Sirin перевод на португальский
4,436 параллельный перевод
Ya suyun geldi ya da bir Şirin gibi işiyorsun.
- Ou te rebentaram as águas ou fazes chichi como um Smurf.
- Şirin bir panda. - Sağ ol.
- Bom Panda.
Pekala, en azından şirin.
- Pelo menos, é girinho.
Ve bir FBI ajanının yanında pişmiş kelle gibi sırıtarak oturman yerine polis arabasının arka koltuğunda kaşları çatık bir şekilde oturmanın daha şirin olacağını düşündüm.
e pensei que ficasses mais bonito... a fazer cara feia atrás de um carro da polícia. Em vez de te rires nos bastidores com o FBI.
Şirin, demode tip.
Um tipo gentil e totó.
Senin hangisi olduğunu, ama kesinlikle en şirin ren geyiği sensin.
Não sei qual és, mas és sem dúvida a rena mais amorosa de todas.
Bu şirin ufaklığa sonsuza dek bakabilirim.
Esta pequenote, podia ficar com ela para todo o sempre.
Bu çok şirin.
- Que ternura!
Birisi şirin bir şey. Birisi de oksijen desteği olan yaşlıca bir adam.
Um bonitinho e um velho com uma garrafa de oxigénio.
- Çok şirin.
- Que giro.
Birileri hediyelerinin nasıl şirin gözükeceğini biliyormuş.
Alguém sabe mesmo enfeitar os seus presentes.
Zola yaptı mı şirin oluyor ama!
Tu achas piada quando a Zola faz.
Ne şirin.
Que nome chique.
Eskiden bizi şirin bulurlardı.
Nós é que éramos os fofinhos.
Şu şirin gülümsemesine geçti.
E agora está a fazer o sorrisinho giro que ela faz.
Bu küçük şirin bebeklerle burada takılmak hoş olsa gerek.
Deve ser bom estar aqui com estes bebés giros. Sim.
Şirin bir köpek değil.
Não um cão bonzinho.
Sonra şirin penisi çaldı, evine gitti.
Então ele roubou um pénis de um Smurf e voltou à casa dela.
Oh, gerçekten şirin bir hikaye.
É uma história mesmo fofa.
Sanırım bu şirin şeyi arıyormuşsunuz.
Acho que perdeu esta joia.
Sonra AA toplantısında, şirin bir kız bana bir çift laf etti.
Então uma garota amável do AA fez um discurso simpático.
Bak sen, şirin olduğumu düşünüyor.
Olha só. Ele acha-me bonito.
Sevimli, şirin bakışlı bir köpeğe benzeyen aptal görünüşlü adam?
Vês aquele tipo, o tipo com cara de cachorrinho e com ar de estúpido?
Biliyor musun Jess bizi çok şirin bir çift olarak düşünüyor... Ben... Ne bileyim daha farklı görüyorum.
A Jess pensar que somos um casal giro não é nada estimulante.
Çok şirin bir kedi edindi.
Ela acabou de adoptar uma gato, tão querido.
Ben de "Bu kadın, gördüğüm en şirin, çılgın ve dik başlı insan." diye içimden geçirdim, ve birden ona ihtiyacım olur hâle geldim.
E eu achei, "É a pessoa mais gira, maluca, e mais teimosa que alguma vez conheci", e de repente, precisava dela.
Sessizken şirin olan kimmiş bakalım?
Chiu! Quem é lindo quando está calado?
Uyandıracaktım ama yine burnunu şirin şirin oynatıyordun, kıyamadım.
Ia, mas estavas a torcer o nariz, tão bonitinho.
O gözlükle çok şirin görünüyorsun.
Então, Gayle. Com aqueles óculos estavas lindíssima.
Migrenim olunca daha az şirin oluyor muyum?
Mas não fico tão bonita quando estou com enxaquecas?
Şirin değil miyim?
Não estou bonita?
June, ben sadece sana james'e bu şirin Minnesota'lı ailenin evini devren kiraladığını söylemediğin için teşekkür etmek istemiştim.
June, só te queria agradecer por não teres contado ao James sobre a família simpática de Minnesota que arrendou este apartamento.
Bildiğin gibi işte... Bu şirin ufaklığa sonsuza dek bakabilirim.
eu podia ficar com este anjinho para sempre.
- Evet ama şirin olduğum için değil.
Porque eu sou adorável.
Bir şey söyleyeyim sana eskiden bu nağmeli şirin sesinle...
Deixa-me dizer-te uma coisa... Essa vozinha abichanada...
Nağmeli ses... Nağmeli şirin ses mi?
- Vozinha abichanada?
İnanılmaz şirin bir şey.
É uma gracinha! - Pode ser isso.
Bu kadar şirin olabildiğine inanamıyorum.
Não posso acreditar em como é linda!
İnanması zor ama her zaman böyle şirin ve sevimli biri değildim.
Sei que é difícil de acreditar, mas nem sempre foi assim tão fofinho e girinho.
Houston'un hemen dışında, ufak şirin bir bağ evi var.
- É?
Şirin ve ufak bir çocuk gördüm, ona çombalak dedim.
Vi um miudinho bonito e chamei-o de cowboy!
O çok şirin ve zararsız bir şey.
É tão giro e inofensivo.
Şirin ve zararsız ne dediğine baksana, evlat.
Giro e inofen...? ! Ouve o que estás a dizer, miúdo.
Şirin olanlar en lezzetlidir.
Os giros são os que têm melhor sabor.
Selam, şirin şey!
Olá, pequenino!
Bu çocuk acayip şirin bir şey olsa iyi olur!
Meu, espero que esta criança seja incrivelmente fofinha!
Benimki, Bill Cosby ve Şirin Baba'yla üçlü yaptığıydı.
Eu gostei da ménage com Bill Cosby e o Pai dos estrumpfes.
Tıpkı Şirin Baba, Bill Cosby ve ülkemizin babası George Washington gibi.
Tal como o Pai dos Estrumpfes, Bill Cosby... George Washington, o pai do nosso país.
Her halükârda şirin bir şeydi.
Mesmo assim, era bonitinha.
Çok şirin değil mi?
Não é encantador?
Alex'e çok şirin bir mezuniyet elbisesi aldık.
Comprámos um vestido lindo para a Alex vestir no baile de finalistas.