Sentimental перевод на португальский
1,162 параллельный перевод
Enerjik arkadaşlarınızı da.
Tu e também o teu amigo sentimental.
- Neye ihtiyacım olduğunu çok iyi biliyorsun.
Fico sentimental sempre que a vejo, "mama san".
- Peki manevi değeri ne olacak?
- E o valor sentimental?
Bu kız popüler, güzel ve anlaşıldığı kadarıyla duygusal bir krizin eşiğinde, yani onun gibi biriyle çıkmaya evet dediğine göre.
Ela é popular, bonita... e está obviamente no meio de uma crise sentimental. para aceitar sair com um palhaço como tú.
Onlar hiçbir zaman mala önem vermediler.
Nunca foram muito de guardar coisas pelo valor sentimental.
Hayır, bunu da, senden esirgeyemem, seni böylesine hassas genç şavalak.
Não, também o poupei a isso, seu jovem sentimental.
Aptallaştı.
Tornou-se sentimental.
Bu duygusal saçmalığa beni katma.
Poupe-me a essa porcaria sentimental.
Biraz duygusal gibi.
Está um pouco sentimental.
Hayır, çok iyi bir adam ve çok duygusal.
Não. Penso que é um homem adorável, e é no mínimo sentimental.
Oh, sana bir iz göstereceğim. Sana ne kadar duygusal olduğumu göstereceğim doktor.
Vou mostrar-lhe uma de grande valor sentimental, Doutora.
Eski plakları çıkarıp kadına bunca yıl onları sakladığını gösterirsin. Böylece harika, duygusal biri olduğun anlaşılır.
Pegamos nos discos antigos, mostramos à miúda que os guardámos, mostrando que és um individuo sentimental.
- Küçük bir şey, sana ait bir şey.
Algo sentimental para você. O bracelete!
"Sanat, sanatçıların kendi içlerinde..." "... geliştirip, paylaştıkları duygusal bir deneyimdir " demiş.
Segundo ele, a arte é uma experiência sentimental do artista que ele compartilha com os outros.
Dükkanlarda bunlardan dolu var, o yüzden duygusallaşma, tamam mı?
Está tudo ali, não te armes em sentimental.
Gerçi ben her konuda aşırı duygusalımdır.
É que sou muito sentimental, sinto tudo intensamente.
Nerdeyim ben, Ahmakların dünyasında mı?
Onde estou eu, no planeta sentimental?
Üzgünüm, tüm bu duygusal bagajı sana doldurmamam gerek.
Me perdoe. Não deveria jogar toda esta carga sentimental sobre você.
Bu androidler hakkında biraz fazla duygusal bir tavır değil mi?
Não lhe parece uma atitude sentimental tratando-se de andróides?
- Duygusallaşma.
Não fiques sentimental.
Senin şu duygusal maskaralıklarının dün bize neye mal olduğunu bilmelisin.
Devias saber quanto nos custou a tua baboseira cheia de zelo sentimental.
Biraz duygusal dedi ama sen işini bilirsin.
Um pouco sentimental, disse ele, mas você faz o que tem de fazer.
# Duygusallık değil
# Just sentimental
Ufaklık, bu duygusal bir an.
Junior, este é um momento sentimental.
Baksana resmen yanıyor.
Esse sim era um sentimental. Tinha um jeito especial para as mulheres...
Manevi değeri var.
E tem valor sentimental.
Duygusallaşma şimdi.
Agora não se ponha sentimental.
Bana duygusal yaşlı moruk diyebilirsiniz, biri 35 mi dedi?
Chamem-me sentimental se quiserem, mas ouvi 35?
Duygusal davranacak rahata sahip değilim ben.
Não me posso dar ao luxo de ser sentimental.
Şefkatli ve hassas davranmaya çalışıyordun.
Agindo todo carinhoso e sentimental!
Sadece eski bir duygusal aşk öyküsü.
É apenas uma história de amor, sentimental.
En azından duygusal.
O jeito sentimental. - Para o inferno com o amor
- Duygusal nedenlerden.
- Valor sentimental.
Neden tekrar istasyona duygusal bir yolculuk yapmıyorsun?
Porque não faz uma viagem sentimental de volta à estação? Se te pertence.
Anlaşılan çok duygusal biriymiş.
Vê-se que ela era muito sentimental.
Manevi değeri var.
Tem um grande valor sentimental.
Duygusal olmanın kötü bir yanı yok.
Não há nada de mal em ser sentimental.
Bu akşam, böyle duygusallaştığım için özür dilerim.
Desculpa, fiquei muito sentimental hoje.
TV kanalının biri, hakkında duygusal film yapmaya kalkar.
Alguma estação de TV podia tentar fazer um filme sentimental sobre ela.
Duygusal bir aptal.
Um idiota sentimental.
Dokunaklı ama... seni canlı görmek istemiyordum.
Sou sentimental, mas não queria encontrar-te vivo.
Çatışmadan sonra hep duygulanırsın zaten.
Ficas sempre sentimental a seguir a um tiroteio.
Belki duygusal davranıyorum, ama onun kızartıldığını görmek isterim.
Chamem-me sentimental, mas prefiro vê-los executados.
Görüyorum ki duygusal edebiyattan hoşlanmıyorsunuz.
Vejo que não gosta de literatura sentimental.
Bütün o duyguları... Hüzünlü.
É tão sentimental.
Sentimentalist!
- Sentimental!
Hatırası olduğu için saklıyorum.
Tem um valor sentimental.
Allah kahretsin! - Manevi değeri var mıydı?
Tinha valor sentimental?
Biliyorum bu şeylerin pek çoğuyla duygusal bağınız...
Pode ter uma ligação sentimental a ele...
Onun manevi bir değeri var.
- Isto tem um valor sentimental.
Beni yumuşatma Evlat.
Não seja sentimental, rapaz.