Sokaklarda перевод на португальский
2,349 параллельный перевод
Siz böyle davranırsanız, sokaklarda dolaşan vahşiler oluruz.
Se nos comportarmos assim, seremos apenas selvagens na rua!
Yüksek tabakanın uyması gereken kesin kurallar vardır, Bayan Lister,... fakat sokaklarda konuşulan dedikodunun haddi hesabı yok.
Uma sociedade civilizada não pode conceber... certas práticas, Miss Lister. Mas eu ando noutros círculos... onde as pessoas apontam para si e lhe chamam o "Cavalheiro Jack".
Bunu itiraf etmek, sokaklarda paniğin artmasına sebep olur.
Reconhecê-lo seria convidar o pânico nas ruas.
Bunu itiraf etmek, sokaklarda paniğin artmasına sebep olur.
Reconhecer isso seria o mesmo que convidar o pânico nas ruas.
Bakın sokaklarda büyüdü ve hayatta kalma savaşı veriyordu.
Ouça, ele cresceu na rua, e lutou para sobreviver.
Durumlar değiştikten sonra sokaklarda olamayacağımızı söyledi.
Disse que ficaríamos na rua, quando as coisas mudassem.
Sokaklarda yaşayacak değil.
Não vai ficar na rua, como imagina.
Aileler çocuklarının aç kurt gibi sokaklarda dolaşmalarına nasıl izin veriyor anlamıyorum.
Que género de pais deixam os filhos na rua a estas horas da noite como lobos?
Annen sokaklarda başı boş dolaşırken, bir otobüs ona çarpıyor,
A tua mãe vagueia pelas ruas, é atropelada por um autocarro, e só falas de quem lhe trata do cabelo?
Sokaklarda dolaşan ve hayattan bir şey beklemeyen milyonlarca çocuk.
Milhões de jovens que andam pelas ruas não têm interesse na vida.
Cebimde beş para olmadan sokaklarda çıplak mı gezeyim yani?
Quer-me ver sem dinheiro na rua, sem uma camisa?
Demek istediğim, gerçek sanat sokaklarda.
A verdadeira arte está nas ruas.
Invader Fransa'ya döndüğünde Thierry, Shepard sokaklarda nereye giderse gitsin eteklerinden ayrılmamaya devam etti.
E, quando Invader regressou a França, Thierry continuou colado a Shepard, sempre que o artista ia para a rua.
Helikopterin bir salağı sokaklarda kovaladığı?
Helicóptero a seguir um merdas pelas ruas?
Sarhoş muydu bilmiyorum ama bazen sokaklarda kaybolurduk. Düşman birliğin direk içine sürerdi oradan çıkabilmek için çatışmak zorunda kalırdık.
Não sei se estava pedrado ou não, mas de alguma forma perdeu-se no caminho, e levou-nos directos para o alvo inimigo, fomos emboscados e tivemos que lutar para sair.
Yani şehrin dikkatini çekmek için sokaklarda yeni bir kurban arıyor.
E? Ele está a rondar as ruas à procura de outra vítima para que a cidade lhe preste atenção.
Sokaklarda mı soruşturacağız?
Vejo-te mais tarde.
Sen ve şarabın yüzünden mi insanlar ölüyor sokaklarda?
Tu e o teu vinho. É para isso que pessoas estão a morrer na rua?
Babanla sokaklarda mı uyumak istersin?
Preferes dormir com o teu pai na rua?
Halkımızı mücadelesinde terk ediyoruz sokaklarda ölmelerine göz yumuyoruz. Yardım etmek için silah yollamıyoruz yerine karını öldüren pisliklere kızını havaya uçuranlara mı? - Sus.
Abandonamos a luta do nosso próprio povo, deixamo-los morrer nas ruas, não lhes enviamos armas para os ajudar, mas os cabrões que mataram a tua esposa...
Pek sayılmaz, 4 yaşındayken beni köle olarak satmış ve bir görev vesile olana kadar da sokaklarda yaşadım.
- Na verdade, não. Ela vendeu-me para a escravidão quando tinha 4 anos. E vivi nas ruas até ser resgatado.
Dinle, sokaklarda çırılçıplak koştuğun için yakalandığın ve kefaletini ödemem sayesinde çıktığın geceyi hatırlıyor musun? Bana borçlandığını söylemiştin hani?
Ouve, lembras-te de quando foste apanhada nua em público, e eu tive de te pagar a fiança, e disseste que me devias um favor?
Diğer sokaklarda havlayan köpeklerin sesini duyuyorum da.
Porque ouvi os cães a ladrar nos arredores.
Hâlâ sokaklarda.
Continua por aí.
Burada ve şurada 3.5 gram hemen hemen sokaklarda hâkim olan miktar.
Umas doses aqui e ali, apenas quantidades de rua.
Sokaklarda satış yaparız.
Nas ruas venderia bem.
Sokaklarda satış yapacağımızı kim söyledi?
E quem disse que vamos vender na rua?
Bu arada siz de sokaklarda biraz dolaşın. Belki Finch'in ortaklarından birkaçını bulursunuz.
Entretanto, quero que batam as ruas, à procura dos comparsas do Finch.
Sokaklarda, Tyburn'e kadar sürükleyin. Orada da, herkesin görebileceği şekilde asın.
Que seja arrastado pelas ruas até Tyburn e aí enforcado publicamente à vista de todos.
Bunlar sokaklarda vurularak iyi işler çıkaran, iyi polisler.
São bons policias a fazerem um bom trabalho, e a serem mortos a tiro na rua.
Bunlar sokaklarda vurulan ve işlerinde başarılı... -... iyi polisler, tıpkı...
São bons polícias a fazer um bom trabalho e a serem abatidos nas ruas como...
Çevre sokaklarda değil.
Não está nas ruas em volta.
Adamlarımız sokaklarda mücadeleye devam ediyor.
Lutando para manter os nossos homens nas ruas.
Kolombiya'da keçilerin üzerinde gezip sokaklarda insan öldürüyoruz çünkü.
Porque na Colômbia tropeçamos em cabras e matamos pessoas nas ruas.
Ben sokaklarda yaşıyordum.
Eu estava viver na rua.
Sokaklarda gezinip bayılarak mı hayatta kalacak?
Vaguear pelas ruas, sujeito a desmaiar?
Sokaklarda çalışıyorum.
Trabalho nas ruas.
Calderon'un 80'lerde sokaklarda satılan kokainin yarısından sorumlu olduğu söylenir fakat o kadar güçlüydü ki, kimse ona dokunamadı.
Dizem que o Calderon foi responsável por metade da cocaína nas ruas durante os anos 80, mas era poderoso, que ninguém lhe tocava.
O zaman bilmelisin ki kurbanlarını evlerinde öldürdü, ara sokaklarda değil.
Então deves saber que matava as vítimas nos seus apartamentos, não em becos.
Ben Hindistan'da büyüdüm. İneklerin sokaklarda yürüdüğü ve hiç kimsenin katı vücut atığı olmayan tek ülke!
Cresci na Índia... um subcontinente inteiro onde as vacas andam na rua, e onde nunca ninguém teve um movimento intestinal sólido.
Kimin çocuğunu taşıdığını bilmez halde terk edilmiş vaziyette kış ortasında sokaklarda nâçar dolaşıyordu.
pelo homem que a engravidou. Uma grávida... a vaguear pelas ruas no inverno, ganhando seu pão, você pode imaginar.
Telsizlerden, sokaklarda, kıyafetleri yandığı için ırmağa ulaşmaya çalışan insanlar olduğu bildiriliyor.
Na rádio estão a dizer que as pessoas estão a correr pelas ruas, com as roupas incendiadas, tentando chegar ao rio.
Arka sokaklarda beni yakalamaya çalışan bir adamla sohbet?
Uma conversa com o fulano que tentou apanhar-me no beco?
Ben sokaklarda öylesine dolaşan insanları işe almıyorum.
Não ando a contratar qualquer um que apareça por aí.
Siz sadece sokaklarda, şehirde yeni bir suikastçi olduğunu yayacağız.
Por isso, só temos de espalhar a notícia de que há um novo assassino na cidade.
Bu gece sokaklarda çalışacağını sanıyordum.
Pensei que estivesses na rua esta noite.
Sokaklarda yaşadım.
Vivi pelas ruas.
Juarez'de sokaklarda büyüdü.
Cresceu nas ruas de Juarez.
Bu kadar zamandır sokaklarda takılıyordum -
Não estou preparada? Tenho andado a vaguear pelas ruas...
Bu adamın sokaklarda gezinmesini istemiyoruz ama görünüşe göre memur bey de kanunları hiçe saymış. İtiraz edemeyeceğimiz üzere.
Ao mesmo tempo, um policial parece ter feito justiça com suas próprias mãos, o que não pode ser permitido.
Su götürmez bir gerçek ki bayan Van der Woodsen son zamanlarda... Sokaklarda haber araçları var.
Há carrinhas das televisões lá fora.