Parmesan перевод на португальский
97 параллельный перевод
Bu akşam yemekte özel salkım Roma domatesi, Parmesan peyniri ve fesleğenli ev yapımı malfattimiz var.
Hoje, temos a nossa diária, malfatti caseiro com tomate Roma amadurecido, parmesão e manjericão.
Parmesan peynirli hem de.
Com parmesão!
- Parmesan?
- Parmesão?
- Makarna ve Parmesan sosu lazım.
A massa fresca e o queijo.
Parmesan.
Parmesão.
- Markete gidip..... biraz vermicelli, parmesan, sarımsak ve maydanoz alır mısın?
Compra talharim, parmesão, alho e salsa.
Üstüne biraz Parmesan peyniri ister misin?
Quer queijo com isso?
- Parmesan.
- Parmigiano ( parmesão ).
7 dilimlenmiş, 1 parmesan.
Sete piccatas, uma parmesana.
Parmesan peyniri iste.
Pede parmesão.
Parmesan istemiyorum.
Não quero parmesão.
Ray'e azıcık Parmesan getirebilirsin lütfen.
O Ray queria uma pitada de parmesão ralado, por favor.
O kadar çok Parmesan'a gerek yoktu.
Eu não precisava de tanto parmesão.
Biraz Parmesan olabilirim, lütfen?
Podia dar-me um bocadinho de parmesão, por favor?
Sen Parmesan seviyordun.
Gosta de parmesão.
Tabii sen Parmesan istiyorsan...
A não ser que tu queiras.
Her tarafım parmesan ve keklikotu oldu ve de hepsi yağ yüzünden yapışıyor.
Estou coberto de orégão e parmesão e está tudo a agarrar por causa da manteiga.
Vede Parmesan peynirini bulmamıyorum.
Não encontrei queijo Parmesão.
Üzerine biraz Parmesan peyniri eklerseniz çok iyi oluyor.
É mesmo boa se lhe juntares mais Parmesão.
Mario Batali'nin taze fasulyeleri. Parmesan peynirli.
Estão aqui os feijões-verdes do Mario Batali, com parmesão.
Bu lanet bir parmesan peyniri!
- É queijo parmesão!
Dedektifimiz Gene Parmesan'dan telefon geldi. - Büyük bir olay bulmuş.
Recebi uma chamada do Gene Parmesan, o nosso detective privado.
Gene Parmesan.
Gene Parmesan.
- Gene Parmesan?
O Gene Parmesan?
Gene Parmesan?
Gene Parmesan?
Daha Parmesan peyniri.
Mais parmesão.
Parmesan ister misin?
Queres parmesão?
- Parmesan neyi? - Peyniri.
- Parmesão alguma coisa?
Teşekkürler, Parmesan Bey.
Obrigado, Sr. Parmesan.
Parmesan peynirinin arasına romano mu karıştırdılar?
Voltaram a trocar o parmesão por outro queijo qualquer?
Tamam, Dewey gözleme ve yumurta yiyecek, Lois de parmesanlı dana eti.
Certo, Dewey adquire o panquecas e ovos. E Lois tem o parmesan de carne de vitela.
O seitan parmesan.
É Parmesão de Seitan ( queijo ).
Şimdi lütfen biraz parmesan peyniri alabilir miyim?
Está aprendendo, Mercy. Agora, parmesão, por favor
- Boronson parmesan bence iyi. Şu Maksucine makarna da çok cazip duruyor.
Refiro-me a "o Bronson Parmigiana é bom para mim mas o Maxuccini está muito tentador."
Bu o adam değil mi? Deniz mahsullü makarnama parmesan koyduğum için beni neredeyse bıçaklayacaktı.
Aquele não é o mesmo tipo o Cozinheiro, que quase me apunhalou ao por queijo de parmesão no meu prato.
Parmesan sevmezsin sen.
- Tu detestas parmesão.
Öyle olsun parmesan köfteli sandviçin elimde ve şimdi yiyeceğim.
Seja como for, tenho aqui a tua sandes de almôndegas e parmesão aqui e vou comê-la.
Parmesan köfteli olan, oranın en kötü sandviçi.
A sandes de almôndegas é o pior sandes deles.
- Ama o promosyon parmesan.
- Mas isso é parmesão comercial.
Parmesan, dört peynirli pizzadaki dördüncü peynir.
O parmesão é o quarto queijo de uma pizza de quatro queijos.
Biz hep o parmesanı kullanırız.
Nós usamos sempre este parmesão.
Benim % 15'lik söz hakkım var ve parmesanı ben seçiyorum.
Posso mudar 15 %, e eu escolhi o parmesão.
Soğuk bir parmesan peynirini ellemeye benzerdi.
Seria como afagar pedaços frios de parmesão.
Saha çizgilerini parmesan peyniriyle çizdim.
Marquei as zonas finais com queijo parmesão.
Pekala, spagetti ve köftemiz var, tavuk parmesan, soslu sebzeler. Hımmmm.
Então temos esparguete com almôndegas, frango parmesão, legumes salteados.
Ben Gene Parmesan.
Gene Parmesan.
Özellikle de patlıcanlı parmesan ile servis edilen midye ve deniztarağını.
em especial a entrada de mexilhões e ostras...
Giriş olarak, iki tane patlıcanlı parmesan lütfen. Mozarellası bol olsun.
Pouca muzzarela.
Ah, parmesan peyniri püskürterek...
- Podes espalhar queijo...
- Biraz daha parmesan ister misin, anne?
- Queres mais parmesão, mãe?
Parmesanı verebilir misin lütfen?
Podes passar o parmesão, por favor?