Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ S ] / Sanırım o

Sanırım o перевод на португальский

30,418 параллельный перевод
Amanda bunu ortaya çıkardı.. ... ve sanırım o veya polis arkadaşlarından biri kanıt yerleştirdiler. Tek açıklama bu.
E a Amanda estava fula comigo, por isso acho que ela ou um colega plantaram provas, é a única explicação.
Amirim, sanırım onu yakaladınız.
Chefe, acho que já o apanhou.
Sanırım onda numaram yok.
Acho que ele não tem o meu número.
Tamam, sanırım o zamana kadar bu davayı kapatacağız.
Então, acho que temos que colocar este caso em espera até lá.
Walter arabamı mahvetti ; sanırım o yüzden şirket aracını alacağız.
Walter destruiu o meu carro, por isso, vou levar o da empresa.
- Sanırım onu bununla kurtarabilirim.
Acho que o poderei salvar com isto.
Sanırım onu kurtarabilirim.
Acho que o consigo salvar.
Ama sanırım o küçük sorunu çözdüm.
Mas acho que posso resolver esse problema.
Sanırım olayları benim üstüme yıkmak B planlarıydı.
- Culpar-me foi o plano B.
Sanırım dünyayı daha iyi bir yer haline getiriyoruz.
Acho que tornamos o mundo um lugar melhor.
Şey, Sanırım bu geceki randevümuzu ertelememiz gerekecek.
Suponho que isto vai cancelar o nosso encontro desta noite.
Sanırım bulmaya çalıştığın sıfat "destansı"
Creio que o adjectivo que procura seja "épico".
Sanırım bunu sadece FBI araştırmıyor.
Acho que o FBI não são os únicos que estão a investigar.
Sanırım tüm bunlar nasıl bir insan ile Karşı karşıya olduğunuzu anlamanıza yarayacak tespitlerdir.
Acho que isso indica exactamente o tipo de pessoa com quem está a lidar.
Aa, bu Edgar denen elemanın bana karşı ciddi bir garezi var sanırım, Ve bu yüzden de Bryce'ı öldürdü.
Esse tal de Edgar está atrás de mim e matou o Bryce por causa disso.
Sanırım ilişkimiz tarayıcı geçmişimizi görmek ve o konuda dürüst olmak için yeterince olgunlaştı.
Acho que já chegámos a uma fase em que podemos ser honestos sobre os nossos históricos.
Sanırım bana ne söylediğini belirtmeme gerek yok.
Suponho que não precise de dizer o que é que me disseste.
Sanırım öğrenim sisteminin kötülüğü hakkında söylenenler doğru.
Parece que é verdade o que eles dizem. O sistema de Educação Pública dos Estados ficou mesmo uma porcaria.
Fazlasıyla Stefancılık oynadık sanırım artık yeter.
Já chega de tentar ser como o Stefan.
Sanırım iyi yürekli cadı Bonnie'nin tüm binayı büyüyle kilitlediğini unuttun?
Estás a esquecer-te porque é que a "Bonnie, a Bruxa Boa" selou o edifício todo.
Sanırım sıradaki elçi o.
Acho que ele é o próximo profeta.
Sanırım Chuck ile görüştünüz.
Reparei que tem estado em contacto com o Chuck.
Sanırım sebebini bulduk.
Acho que temos o motivo.
Ama, sanırım sen benim o silahı alma sebebini anlamama yardımcı oldun.
Mas acho que podes ajudar-me a descobrir o que lhe colocou aquela arma na mão.
Matthew'la yeni bir oyun icat ediyorlar sanırım.
Acho que ele e o Matthew estão a inventar um jogo qualquer.
Gerçektende Walter'ın böylesine küçük bir işletmeye yatırım yapacağını mı sanıyorsun?
Achas que o Walter vai investir numa operação tão pequena?
Sanırım asıl bilmek istediğim ben ver Oren için hiç denememişken nasıl başkasına kısa süreliğine de olsa babalık yapabildi.
O que quero saber é como é que ele pôde ser pai de outra pessoa, mesmo que por pouco tempo, sem nunca tentar comigo e com o Oren?
Sanırım, hırsızlık ve Phoebe'nin infazı Louis Bowman'i hapiste tutmak için yapıldı.
Suspeito que o assalto e a execução da Phoebe foram feitos para manter o Louis Bowman preso.
Sanırım bu günlerden birinde evlenme teklif edecekti.
Acho que ele ia fazer o pedido um dia destes.
Planlarımda yoktu ama sanırım Dion'un hayatıma beklediğimden biraz daha fazla girmesine izin vereceğim.
Não planeava vir, mas... Acho que estou a planear deixar que o Dion faça um pouco mais parte da minha vida do que esperava.
O zaman sanırım ben...
Então acho que vou...
Benimle konuşmak istediğini biliyorum ama sanırım ikimize de zaman kazandırabilirim.
Sei que querias falar comigo, mas acho que posso poupar o tempo dos dois.
Sanırım Elton John da burada doğum yapmış.
Acho que o Elton John já esteve neste quarto quando deu á luz.
Sanırım sen, özel odama geri dönene dek bu çocuğu doğurmayacağımı anlayamadın.
Bem, eles não entendem que não vou dar à luz enquanto não voltar para o meu quarto.
- Sanırım Martin'in demeye çalıştığı isteseniz de istemeseniz de, size yardım edeceğiz.
- Bem visto. Acho que o que o Martin está a tentar dizer é que vamos ajudá-los quer vocês gostem ou não.
Sanırım grubun ve sen bunu hep yapıyorsunuz.
Imagino que isso seja um padrão para ti e o teu grupo.
- Sanırım doğaçlama yapmak zorundasın.
Acho que terás que o aprender.
- Sanırım sormak istediği Damien Darhk'ı öldürerek diplomatik krize ve tarihte tahmin edilemez hasara yol açacak mısın?
Acho que o que ele quer dizer é : vais criar uma crise diplomática e arriscar um dano descomunal à História ao matar o Damien Darhk?
Sanırım Turnbull'un nasıl kendi ülkesini kuracağını buldum.
Acho que sei como o Turnbull irá fazer o seu próprio país.
Sanırım canını sıkan asıl şeyin ne olduğunu biliyorum.
Acho que agora já sei o que te anda mesmo a incomodar.
Yeni kostüm iyi de, sanırım Cisco'nun bahsettiği modifikasyonlar lazım.
O novo fato é bom, mas acho que ele precisa das modificações que Cisco mencionou.
Sanırım Malcolm kibarlık edip sana bir anlaşma teklif etmiş.
Soube que o Malcolm tentou ser simpático e ofereceu-te um acordo.
Sanırım en çok canımı sıkan da ona hiç onu ne kadar sevdiğimi söylememiş olmam.
Acho que o que mais me assombra é nunca lhe ter dito que o amava.
Ama sanırım artık bunu başarmanın tek bir yolu kaldı.
É culpa minha e estou a tentar consertar, mas acho que só há uma maneira de o fazer agora.
Hayır, sanırım bana göre nereye gidersen git Barry olarak kalacaksın ben de Iris olarak kalacağım.
Tenho. Na minha cabeça, em qualquer lugar a que vás, sempre serás o Barry, e sempre serei a Iris.
Sanırım şu anda kaçtığım yaratık bu kendimi güçsüz hissetmek.
Acho que esse é o monstro que me persegue agora, este sentimento de impotência.
Sanırım Wally'yi kozadan erken çıkarmanız onu bir füj haline sokmuş.
Penso que extrair o Wally demasiado cedo do casulo deixou-o em estado de fuga.
Sanırım Mick'in demek istediği şey, emirleri kimin verdiğini bilsek iyi olur.
O que penso que o Mick está a tentar dizer é que seria bom saber quem está no comando.
Sanırım Stardust'ın nerede üretildiğini anlayabilirim.
Acho que sei onde o Pó das Estrelas está a ser feito.
- Sanırım şansımı deneyeceğim.
Acho que vou correr o risco.
Sanırım ben de o kadar değişmemişim.
Acho que também não mudei muito.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]