um dispositivo impressionante que adquiri recentemente do Oriente.
Orient Ekspresi'nde gecelemek dahil mi, Bay Poirot?
Isso inclui uma noite no Expresso do Oriente, Mr. Poirot?
Orient'e giden yeni nakliye yollarımızı koruma konusunda Henry'le beraber fevkalade bir iş çıkardılar.
Ele e o Henry fizeram um excelente trabalho ao garantir o meu transporte de mercadorias para o Oriente.
Bunun Dubai'deki, kovulmuş olması gereken Orient'li kaçakçıdan ne farkı var?
Qual é a diferença em relação ao Dubai? O contrabandista do Oriente que teve de ser expulso.
Orient yada başkası.
O Orient ou outra.