Seyret перевод на португальский
809 параллельный перевод
Dikkatle seyret Kenichi.
Olha com atenção, Kenichi.
Çok yakında, kaldıramayacak, ve o zaman seyret beni.
Brevemente, näo vai aguentar mais, e, entäo... ... cuidado comigo.
Gel işin nasıl yapılacağını seyret!
Anda comigo e logo vês!
Seyret o zaman.
- Não? Vais ver.
Seyret şimdi.
Vejam, agora.
İyi seyret.
Fica de olho neles.
Şimdi seyret beni.
Agora vê a águia a avançar.
Midillini nasıl atlatıyorum seyret, Bonnie.
Vê o pai ensinar o teu pónei a saltar, Bonnie.
Bak, seyret!
Observa.
Atlayacağım. Beni seyret, baba.
Vou saltar, olhe, papá.
Sen sessizce burada bekle ve oyunu seyret.
Fica aqui quieto e vê a peça.
Seyret şimdi. Önce bir kat tutkal süreceksin.
Primeiro dás-lhe uma demão de cola.
Seyret.
Observa.
Seyret şimdi.
Mira.
Seyret şimdi.
Olhe para isto.
Seyret, dolu geliyor.
Vê, o granizo chega.
Seyret.
Veja.
Sen de koltuğunda keyifle oturup birbirlerinin gözünü çıkartmalarını seyret.
Ignore isso e deixe-as arrancarem os olhos uma à outra.
- Baba, tren. - Sen, git seyret.
- Pai, o comboio.
Yavrum gel seyret.
Minha linda, vem lá.
Otur seyret!
Que porcaria!
Seyret. Virajı asla alamazlar.
Repara, não se aguentarão na curva!
Kral Stefan'ın şatosunu seyret.
Veja, o castelo do Rei Estevão.
Şimdi seyret!
Olhe!
Yine yaparım. Seyret.
Deixe-me explicar o que aconteceu.
Jules, seyret bizi.
Jules, olha bem para nós.
Gökyüzünün kızıla dönüşünü seyret
Ver o céu tingir-se de rosa
Seyret şimdi.
Observa isto.
Sadece seyret.
Observa bem!
Pauly'i görmeliyim. Eve git ve televizyonda seyret.
- Tenho de ver o Pauley.
Seyret.
Olha.
Seyret.
Vê isto.
İnişini seyret.
Olha ele a sair.
Daha önce ne yapıyorsan Dinlen, eğlen, manzarayı seyret!
O que vocês estavam fazendo. Relaxe, aproveite, veja as vistas.
Seyret bak, şimdi nasıl açılıyor, dostum.
Da próxima vez que perder a chave sabe como se abre o cofre!
- Buraya uzan ve şampiyonunu en avantajlı yerden seyret. Gel, omzuma yaslan. Onu daha...
Deite-se aqui e observe o seu campeão duma boa perspectiva.
Tekrar seyret.
Veja outra vez.
Yüzünün kızarmasını seyret.
Olhe como ela cora.
- "Kaçan köpeğe ne yaptığımızı seyret."
- "Vejam o que vamos fazer ao cão."
- Seyret, Charlie.
- Observa, Charlie.
Dikkatlice seyret.
Observa.
Pilava bereket, ben oynarım, seyret Mao, Mao!
O arroz está doido E eu brinco Mao Mao
Sus da seyret.
Cala-te e vê.
- Seyret!
Fica a olhar.
Seyret.
Topa isto.
- Seyret.
- Olha.
Seyret bunu.
Vê só isto.
Seyret şimdi!
Olha só!
Seyret küçük.
Pode me esperar aí, garoto.
Hadi içeri gir de seyret.
Entra e vê.
Seyret.
Observem.