Rast перевод на португальский
228 параллельный перевод
Rast gele.
Boa caçada.
Muhtemelen onunla rast geleceksinizdir.
Vai dar de caras com ele.
Küçük bir probleme rast geldin gibi.
Já vi que tiveram um pequeno problema.
Bir dahaki soruşturmamızda, umarım asansörlü binalara rast gelirim.
Na próxima investigação, espero que haja edifícios com elevadores.
Muhteşem bir şeye rast gelirseniz, başka bir Gustaf Meyerheim...
Se surgisse algo espectacular, outro Gustaf Meyerheim...
Rast gele.
Como vai a pesca?
Ortalama üç sene de bir böyle bir şey olur. O da bana rast geldi.
Porque havia anistia cada três anos, e isso me afetava.
Ama şimdi anlıyorum ki, gerçek sevgiyi kısa, fiziksel ve rast gele ilişkilerde değil, burnunun dibindeki derin ilişkilerde...
Mensagem do autor. Agora vejo que a realização não vem das aventuras breves fsicas, casuais, Mensagem do autor.
Kırmızı ışığa rast geldim, bir polis arabası yanımda durdu.
Parei num semáforo e um carro da Polícia pára ao lado.
Senin burada bir kulube kiralamanın nedeni de bu haftalık birleşmelere rast gelme ihtimalini arttırmaktı.
E alugou o chalé aqui para aumentar o número desses encontros.
Kansas City'de çalışan bir gruba rast geldiniz mi hiç?
Alguma vez encontraram uma banda de Kansas City...
Yeni çocuk sana rast gelmiş.
Soube que te calhou o novo.
Gıcıklara rast gelmişsin.
Provavelmente apanhaste um par de idiotas.
İşiniz rast gitmez, Bay Maigrat.
Isso trará má sorte, senhor Maigrat.
fakat Profesör bu hediyeyi rast gele seçmedi.
Mas... o professor não escolheu este presente por acaso.
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum ; ama bunun rast gele bir formasyon olmasına imkan yok.
Eu sei como soa, mas isto não pode ser aleatório.
Rast gele terörizm.
Terrorismo indiscriminado.
Bu sabah bir çocuk sahilde bir cesede rast gelmiş.
Um rapaz encontrou um corpo na praia esta manhã.
Bir yamaçta yükseltici hava akımına rast geldim. Bir dakikada 650 metre yükselmiş olmalıyım.
No outro dia, peguei impulso num penhasco... e devo ter subido a uns 300 m por minuto.
Hırsızlığa rast gelmiş olsa, burada dururdu.
Se ela deu com um assalto nunca estaria aqui.
Tekrar ederse, aileleri toplar çocukların üstüne rast gele ateş ediyorlar derim.
Lemke, se isso acontecer de novo, chamo os pais e digo que estão atirando nas crianças deles.
Şanslıysak eğer, zayıf bir taraf bulur, güçlü ve tam mürettebatlı gemileriyle rast gelme olasılığında, bunu, onlara karşı kullanırız.
Se tivermos sorte, acharemos um ponto fraco que possamos usar contra eles, no caso de depararmos com uma de suas naves completamente tripulada e armada.
Glynn'e rast gele uyuşturucu testi yapmanın zamanının geldiği fikrini önermeni istiyorum.
Quero que sugira ao Glynn que é hora de fazer provas de drogas ao azar.
Sık sık rast gele kontrol ederler, Yani bir şeylerin kayıp gelmesini umarak şansını denersin.
Com regularidade revisam algumas ao azar, tomadas o risco de deixar acontecer algo.
Bence sen ara sıra içinde kalmış fazlalık flört etme isteğini dışarı vuruyorsun ve bu erkek olup hareket eden her varlığa rast gelebilir.
Às vezes tu és tomada de um excesso de energia e atiras-te a qualquer macho activo.
Lütfen onların işlerini rast getir.
Por favor protege o negócio dele.
Rock'n'roll'un tehlikede olduğu bir döneme rast geldin.
Chegaste numa altura muito perigosa, para o rock and roll.
O köprüye çıktığımda kahraman olmayı planlamıyordum. Bu hikaye size hiçbir işimin nasıl rast gitmediğini anlatacak.
Não tinha planeado tornar-me um herói enquanto caminhava sobre aquela ponte mas esta é a história de como nenhum dos meus planos funcionou.
Hiç rast gelme şansımız olmayan reggae plakları çalardı.
Picava discos de música reggae que não tivemos oportunidade de encontrar.
Yapabilmek için birle yirmi arasında sapmayı engellemek için aralıksız rast gele sayılar üretmememiz gerekiyor.
Bem, para o conseguirmos, tínhamos de conseguir de alguma maneira, repetidamente gerar carcteres entre o 1 e o 20, para calibrar o diferencial. Para isso precisaríamos de um tipo de super computador, e nós não temos nenhum.
Peki ya bu cinayetler rast gele işlenmediyse?
E se os homicídios não foram ao acaso?
İnanması biraz zor, belki de en yeteneksizine rast gelmiştim.
É difícil acreditar, talvez eu me cruze sempre com os menos capacitados
Rast gele mi?
Esporádica?
Dolomi, barit, kalsit, rastık taşı.
Dolomite, barite, calcite e antimonite.
Doğru kuzene mi rast geldim?
Fogo, encontrei mesmo o primo certo.
Sen De Rast Çiftliği'nden Anna Malan değil misin?
- Matei por Malan. - Sim?
Belki FBI'ın yardımıyla şansımız rast gider.
Bem, com a ajuda do FBI talvez tenhamos sorte.
Buna kim rast geldi?
Quem veio com esta?
Birkaç hafta önce bir uzaylıya rast geldik.
Há umas semanas, encontrámos um alienígena.
Ve Jack Driscoll bu filmde... rast gele birisinin oynamasını istemiyor. Müthiş bir yazar.
Que escritor!
Yüce Tanrımız, bize itaatkâr ve saygılı müşteriler ver işimizin rast gitmesini sağlayacak kurallara uyan...
Pai Nosso, que nos dás clientes obedientes e respeitosos... das normas que fazem o nosso negócio prosperar...
Hem sessiz ve düşünceli, hem gürültülü ve rast gele olmayı severim. "
Gosto de calma e contemplação, mas sou irrequieto e espontâneo. "
Birileriyle rast gele buluşamam.
Eu não quero encontros casuais, Carol.
Şansa bak, Arabistan'ın en aptal devesine rast geldim!
Havia de me calhar o camelo mais estúpido da Arábia!
Heykeltıraştır.
Ela é escultora.
Frederica Bimmel'in ölümüyle ilgili bir raştırma yapıyorum.
Estou a investigar a morte da Fredrica Bimmel.
Ressam ve heykeltıraştı.
Era pintor e escultor.
- Bir şeye rast geldin mi?
- Algum encontro?
ve bizim, bazı eski arkadaşlara rast geldiğimizi bilsin.
Comandante Chakotay antes do tempo... e o avisar de que tropeçamos com uns velhos amigos.
- Bir heykeltıraştım.
- Eu sou um escultor.
- Hayır, rast gele bir isim seçip arayacaksın. - Polisi ara, David!
Chama a polícia David.