Peyton перевод на португальский
1,844 параллельный перевод
Kısa zamanda uyanmalısın... çünkü Peyton ile ilgilenmeni istiyorum.
Tens que acordar em breve porque eu preciso que tomes conta da Peyton.
Peyton'un mezarlığındaki kadın kim?
Quem é a mulher no túmulo da Peyton?
Ama bu Peyton'un mezarlığı değil.
Mas não é o túmulo da Peyton.
Peyton, o gün onu kurtardığın için yaşadı.
Bem, a Peyton sobreviveu porque tu a salvaste naquele dia.
Peyton'a hiç onu sevdiğimi söylemedim.
Eu nunca disse à Peyton que a amo.
- Peyton Manning eğlencelidir. - Anne!
- É engraçado.
Doktor Peyton Driscoll'un yaptığı otopsi sonucunda Wilder'ın depodaki çatışmadan önce öldürüldüğü belirlendi.
sem entrar em detalhes, Estou confiante de que o relatório da autópsia feito pela Dra. Peyton Driscoll confirmará que ele estava morto antes da invasão no armazém.
Bir patoloji konferansına konuşmacı olarak katılıyorum ve birlikte gitmemizin eğlenceli olacağını düşündüm. Sana Londra'yı gezdiririm.
Peyton... bem, veja, vou... vou falar na conferência de patologia e agora pensei como seria divertido para nós estarmos juntos lá, você sabe?
Peyton, bir dakika.
Posso lhe mostrar os arredores de London.
Stella, Peyton benim peşimden koşuyordu fakat ben başka bir ilişkiyi daha kaldırabileceğimi zannetmiyordum.
Stella, a Peyton andou atrás de mim. Nunca pensei que poderia gostar de me envolver novamente
Peyton.
Peyton.
Peyton Londra'da kalmaya karar verdi.
A Peyton decidiu ficar por Londres
Benim Amerika'yı terk edemeyeceğim gibi Peyton da İngiltere'den ayrılamaz.
A Peyton não pode sair de Inglaterra Tanto quanto eu não posso sair dos Estados Unidos
Bununla Peyton ile alakası olduğunu sanmıyorum çünkü iki hafta önce ofisimi de aradı.
Não me parece que tenha a ver com ela porque à duas semanas atrás Recebi uma chamada dessas, aqui no gabinete.
- Peyton Kelly diye biri efendim.
- Uma tal Peyton Kelly.
- Ben hiç Peyton tanımıyorum.
- Não conheço nenhuma Peyton.
Benim adım Peyton.
Chamo-me Peyton.
" Joe, çok şaşıracağını biliyorum, ama Peyton senin kızın.
" Joe, sei que é uma grande surpresa, mas a Peyton é tua filha.
- Peyton.
- Peyton.
- Peyton, çok hoş.
- Peyton é giro.
- Selam Peyton.
- Olá, Peyton.
Peyton Manning gibi mi?
Como Peyton Manning?
Peyton Rous.
Peyton Rous.
Peyton, seni seviyorum.
E, Peyton, adoro-te.
- Peyton, oyalanmayı kes.
- Peyton, pára com isso. - O quê?
- Ne? Peyton!
Peyton!
Peyton!
Peyton!
Peyton! Peyton! Peyton!
Peyton!
- Hey Joe, o senin kızın mı?
- Joe, é tua filha? - Peyton!
- Peyton! Hey Joe, bir şey mi unuttun?
Joe, esqueceste-te de alguma coisa?
Ben temizlikçiyim, Joe paspas, Peyton da pislik.
Sou a empregada, o Joe é a esfregona e a Peyton é o problema.
Peyton, tatlım, bugün uslu bir kız olup babanla işbirliği yaparsan Stella teyzen sana Mavidiş'li bir BlackBerry alacak.
Peyton, querida, sê uma boa menina e colabora com o teu papá e a Tia Stella compra-te um BlackBerry novo com Bluetooth.
Bak Peyton, Stella'nın söylemeye çalıştığı şu : Çok stresli bir dönemdeyiz.
Ouve, Peyton, o que a Stella está a tentar dizer é que está na hora da verdade.
Ama şunu bilin ki, Peyton'ın gece kulübü geceleri bitti.
Mas acreditem que acabaram as noites em bares para a Peyton.
Herkese merhaba, ben Peyton, bundan sonra erken yatacak olan kız.
Olá a todos. Sou a Peyton, aquela que irá cedo para a cama a partir de agora.
Peyton, buraya gel.
Peyton, vem cá.
Peyton?
Peyton?
Peyton! Peyton!
Peyton!
Peyton, çantamdan bir yüzlük kap.
Peyton, vai buscar cem dólares.
Tamam mı? - Bak, ben Peyton'ı seviyorum.
- Ouça, preocupo-me com a Peyton.
Bir dakika, bir dakika.
Espera. Não, Peyton!
Hayır, hayır, Peyton!
Querida...
- Peyton.
- A Peyton.
Peyton, evet.
Peyton, sim.
- Efendim? Özür dilerim, ama Peyton'ın köpeğimize alerjisi var sanırım.
Lamento, mas acho que a Peyton é alérgica ao nosso cão.
Peyton.
- Peyton.
Peyton da böyle çağrılar alıyor mu?
A peyton recebe essas chamadas também?
Bu Peyton.
Esta é a Peyton.
Peyton, iyi misin?
Peyton, estás bem?
Olamaz.
Não. A Peyton.
Peyton.
A Peyton.