Pbs перевод на португальский
126 параллельный перевод
Şey, PBS deki çalışmalarınızdan bahsettiler.
Eles falaram sobre o seu programa na PBS.
Bu ne? PBS mi?
Que canal é este?
PBS, tabii ya.
PBS, pois.
Onu televizyonda izledim. Dayanılır gibi değil.
Eu vi na PBS e é horrível!
Howard, PBS özel gösterimine katılabilirdik.
- Certo. Sabes Howard, podiamos até ganhar um prémio especial de Ciências.
Bu sebepten mi PBS güvence aracından vazgeçtin?
Foi por isto que abandonaste a angariação de fundos da PBS?
Eğer yatağa gidersen, sanırım ben biraz kablolu yayın seyredeceğim.
Bom, se te vais deitar, acho que fico acordado, a ver a PBS.
Al, buralarda hangi kanallar var?
Al, qual é o canal da PBS nesta zona?
PBS'in Afrika Kültürü Saati'nde...
Agradecemos aos dois estudantes de Lower Swahili...
Geçen gece PBS'deki harika Kolomb belgeselini izlediniz mi?
Alguém viu o documentário bestial sobre o Colombo na PBS, uma noite destas? - Não.
- Pekala, Bay PBS, anladık.
- Pronto, Mr. PBS, apanhaste-me.
Dün akşam PBS'deki programı izledin, Kalp Krizi Şehri.
Viste aquele programa na PBS, ontem, O País das Tromboses.
PBS'te de 30'lar ve 40'lar hakkında güzel bir belgesel var.
E a PBS vai passar um belo documentário sobre as bandas dos anos 30 e 40.
- PBS için çalışıyor.
- Trabalha para a PBS.
Hayatımı şakalar anlatarak kazanıyorum fakat PBS'deki mali kriz ile ilgili şaka yapmıyorum.
O meu nome é Jerry Seinfeld. Sou comediante, mas a crise financeira da PBS não tem graça nenhuma.
PBS hattında olduğum için Kristen'den gelen bir teşekkür kartıydı.
Era um cartão de agradecimento da Kristin por eu estar a ajudar na angariação para a PBS.
- PBS hattına katılacağım. Program sırasında, Ken Burns'ün Beyzbol görüntülerini verecekler. Eğer benimle beraber programa beyzbol oyuncusu götürebilirsem....
Vou participar na angariação de fundos para a PBS, portanto, durante o programa, eles vão passar a história do Ken Burns do baseball e isso, e lembrei-me que se conseguisse que um jogador viesse comigo...
PBS fon yardımı?
Angariação de fundos para a PBS?
Biliyor musunuz, belki de George konusunda haklı.
Sabem, talvez o George tenha alguma razão acerca da PBS.
Bak, Jerry, PBS PDQ'ya gitmeliyiz.
Jerry, temos de ir para a PBS.
Aslında, PBS'de senin hayat biçimine hitap eden pekçok programımız var.
Aliás aqui na PBS temos muitos programas que comemoram o estilo de vida.
Hayatımı şakalar anlatarak kazanıyorum fakat PBS'deki mali kriz ile ilgili şaka yapmıyorum..
O meu nome é Jerry Seinfeld e ganho a vida a contar piadas. Mas a crise financeira que a PBS está a atravessar não tem piada nenhuma.
- PBS yardım hattı. - Alo. Jerry ile konuşmak istiyorum.
- Boa noite, queria falar com o Jerry.
Çek defterinizi çıkarmışken biraz da PBS'e birşeyler yazsak?
Já que está com a mão na massa, que tal doar umas coroas à PBS?
- Ninem mi? Ve biz konuşurken, cömertçe PBS'e $ 1,500'lık bir çek yazıyor!
E enquanto falamos, está generosamente a passar um cheque de 1 500 dólares à PBS!
PBS için iyi davranış, artı televizyona çıkacağım.
Uma boa acção para o PBS e alguma exposição no ecrã.
PBS mi?
Ó, PBS!
- PBS'in nesi var?
- Qual é o mal do PBS?
PBS'i neden sevmiyorsun?
Por que é que não gostas do PBS?
PBS Bağış Programı.
Programa PBS.
PBS Bağış Programı. Merhaba, Joey.
PBS Maratona Televisiva.
LOWELL BERGMAN PBS PROGRAMI FRONTLINE İÇİN MUHABİRLİK YAPMAKTADIR VE BERKELEY'DEKİ CALIFORNIA ÜNİVERSİTESİ
Lowell Bergman é correspondente da série "Frontline" da PBS e é professor de Jornalismo na Univ. de Berkeley, Califórnia.
Sınıf, büyük göğüslü çıplak Weewok kabilesinin çiftleşme ritüelleri üzerine bir PBS programı seyredecektik.
Turma, nós tinhamos agendado ver um programa da PBS sobre os rituais de acasalamento da mamalhuda nua da tribo Weewok da Nova Guiné.
Tehlike altındaki martılarla ilgili belgeseli PBS'te yayınlanmıştı.
O seu documentário sobre gaivotas em perigo recebera críticas excelentes.
- Bu nedir? PBS mi?
- Isto é a Televisão do Estado?
PBS makinesinin çiğneyip tükürdüğü şanssız bir adama merhaba de.
Diga Olá para o outro bastardo azarado mastigado e cuspido pela máquina PBS.
- Selam. PBS'le kafa kafaya geldiğimizi duymuşsundur herhâlde.
Eu acho que você provavelmente já ouviu falar através da videira que PBS e eu estamos batendo de frente.
PBS'i izliyorsunuz.
Está a ver a PBS. - Tu estás a ver a PBS?
- PBS'i mi izliyorsun? - Ben de senin kadar şaşkınım.
- Estou tão surpreendido como tu.
- "Kapa Çeneni" veya "Kes Sesini" gibi harika PBS programlarını seviyorsanız bize mali destek vermek isteyeceksinizdir.
Se gosta de programas como'Cala-te, por favor'e'Cala o cano', vai querer apoiar a nossa angariação de fundos.
- Ama önce. Bağışınız karşılığında bu klasik PBS çantası sizin olacak.
Mas primeiro, com o seu donativo, recebe este saco da PBS.
İşte PBS'i kurtaran adam. Homer Simpson.
Aqui está ele, o homem que salvou a PBS, Homer Simpson.
Anne, babam PBS'e çıktı!
Mãe, o pai está na PBS.
Beni PBS'den saklamalısın!
Tem de me esconder da PBS.
PBS'ten saklanıyorum.
Eu esconder da PBS.
PBS'ten biriyle yatan bir arkadaşımdan duydum.
Foi um amigo meu que anda a dormir com alguém da PBS que me disse.
PBS.
O SMP.
Televizyon falan seyret.
Assista à PBS.
- Gerçek bu. PBS'te böyle.
Isso é um facto, eu vi na TV.
1960 yılında, Ağırlık ve Ölçümler Genel Konferansı "manyetik endüksiyon" adlı fiziksel niceliğin birimi için Tesla'nın adını taşıyan bir sembolün kullanılmasına karar verdi :... pbs.org'u ziyaret ederek Nikola Tesla hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Em 1960, a Conferência Geral para Medidas e Pesos estipulou que a unidade para a grandeza física "indução magnética" teria o nome "Tesla" com o símbolo... T
PBS'i bir dakika dahi izleyip destek vermezseniz adi bir hırsızsınız! Kesinlikle.
- Claro que sim.