Puzzles перевод на португальский
257 параллельный перевод
Bilmece, bulmaca tarzı şeyler hoşunuza gider mi?
Gosta de adivinhas, puzzles, esse género de coisas?
Eve gidiyorum bu kadar muamma yeter.
Vou a casa, mais puzzles não!
Aptal bulmacalarından birini mi yine?
É outro dos teus puzzles parvos?
Evet, onlardan birini çözüyorum.
Sim, é outro dos meus puzzles parvos.
O, bulmacalara ve gizemlere bayılırdı.
Ele adorava puzzles e enigmas.
- Hayır, başkan müsait değil. - Bir uçaktasınız... Ne kadar uzakta olabilir ki?
Aprendi uma coisa sobre comer puzzles uma hora depois ficas com fome outra vez!
Yap-bozlar hakkında birşey öğrendim : Yedikten bir saat sonra, yine acıkıyorsunuz...
Aprendi uma coisa sobre comer puzzles uma hora depois ficas com fome outra vez!
Bulmacalarda iyiyimdir.
Sou óptima a fazer puzzles.
Yap-boz çözer. - Neden yap-boz?
Só o que faz é resolver "puzzles".
Yap-bozlar hayatını tüketiyor.
Estes "puzzles" estão a consumir-lhe a vida.
Yap bozları seven yaşlı kadın masada oturmuş, yeni yap bozu ile uğraşıyordu.
Uma velhota, que adorava puzzles, estava sozinha em casa, à mesa, a concluir um novo puzzle.
Yap-boz'ların olsun...
E os teus puzzles...
Frank Diaz, El Diario için, Bay Chin, çapraz bulmacası için.
O Frank Diaz, vem por causa do "EL Diario". O Sr. Chen vem comprar puzzles.
Oldukça sessiz ve yapbozları seven biri.
É muito sossegado. Gosta de puzzles.
Bilmece sever misin? Puzzle falan? Beyin jimnastiği?
Gostas de adivinhas, puzzles, quebra-cabeças?
Bu bulmacaları seviyorsun, değil mi?
Gostas destes puzzles, não gostas?
Bulmaca kitabını verirsem, senden sınıfın geri kalanına katılmanı isteyeceğim, tamam mı?
Se te dou o livro de puzzles, quero que te juntes ao resto da turma, ok?
En önemli bulmacalarımızdan birini çözdüğünüz için dilediğiniz dergiye bir abonelik kazandınız.
Por resolver um dos nossos master puzzles... ganhou a subscrição para uma revista à sua escolha.
Ona birkaç bulmaca getirdim.
Trouxe-lhe alguns puzzles.
Bulmacaları sever.
Ele gosta de puzzles.
Sana birkaç yeni bulmaca getirdim.
Trouxe-te alguns puzzles novos.
Bilmeceler kraliçesisin. Ne görüyorsun?
Você é que é a rainha dos puzzles.
Fry'ın kovulmasıyla birlikte, yapbozuma yeniden başladım. Artık parçalarını yiyemeyecek.
E como despedi o Fry, posso finalmente deixar os meus puzzles de fora sem que ele coma as peças.
Makaleleri okumak, bulmacaları çözmek ve onun gibi şeyler.
Ler os artigos e fazer os puzzles e tudo o mais.
- Yapbozda becerikli misindir?
És bom a resolver puzzles?
Seni o kadar fazla parçaya böleceğim ki ; saatte 1000 parça yapboz yapan büyükannem dahi seni asla bir araya getiremeyecek, görüşünün mükemmel olduğu zamana geri dönse bile.
Eu vou partir-te em tantos bocadinhos, que nem a minha avó, que consegue fazer puzzles de 1000 peças só de céu azul em menos de uma hora, nunca vai conseguir acabar de juntar-te toda outra vez, mesmo que ela viaje no tempo para a altura em que tinha a visão prefeita!
Şimdi, kitapları, bulmacaları ve tüm eğlencelik eşyaları burada.
Agora, ele tem livros e puzzles e todo o tipo de coisas fixes.
Yapboz sever misin?
Gostas de puzzles?
Kelime arama bulmacalarını gerçekten çok severim.
Eu gosto de puzzles de palavras.
Yapboz yapmada çok iyisin.
És muito bom a fazer puzzles.
Ve yap-boz yapmayı da seviyor.
E adora puzzles.
Haydi, kim yap-boz yapmayı sever ki?
Por favor, quem adora puzzles?
Yapboz yaparken köşe parçalarla başlarım.
Quando construo puzzles, gosto de começar com a peça do canto.
Porter yapbozuna bayıldı.
O Porter adora puzzles.
Bulmaca çözmeyi seviyor.
- Ele gosta de puzzles.
Her birinde 500 parça olan iki yapbozu döküyoruz.
Estamos a pôr dois puzzles, 500 peças cada um.
Ben de bulmaca çözmeyi severim.
Eu também gosto de puzzles.
Ben boşluklarımı kelimeler, bulmacalar ve Steve'le doldurmaya çalıştım.
Tentei preencher os meus espaços vazios com palavras, puzzles e o Steve.
- Puzzle mı?
Puzzles?
Umarım bulmacaları seviyorsundur.
Espero que gostes de puzzles.
Ama gerçek dünyadaki bir sorun, başka yap-boz parçalarıyla karışık bir şekilde duran parçalardan bir yap-boz yapmaya çalışmak gibidir.
Mas num problema da vida real é como tentares resolver um puzzle quando todas as peças de que precisas estão misturadas com peças de muitos outros puzzles.
Buna nasıl izin verirsin, puzzle yaptığımız bu odada!
Como pudeste permitir isto, na divisão onde... fazemos puzzles!
Ben yap-bozları severim.
Gosto de puzzles.
bulmacaları severim.
Eu gosto de puzzles.
Elimizde iki farklı bulmacaya ait, iki farklı parça var.
Temos duas peças de puzzle de dois puzzles diferentes.
Peki ya gerçekten iki bulmaca varsa?
E se realmente coexistirem dois puzzles?
Kafa karıştırmayı sevmem, ama onları birbirinden ayrı tutma fikrini seviyorum.
Não gosto de puzzles, mas gosto da ideia de que se podem desmontar.
Görsel bulmacalar, "sembollerden hangisi diğerlerine uymaz" ya da "çizgileri birleştir, gizli resmi ortaya çıkar..."
Puzzles visuais, "Qual destes símbolos não combina com os outros," ou, "Reconfigure os azulejos para aparecer a figura escondida."
Eşitlikleri ve bulmacaları çözmek mi?
Resolver equações e puzzles?
- Hastaları bulmaca olarak mı görüyor?
- Os doentes são puzzles?
Ofisin über, süper, aşmış bulmacacısı. Çözemediğiniz bir şey mi var?
Escritório do génio supremo da resolução de puzzles.