Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ R ] / Rever

Rever перевод на португальский

2,754 параллельный перевод
Biz de tam cumartesi çalıcaklarımızı sıralıyorduk. Güzel.
Estávamos a rever o repertório para sábado.
Geçen yıl, 14 Ekim günü güvenlik kayıtlarına bakmak istiyorum.
Sim, gostaria de rever as gravações de segurança da semana de 14 de Outubro, do ano passado.
Sadece üzerinden geçmek istediğim bir iki nota var..
Oh, só algumas indicações que eu queria rever...
Bebeğimi yeniden göreceğim için çok heyecanlıyım. Ben de.
Estou muito emocionada por rever a meu nene.
Oğlunu ziyaret etmek yerine yine kupon alışverişini seçmen.
Escolhes comprar com cupones dantes que rever a teu filho de novo?
Hastane, bir hata mı yapıldı diye ya da bedenin neden öyle tepki verdiği anlamak için teftiş yapacaktır.
O hospital vai rever o que aconteceu para ver se foi cometido algum erro e porque razão o corpo dele reagiu daquela forma...
İşine dön.
Vamos rever a tua história.
Eğer köprü destekleyin
Sugiro... rever a ponte
Ben'i tekrar göreceğimize dair içimde güçlü bir his var.
Tenho o pressentimento que vamos rever o Ben.
Sadece olanların üstünden bir geçeceğiz.
Vamos rever passo a passo o que sucedeu.
Tahlil sonuçların bakmaya devam edelim Doug.
Doug, vamos rever o restante dos seus exames. Parece tudo bem.
Aynı zamanda dosyalarınızı güncelleyeceğim ve... önerebileceğim bir tedavi var mı bakacağım
Entretanto, vou rever os seus ficheiros e... ver se recomendo um curso de tratamento.
Evine gidince üstünden bir kere daha geçeriz.
Podemos rever tudo novamente na tua casa. Não.
- Kimde ne var bir bakalım.
Vamos rever a tabela.
Bu gecenin hesaplarında 6 $'lık bir yanlışlık var. Tüm hesapları en baştan kontrol etmelisin.
Há uma diferença de 6 $ na caixa, tens de rever as contas.
Her neyse, bu sabahki planımız, bazı verilerin...
Mas adiante. O plano para esta manhã é rever...
Bay Simmons, dosyanızı inceledik.
Sr. Simmons, estivemos a rever o seu processo.
Ben de delillerin üzerinden geçip atladığımız bir şey var mı diye bakıyordum.
Estou a rever as provas, para ver se descubro algo que tenhamos ignorado.
Delillere bakıp hafızamı tazelemeliyim.
Preciso de rever as provas.
Planın üzerinden bir daha geçelim.
Vamos rever a operação.
Bire bir, her şeyi bir yerde yapabileceğimiz.
Um curso onde podemos rever cada ponto desta casa.
Olayların üstünden adım adım geçersek yardımı olabilir.
Ajuda se rever os acontecimentos, passo a passo.
Planı tekrar gözden geçirmek için herkesi topla.
Reúne todos para rever o plano.
Tamam, planın üzerinden tekrar geçelim.
Vamos rever novamente o plano.
Boise'ye gitmeden önce yapışık ikizlerle ilgili üzerinden geçmek istediğin bir şey var mı?
Queres rever algo sobre as gémeas siamesas antes de seguires para o Boise?
Öncelikle kodun gerçek tasarımı üzerinden geçip çoklu paralel işlemciler üzerinde işlenebilmesi için küçük parçalara ayrılması gerekiyor.
Bom, podemos começar por rever o design original do código, e dividi-lo em pequenas parcelas que serão usadas por múltiplos processadores em paralelo.
O zaman güvenlik sızıntısıyla ilgili bildiğiniz her şeyi bize vermelisiniz. - Vereceğiz.
Então, têm de rever tudo o que sabem sobre violação da segurança.
Birer bira içip, olanları unutmaya ne dersin?
Queres ir beber uma cerveja e rever tudo isto? Não.
Bunu yine konuşacağız.
Ainda assim vamos rever o que aconteceu.
Geri gelip tekrar seyretmek için... güvenlik kamera kayıtlarını izledik.
- A sério? - Sim. Até fomos rever a cassete da segurança.
Bunu tekrar değerlendirmek isterim.
Eu... gostaria de rever isso.
Yüzden fazla görüşme yaptık şu ana kadar,... ve birinin hızlıca ilgilenmesi lazım adamı bulmada yardımcı olacak bilgileri toplaması gerekiyor.
Já realizámos mais de 100 entrevistas até agora e alguém tem de as rever rapidamente à procura de uma coisa que possa ajudar a identificar o suspeito.
Tamam. Biraz bekleyip durumu toparlayalım çünkü "sen" dediğimde "bizi" kastetmiştim.
Muito bem, vamos parar e rever a situação, porque, quando disse "tu", queria dizer "nós".
Kırmızı Halı Özeti'ne tekrardan hoş geldiniz. Şimdi, Halk Seçimiyle Belirlenen dün akşamki moda kazanan ve kaybedenlerini konuşmaya devam edeceğiz.
Bem-vindos de volta ao Red Carpet Roundup, onde continuamos a rever os vencedores e os vencidos de ontem à noite nos People's Choice Awards.
Elbette ama önce sunumunuzu tekrarlarsanız çünkü daha önce böyle bir emniyet kemeri görmedim.
Claro, mas talvez precise de rever a demonstração, porque nunca vi um cinto de segurança.
Hep buramdaydın. Seni tekrar görme düşüncesi devam etmemi sağladı.
A ideia de te rever, fazia-me continuar.
Dansını gözümde canlandırmaktan kendimi alamıyorum... Gözlerim buğulanırken...
Não consigo parar de rever os passos da tua dança até que os meus olhos ficam nublados...
Bilgisayarda ödevimi kontrol ediyordum.
Estou a rever a minha tarefa no computador.
- Walt, seni tekrar görmek güzeldi.
Walt, prazer rever-te.
Bütün gün bunu düşündüm başka bir şey olabilir miydi diye kafa yorup durdum ama tek yolu buydu.
Tenho andado o dia todo a rever isto na minha cabeça e era a única solução.
- Spencer... - Hayır, gerçekten güvenlik kasedini gözden geçirmeliyiz. Maya'yı Noel'in kulübesinde yakalayan kişinin gölgesi bir kıza ait, eminim.
- Não, temos de rever aquele vídeo, porque garanto-te que foi a sombra de uma rapariga que agarrou a Maya à porta da cabana do Noel.
Aklıma gelip duruyor.
Eu ficava a rever a cena...
Weehawken, New Jersey'de gerçekleşen terörist saldırının sonucunda yaşanan olayları incelemek için buradayız. Saldırı, hükûmet muhbiri Danielle Sara Rosen'ın ölümüne de yol açan birtakım kayıplar yaşanmasına sebep oldu.
Estamos aqui para rever a cadeia de eventos que culminaram no acto de terrorismo doméstico em Weehawken, Nova Jersey, e que resultou em várias mortes, inclusive a morte de uma informadora do governo...
Lola, Jessa romanını incelemeyi çok ister eminim.
Lola, tenho a certeza que a Jessa adoraria rever o teu romance.
Bunları bugün saat 4 : 00 deki mahkemede gözden geçireceğim sen de benim yardımcım olacaksın.
Vou rever tudo para a audiência desta tarde às 16 h. Na qual serás o meu assistente.
- Umarım tekrar görüşürüz.
Espero rever-te em breve.
- Bayan Reynolds biz sadece dosyayı inceliyoruz.
- Sra. Reynolds, estamos apenas a rever o caso.
Brody, seçeneklerini gözden geçirmeliyiz.
Brody, temos de rever as tuas opções.
CCTV kanıtları incelendikten sonra, polis şüphelinin bir fotoğrafını yayınladı.
Depois de rever as imagens, a polícia divulgou uma foto do suspeito.
Eğer isterseniz, bir uzman tarafından...
Se quiser, podemos rever essa informação com a nossa base de dados
Pekala, kurbanların üstünden geçelim.
Vamos rever a vitimologia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]