Saleem перевод на португальский
86 параллельный перевод
Konaklayacağınız yere kadar Salem size eşlik edecek.
Saleem vai acompanhá-la.
Bir Yahudi Omer Saleem'i vurdu çünkü Saleem'in dükkânını soyacağını fark etti.
O judeu alvejou o Omar Selim, porque achou que ele ia roubar-lhe a lojeca.
Saleem'in üstünde silah bile yoktu.
- O Selim nem estava armado.
Abdul, Tariq, Saleem, karşıma geçin size bir bakayım.
Abdul, Tariq, Saleem, deixem-me ver como estão.
Çok güzel çiziyorsun, Saleem.
Está muito bom, Saleem.
Abdul, Tariq, Maneer, Saleem, Meenah, Sajid, kalkın!
Abdul, Tariq, Maneer, Saleem, Meenah, Sajid, levantem-se!
Naber Saleem?
Tudo bem, Saleem?
Peggy için Saleem'i de getirir misin?
Traz o Saleem para a Peggy.
Ayrıca Saleem de benimle çıkacak.
E o Saleem pra me dar uns chochos.
Saleem, niye okul için aldığım takım elbiseni giymiyorsun?
Por que não usas fato que comprei para usar na universidade?
Saleem, bozukluklarını hazırla.
Saleem, saca dos trocos!
Bunlar kardeşlerim Tariq ve Saleem.
São dois dos meus irmãos, Tariq e Saleem.
Sajid, git bak bakalım Saleem gelmiş mi?
Sajid, vai ver se o Saleem já chegou.
- Ver şunu, Saleem.
- Dá-me cá isso!
Selam, Saleem. Sonraya bir işin var mı?
Olá Saleem, que fazes logo à noite?
O zaman, bu pizzalar için para almamakla kalmayacağım, bir de müşteriyi Pizza Yurt'a kaptıracağım.
Aí, não só não vou receber dinheiro por estas pizzas... - Por que não mandou o Saleem?
- Saleem dün sınırdışı edildi.
- Saleem foi deportado ontem.
1976'da Usame Bin Ladin'in büyük kardeşi Selim Bin Ladin, Bin Ladin ailesinin A.B.D'deki yatırımlarını yönetmesi için Jim Bath adında Teksas'lı birini kiraladı.
Em 1976 o irmão de Osama, Saleem bin Laden, contratou um homem no Texas chamado Jim Bath para manejar todos os investimentos nos estados Unidos pela família de bin Laden
Siz Anarkali'yseniz, ben de Salim'im.
Se você tiver sido Anarkali, então eu devo ter sido Saleem.
Ve siz de Salim'diniz.
E você era Saleem.
Saleem...
Saleem...
- Bu Al-Saleem.
É o Al-Saleem.
Ama Balad'da bir hücre evinden bahsediyor. Al-Saleem orada olabilir.
Mas falou de um esconderijo no norte, perto de Balad, onde Al-Saleem pode ter estado.
Burası canlı hedef. Al-Saleem hücresinin bilinen eylem merkezi.
Trata-se de um alvo vivo, uma conhecida base operacional da célula de Al-Saleem.
Al-Saleem'in bulmak için bizim kadar hevesli Ürdün istihbaratıyla çalışacaksın.
Farás a ligação com o GID jordano que está tão ansioso pelo Al-Saleem como nós.
Amman'da büyük bir Al-Saleem hücre evi ve eğitim merkezi keşfettik.
Ora bem... Recentemente descobrimos um grande esconderijo de Al-Saleem e que também é uma célula de treino, aqui em Amã.
Amsterdam'daki patlamayı hiç kimse üstlenmediği için AI Saleem'in işi olduğunu düşünüyoruz.
Como a autoria do atentado em Amesterdão não foi reivindicada, pensamos que foi obra de Al-Saleem.
Al-Saleem'in yeni çekilmiş fotoğrafı.
É uma foto recente de Al-Saleem.
Elinde Al-Saleem'in yeni çekilmiş bir fotoğrafı varmış.
Meu Deus. Tens uma foto recente do Al-Saleem.
O ev bizi Al-Saleem'e götürebilirdi.
Aquela casa podia ter-nos levado a Al-Salleem.
Yapmamız gereken, Hani'nin işbirliği olsa da olmasa da adamımızı Al-Saleem'in çadırına sokmak.
O que temos de fazer, com ou sem a colaboração do Hani, é meter o nosso homem na tenda do Al-Saleem.
- Ama Al-Saleem bunu bilmiyor, değil mi?
Mas Al-Saleem não sabe disso, pois não?
- Biz de o zaman, hiçbir sonuç alamadığımız halde bütün dünyada Al-Saleem'in izini süreceğimize en az onunki kadar etkili başka bir terörist operasyonu varmış gibi yapsak nasıl olur?
E se em vez de andarmos à procura de Al-Saleem pelo mundo fora, como estamos a fazer agora sem quaisquer resultados, déssemos a entender que há outra operação terrorista por lá, tão eficaz como a dele?
Al-Saleem böyle bir rekabete nasıl tepki verir?
Como reagiria Al-Saleem a esse tipo de desafio às estatísticas dele?
Tamam, lafı yayarım ama Al-Saleem'in dikkatini çekecek kadar büyük bir şey olmalı.
Muito bem, vou criar burburinho, mas oxalá seja suficientemente grande para chamar a atenção de Al-Saleem.
Viyana'dan yapılan bir görüşmedeki ses Al-Saleem'e çok benziyordu.
Uma voz em especial num telefone de Viena parece ser do próprio Al-Saleem.
Al-Saleem'e ne kadar yaklaştığına göre mi?
E como avalias isso? Pela proximidade que conseguimos do Al-Saleem?
Bir, gösteriyi Aisha'yı kaçıranlar yönetiyor ki bu durumda Al-Saleem'e yakınlar.
Primeiro, quem tem a Aisha tem poder, por isso é gente próxima de Al-Saleem.
Şimdi Al-Saleem elinizde mi?
Então agora tem o Al-Saleem, certo?
Saleem'in adamları canını yakmak için çok uğraştı, ama hala iyi durumda.
Os homens do Saleem magoaram-na, mas acho que ela é viável.
Benim adım Saleem Ulman.
O meu nome é Saleem Ulman.
Bak Saleem, bu dünyada, bir adamı çılgına çevirip, gözünü karartacak ve damarlarındaki kanın alev almasını sağlayarak, gözünü bile kırpmadan tehlikenin içine bodoslama dalmasını sağlayacak bir tek sebep vardır.
Bem Saleem, só há uma força na Terra que pode causar curto-circuito nos melhores instintos do homem, pôr fogo nas suas veias e faze-lo mergulhar de cabeça no perigo sem ter em conta o seu bem estar.
Kuzey Afrika'da Saleem Ulman adında birinin yönettiği bir kamp.
Com a localização de um campo no Norte de África dirigido por um homem chamado Saleem Ulman.
Saleem'e yardım götürüyor olmalı.
Pode ser uma via directa de abastecimento para o Saleem.
Başka biri daha ölmeden, Saleem Ulman'ın durdurulması lazım.
Saleem Ulman tem que ser parado antes que mais pessoas morram.
Her şey Saleem ve adamlarının çölde bir yerde direnebilmeleri için.
Tudo o que o Saleem e os seus homens precisam para sobreviver algures no deserto.
Saleem'in kampına doğru yol aldığını biliyoruz, Bulmak zorunda olduğumuz şifrenin anahtarı da oradaydı.
Sabíamos que se dirigia para o campo de Saleem, e que contém a cifra para quebrar o nosso código.
Şimdi Saleem'e duymak istediklerini anlat.
Agora dizes ao Saleem tudo o que ele quiser ouvir.
Acı gerçek şu ki, oraya çölün ortasına, Saleem Ulman'ın Caf-pow içmeden duramayacağı teorisine dayanarak, özel kuvvet göndermeyeceğiz!
A dura verdade é que não vamos mandar uma equipa dos SEAL para um deserto baseado numa teoria que Saleem Ulman não pode viver diariamente sem "Caf-POW"!
Peki Al-Saleem nerede?
E onde está Al-Saleem?
İntikam, Saleem.
Vingança, Saleem.