Segura перевод на португальский
14,720 параллельный перевод
Güvenli bölgeleri ve kaynakları var.
Têm uma zona segura. Têm recursos.
- Güvende efendim.
- Está segura.
Ama sen burada güvende olursun.
Mas estará segura aqui.
Burada da güvende hissetmiyorum.
- Também não me sinto segura aqui.
- Bebeğim, tut bakalım şunu.
- Segura-me na arma.
Sizi güvenliği sağlayınca içeri alacağız.
Entram quando a área estiver segura, entendem?
- Tut onu. Sabit tut!
- Segura-o, segura-o.
Al.
Segura-a aí.
Yapacağınız çağılar güvenli olmayacak ve muhtemelen Peng tarafından engellenecek.
Qualquer chamada que faça não será segura e, provavelmente, será interceptada pelo Peng.
İkimiz de biliyoruz ki... gazetede yazarlığa dönerse... çok daha güvende olur.
Ambos sabemos que ficava mais segura sendo jornalista.
Tut şunu Til.
Segura nisto, Til.
- Baker, onları geride tut.
- Baker, segura-os aí.
Evet. Kordonun içindeki herkes gibi. Yarın güvenli bir telefon ve internet hattın olacak ama sadece senin.
Terás uma ligação à Internet segura e uma linha telefónica amanhã, mas, apenas tu.
Ya da içtiğimiz su güvenli mi?
A água é segura?
Onun içeride bensiz daha güvende olduğunu mu söylüyorsun yani?
Está-me a dizer que ela está segura lá sem mim?
Ailem yakınımdayken güvende olur mu?
A minha família está segura comigo por perto?
Yapılması gereken en güvenli şey...
A coisa mais segura a fazer-se...
Görmedim duymadım diyebilecek kadar.
Algures entre o por dentro e a uma distância segura.
Krauss kendisi ve diğerleri için iade edilmeleri zor bir yer olan Buenos Aires'e denizaltıyla güvenli geçiş ayarladı.
Combinou uma ida segura para ele, para o Krauss e para os outros, de submarino para Buenos Aires onde ficarão a salvo de extradição.
Gider gitmez beni ara.
Estarás segura lá. Liga-me assim que chegares.
Muhtemelen ofisin şu an olabileceğin en güvenli yer.
Mas neste momento, o teu escritório é o sítio onde estás mais segura.
Yapman gerektiği gibi dün onun yanına taşınmış olsaydın diğer tarafta kocanla güvende olacağını da hatırlattı mı?
Ele lembrou-te que se te tivesses mudado para casa dele ontem, como era suposto, que estarias segura com ele do lado de fora?
Ajan Carnahan güvenli hattan sizi arıyor.
Há uma chamada para si do Agente Carnahan, numa linha segura.
Çitlere olan mesafenizi koruyun.
Mantenham uma distância segura do perímetro.
Herkes çitlere olan mesafesini korusun.
Toda a gente. Mantenham uma distância segura do perímetro.
- Jana, merdivenler güvenli değil.
- Jana, essa escadaria não é segura.
Elimi tut!
Segura a minha mão!
Seni güvende tutmak benim görevim. Seni korumak, benim görevim bu.
É meu dever manter-te segura e proteger-te.
Odayı güvende tut.
Mantenha a sala segura.
İyisin, bir şey yok.
Estás segura. Tudo bem.
Şunu tutar mısın?
Segura aqui.
Alacağımızı temin ederim.
Esteja segura que o faremos.
Ve dikkatli bakışları altında Paris her zaman güvende olacak.
E sob o seu olhar vigilante, Paris estará sempre segura.
Nasıl olur da beni her zaman güvende hissettiren adam bana zarar verebilir?
Como é que o homem que me faz sentir tão segura é o mesmo que me fez mal?
Huzur doluydu, güvenliydi.
Era pacífica. Segura.
Güvendesin.
Agora estas segura, ok?
Geeta, ona izin vermiyor.
Geeta segura-a por trás.
Geeta, savunma yapıyor.
Geeta segura-a.
Seninle daha mı güvendeyim?
Achas que estarei mais segura contigo?
Güvenli ev gibiyim.
Sou como uma casa segura.
Hoş geldin benim safe-o casa'ma.
Bem-vinda à mi casa segura.
Güvende olursun.
Vais estar segura.
Nate güvenliğimle ilgileniyor.
O Nate vai garantir que estou segura.
Güvendeyim.
Estou segura.
Bu şehir emniyetli sokakları hak ediyor, ve Andrew Dixon mahalleri çok çalışan polis memurları ile korumayı taahhüt ediyor.
" Esta cidade merece ruas protegidas e o Andrew Dixon apoia o trabalho da polícia que mantém a vizinhança segura.
Senin kızın güvende.
A tua filha está segura.
Bebeği biraz tutabilir misiniz? Teşekkürler.
Poderia segurá-la, por favor?
Onu sonsuza dek tutamam.
Não consigo segurá-lo para sempre.
Onları oynarken görerek kollarımın arasında tutarak ve onlara nasıI ata binileceğini ve ateş edeceğini... ya da seveceğini öğreterek.
Vê-los a brincar, segurá-los nos meus braços, ensiná-los a cavalgar e a disparar... e a amar.
Geeta, kendini güzel savunuyordu.
Geeta estava a segurá-la bem.
Vızıltı sesleri de aynı güvenlik girişi olan bir bina gibi.
Um edifício com a entrada segura.