Premium перевод на португальский
88 параллельный перевод
Premium müşterileri verme iznim yok.
Não estou autorizado a dar-lhe os melhores contactos.
Bana bir Premium müşteri ver...
Dá-me um contacto dos bons...
Premium müşteri neye mal oluyor biliyor musun?
Sabes quanto custa um contacto desses?
Premium müşteri neye mal oluyor biliyor muyum?
Se eu sei quanto é que custam?
Sen bana Premium müşteri ver, Bitirdiğimde yüzde 10'u senindir.
Dás-me bons contactos e ficas com 10 % dos negócios que eu fechar.
Premium müşteriler mi?
Os contactos de luxo?
- Premium müşterilerle.
- trabalhando com os melhores contactos.
Premium kanalları kısıtlayan sıradan bir alete benziyor.
Parece um dispositivo de vídeo para bloquear canais pagos.
Ona premium lazım, dostum!
O meu carro leva Sem Chumbo.
Premium, dostum!
Sem Chumbo! Meu!
Premium puan ister misiniz?
- Quer "pontos" de bónus?
Bay Kazu birinci sınıf fantezi yolladı.
O Sr. Kazu enviou "Fantasia Premium".
- Mc Donald's da hemen katıldı. - Ne kadar sağlığa önem verdiklerini gösteren organizasyonlar düzenlediler. - Yeni salata ürünleri satışa sundular.
A McDonald's juntou-se logo, patrocinando eventos que mostravam quão preocupados com a saúde eles se tinham tornado, e criando uma nova linha de saladas Premium.
- yeni premium salatalarında. - Bir Big Mac'ten daha fazla kalori içeriyor.
De facto, a nova salada premium Ranch de frango com molho, contém mais calorias que um Big Mac, e 51 gramas de gordura.
Sana en yeni modelden al demiştim.
Disse-te para actualizares para o modelo premium.
John Holmes'u duymuştum. Muhteşem penisli.
Ouvi falar desse John Holmes, com o pénis'premium'.
Birinci sınıf paketimizi alırsanız kıymetli eşyanız tesisimizin en güvenli bölümünde saklanır.
Se comprar o nosso pacote Premium, o seu pacote será colocado na ala mais segura do nosso edifício.
Güzel, O zaman premium pakete ne dersiniz?
Depois temos o pacote Premium.
Premium pakete ek olarak yakın takip, telefon ve e-posta kayıtları.
O pacote Premium, mais vigilância, registos telefónicos e de e-mail.
Buna ekstra kanallar ve spor paketi de dahil mi?
Ainda bem. E isso inclui todos os canais premium e os canais desportivos?
Premium scotch.
Uísque do melhor. Passa sempre por aqui.
Sence süper mi, normal mi?
Será premium ou normal sem chumbo?
Bayım, dünya çapında çok uygun fiyata konuşabileceğiniz tarifelerimizi duydunuz mu?
Já ouviu falar do Pacote Premium Plus Gold?
SÜPER KURŞUNSUZ : 3,299 ÖZEL KURŞUNSUZ : 3,349 3,29 dolar mı?
SUPER S / CHUMBO 3,299 PREMIUM S / CHUMBO 3,349 $ 3,29.
Tekrar kullanılanlarda ve ultra özel lazerlerde yaptığımız en büyük indirim olan % 30'u sunabiliriz.
Nós podemos oferecer os maiores descontos, nos papéis 30 % reciclados, e "branco ultra premium".
Biraz bencilce, ha, Wayne?
quer dizer, puses-te premium.
Super premium. Hoşmuş.
- Super premium.
Sadece kurşunsuz var.
Gasolina Premium é tudo o que me resta. Tudo bem.
Tamam. Kurşunsuz. Kurşunsuz iyi.
Premium, Premium serve muito bem.
Haftalık 900 $ alırım, Çarşambaları yarım, Pazarları tam gün izinli olurum. Sınırsız sms atabildiğim bir telefon, bir metro kartı... buzdolabında bana ait bir raf... ve odamda paralı kanalların olduğu bir TV isterim.
Bem, levo 600 euros por semana, folga à quarta-feira à tarde e ao Domingo, um telemóvel com SMS ilimitadas, o passe social, uma prateleira só para mim no frigorífico e uma televisão com canais Premium no meu quarto.
Praylis Grup, bizim gibi tüm markaları yönetmek ve yaratıcı primi birleştirmek için bünyesine katmak üzere bir butik şirket arıyor için.
O Grupo Praylis está à procura de consolidar um Original Premium... absorvendo uma companhia de lojas, mesmo connosco dentro da falência... para administrar todas as suas marcas.
Kamut üretimi, elle sarılmış, ekstra harmanlanmış.
Directamente da Ilha de Kamut. Enrolados à mão, mistura premium.
Ayrıca, hediye paketinize evin her köşesinde çocuk için koruma düzenekleri de dahil.
Também está incluído no pacote premium, temos protecção para bebés em todo o lado.
Fakat senin gibi süper kurşunsuz hiç tatmamıştım.
Mas nunca saboreei super-premium que fosse tão bom como tu.
Pekala, ödül olan likörleri hazırla.
Empurra as bebidas premium.
Evet, ama yani üst düzey paketime dâhil olmasa da karşılayabilirsin fiyatı.
Enquadra-se no meu Pacote de Serviços Premium, mas tens dinheiro para isso.
En pahalısından üç tane viski şişemiz var, ve içebiliriz.
Temos 3 garrafas de whiskey premium aqui,
Sen premium bir oyuncusun, Billy.
És um jogador de topo, Billy.
Yani temel ihtiyaçlar da ayar gerekir mi diyorsun?
Está a dizer que a premium precisa de ser ajustada?
Siz de bunu yüksek kaliteli kahve diye satıyorsunuz.
E ainda vende como café premium.
Ama kaliteli çekirdekleri satmak için geri gelmedin.
Mas nunca mais vendemos, grãos premium.
Kaliteli bir kahve alır mıydınız?
Gostava de um café premium?
Oh, o üst düzey bağışçılar için minimum $ 5,000 bağış
Isso é para doadores premium, doações de $ 5,000 no mínimo.
PREMIUM RUSH
ENCOMENDA ARMADILHADA
Mükafat olarak.
Merda Premium.
Özel fıçı Elmer T. Lee, yanında su.
Um Elmer T. Lee premium e água a acompanhar.
Randy Ramirez daha sonra aynı kartla Premium Rentals şirketinden araba kiralamış.
'Randy Ramirez'usou o cartão para alugar um carro da Agência Premium. Consegues uma localização do carro?
Yerleri istiyorsan premium ödemen lazım.
Se queres o local, tens de pagar mais. Pagar mais.
"Br1anne _ 88'in hikayesi için premium hesap açmalısınız."
Você tem que ter uma Conta Premiu para assistir á história de Br1anne _ 88.
Hapis seni zayıflatmış, ha? Vov, çok ferah dolaşıyorsunuz, birincil kalite pompalıyorsun.
Andaram bem, para por tanto premium.
Kraliçelere layık bir yatağın ve özel kanalların var.
Há uma cama grande e canais premium.