Siz merak etmeyin перевод на португальский
78 параллельный перевод
Siz merak etmeyin.
Não precisa se preocupar!
Bugün evlilik yıldönümümüz. - Siz merak etmeyin Bay Arpel.
É o nosso aniversário.
Siz merak etmeyin Bayan Garrison.
Não se preocupe com nada, Sra. Garrison.
- Siz merak etmeyin.
- Não se preocupe.
Siz merak etmeyin.
- Sim. - Ok? Não se preocupe.
Siz merak etmeyin.
Não precisa de se preocupar.
Siz merak etmeyin.
Não se preocupe.
- Polis meselesi. Siz merak etmeyin.
Se puder falar com ele, tudo se arranja.
Siz merak etmeyin Bay Lacey.
Não se preocupe, Sr. Lacey.
Ama eninde sonunda bulacağız, siz merak etmeyin.
Mas mais tarde ou mais cedo, encontrá-lo-emos, descanse.
- Siz merak etmeyin. - Biz işkoliğizdir.
Somos viciados em trabalho.
- Siz merak etmeyin.
- Nao se preocupe com isso.
Siz merak etmeyin hanımefendi.
Não se preocupe, senhora.
Siz merak etmeyin, bunların hepsi bizde kalacak.
Não se preocupe, eu guardo segredo.
- Siz merak etmeyin.
Não se preocupem.
Siz merak etmeyin.
Não te preocupes.
Merak etmeyin siz.
Não se preocupe.
Siz bana soracaksınız bay Vinter. Siz madamı merak etmeyin!
Pergunte-me a mim, Sr. Inerente, deixe a senhora.
Tamam merak etmeyin siz.
Era só o que faltava.
Siz hiç merak etmeyin.
Não se preocupe.
Onu yeneceğim siz hiç merak etmeyin. Tamam.
Encontro eu o homem, fica descansado.
Ama siz beni merak etmeyin.
Não te preocupes comigo.
Siz hiç merak etmeyin. Uçağınıza yetişeceksiniz.
Não se preocupe Rabbi, vamos apanhar o avião, vamos.
Gözümün bebeği gibi bakarım ben ona. Siz önemli olan işinize bakın, ve merak etmeyin.
Dou-me muito bem com ele, portanto pode ir à sua vida sem se preocupar.
Siz yine de hiç merak etmeyin.
Não se preocupe.
Bay Fielding, siz hiç merak etmeyin.
Sr. Fielding, não se preocupe com nada.
Merak etmeyin siz.
Não te preocupes.
- Siz o konuyu merak etmeyin.
Nós somos soldados de primeira.
Öğleden sonraki ufak aksilik için özür dilerim ama siz beni merak etmeyin, gelecek haftaya hazır olacağım.
Desculpem lá a escorregadela desta tarde. Mas não se preocupem comigo.
Merak etmeyin, Şef. Onu bulacağım. Siz, hapishaneyi hazır tutun yeter.
Fique tranquilo, inspector, trar-lhe-ei o seu Bobby Smiles.
Hava kararmadan dönüyor olacağım, siz hiç merak etmeyin.
Volto antes do escurecer, não se preocupe.
Siz hiç merak etmeyin, ben gidip başka bir yerde uyurum.
Não faz mal, durmo noutro lado.
- Merak etmeyin. Siz olmadan ayrılmayız.
Nao se preocupe, nao partiremos sem vocês.
Merak etmeyin! Siz gidin.
Não te preocupes!
Bizi merak etmeyin. Siz gidin artık.
Vai correr tudo bem, a sério.
Dostum Hart'ı siz hiç merak etmeyin.
Não te preocupes com o menino Hart.
Siz hiç merak etmeyin bayan!
Não se preocupe, senhora!
Siz ondan benim arkadaşım olmasını istemiş olabileceğimden endişeleniyorsunuz. Merak etmeyin.
Vocês estão preocupados que lhe peça... para ser o meu melhor amigo.
Siz hiç merak etmeyin.
Madame, não tem de se preocupar com isso.
Siz hiç merak etmeyin, Bay Giamatti.
Eu não quero que se preocupar, o Sr. Giamatti.
Siz hiç merak etmeyin.
Olhe, não se preocupe com isso.
- Bizi merak etmeyin, siz gidin.
Não importa, vão.
Merak etmeyin, Bay Poirot. Siz olmadan da yapabiliriz.
Não se preocupe senhor Poirot, vai ser poupado.
Tabii ki konuşacağım. Merak etmeyin siz.
Pode ficar descansado.
Merak etmeyin. Siz iki tavuk gıdaklamanıza devam ederken benim sorunlarım bekleyebilir.
Os meus problemas podem esperar até vocês acabarem de cacarejar.
Merak etmeyin siz.
Não se preocupe, nós pagamos.
Siz beni merak etmeyin.
Não se preocupem.
- Bebeğim, ateşe körükle gitmeyelim. Merak etmeyin, halledeceğim. Bekleyin siz.
Querido, não, não vou lutar fogo com fogo, fica, deixa-o entrar.
Lütfen merak etmeyin. Siz hanımefendi, burada hamile kalmasına izin verilen tek kadınsınız.
Por favor não se preocupe,... Vossa senhoria é a única mulher que pode engravidar aqui.
Yaa, siz beni merak etmeyin.
Não te preocupes comigo.
Merak etmeyin, virüsü biz salacağız ama siz suçlanacaksınız.
Não te preocupes, vamos libertar o vírus, mas culpa será tua.