Sorun olmazsa перевод на португальский
509 параллельный перевод
Eğer sorun olmazsa içeri kendim girmek istiyorum.
Se não importa, preferiria entrar sozinho.
Eğer sorun olmazsa seni bizzat buldum ve bizzat teslim edeceğim.
Eu o encontrei e o entregarei pessoalmente.
Eğer sizin için sorun olmazsa, sizinle birlikte o gecenin üzerinden bir daha geçmek istiyorum.
Se não se importa, Latour, gostaria de rever aquela noite.
Biraz suyla bir bardak viski alırım, eğer sorun olmazsa.
Preferia um uísque com muita agua.
Profesör, eğer sorun olmazsa, aşağı inmenizi, ve Kaptan Farragut ile tanışmanızı istiyorum.
Gostava de o apresentar ao capitão Farragut.
Eğer sorun olmazsa.
Isso se você não se importar.
Sorun olmazsa ona birkaç soru sormak isterim.
Queria continuar, se não lhe importar.
Eğer sizin için sorun olmazsa yüzmeye gideceğim.
Se não se importa, gostaria de ir dá um mergulho no lago.
Sorun olmazsa sizden bir iyilik isteyebilir miyim?
Posso pedir-lhes um favor? Sempre que não incomode...
Sen bilirsin, bir bardak çaya hayır demem, sizin için sorun olmazsa?
Eu gostaria de uma xícara de chá, mas não se incomode.
Albay, sorun olmazsa bu gece kalenizde kalmak istiyorum. Her yerde yatarımr.
Gostaria de passar a noite aqui, se não se importar.
Belki daha sonra, sorun olmazsa.
Talvez mais tarde, se não for incómodo.
Eğer sorun olmazsa bayanla dans etmek istiyorum.
Gostaria de dançar com a senhora, se não se importar.
Eğer sorun olmazsa sizinle gelebilir miyim Kaptan?
Alerta-me se tiver problemas?
Sorun olmazsa, dışarıda yürümeyi tercih ederim.
Prefiro caminhar um pouco,
Eğer sorun olmazsa bir iki gün bahsetmeyelim.
Vamos esperar um ou dois dias.
Ve sanırım karını yanıma alıyorum, senin için sorun olmazsa.
E acho que levo a sua mulher, se não se importa.
- Şey... çok sorun olmazsa... -... Benim uzaygemimi tamir etmeye ne dersiniz?
Se não for muito trabalho, que tal reparar a minha nave espacial?
Sizin içinde sorun olmazsa "Hizmetkar" kelimesini tercih ederim hanıımefendi.
Se não se importa, senhora, prefiro o termo "empregado".
Sizin için sorun olmazsa.
Se tu quiseres.
Bazı fotoğraflar çekmek için izin istiyoruz. Sorun olmazsa.
Gostaríamos de pedir autorização para tirar umas fotos, é tão bonito cá dentro!
Eğer bir sorun olmazsa Clark, bu koltuğu dezenfekte etmek isterim.
Se não te importares, eu gostaria de ficar com esta cadeira.
Sorun olmazsa vasiyeti okumak istiyorum, Bay Pengelley.
Se não se importa, Sr. Pengelley, gostaria de ler o testamento.
Bak, çok sorun olmazsa.. .. şuradaki gazeteyi uzatır mısın bana?
Se não for pedir demais passas-me aquele jornal?
Sorun olmazsa Laura'nın görevini devralmak istiyorum.
Quero ficar com a vez de Laura, se concordas.
Eğer sorun olmazsa telefonunu ödünç almalıyım.
Vou ter de usar o teu telefone.
Eğer sorun olmazsa, kendiminkini getirmiştim.
Juro sobre a minha, se não se importa.
Sorun olmazsa sizi tekrar kontrol etmek isterim bir ara.
Depois passo para ver como estão, se não se importa.
Bak, geldiğin için gerçekten teşekkür ederim ama sorun olmazsa çok fazla konuşmamaya çalış.
Obrigado por teres vindo comigo, mas... ... se não te importas tenta não falar muito.
- sanırım zaman geldi eğer sorun olmazsa, trenin arkasından hayatımdan geçtiğiniz gibi koşmak istiyorum
- Bem, parece que é agora. Se não se importar, eu vou correr ao lado do comboio, vendo-o a ir-se embora da minha vida.
Olayları daha fazla karmaşıklaştırmak istemediğimizi biliyorum ama sorun olmazsa sana yazmak isterim.
Sei que não queremos complicar mais do que o necessário mas, se não te importares, eu gostaria de te escrever.
Eğer sorun olmazsa akşam yemeğine gelmeli.
Ele tem de cá vir jantar connosco, se não te importares.
Eğer sorun olmazsa, birini alabilirim.
Se não te importares, gostava de ficar com um.
Rahat yataklı birine. ... senin için sorun olmazsa.
Uma caminha confortável se tens algum problema.
Sorun olmazsa seninle eve kadar yürüyebilirim.
Se não for problema, eu posso acompanhar-te.
- Sorun olmazsa burada duracak.
Ele vai estar presente, se você não se importar.
Bir hayli sarsılmış, efendim,... fakat eğer sorun olmazsa kargo ambarında yarın ders vermeyi planlıyor.
Está bastante abalada, senhor, mas está a planear dar aulas amanhã numa doca de carga, se puder ser.
Eğer sorun olmazsa.
Fica. - Se estiver de acordo.
Tabii senin için de sorun olmazsa Şef.
Se o chefe não se importar.
eğer çok fazla sorun olmazsa alt ranzada yatsam sakıncası olur mu?
Nesse caso, se não for muito incómodo, importas-te que fique com o de baixo?
Eğer sorun olmazsa, arabaya bir bakabilir miyiz?
Se não se importar, podemos dar uma vista de olhos ao carro?
- Sorun olmazsa. - Sorun değil.
Se não se importa Tudo certo.
Sorun olmazsa sizinle bir süre yürümek istiyorum...
Não se preocupe comigo.
Tabii. Sorun olmazsa nereye gittiğini sorabilir miyim?
Como era a sua bolsa de dinheiro?
- Sorun olmazsa.
- Se não for incomodar.
Sorun çıkaran olmazsa aletini donundan çıkarmayacak.
Se todos se portarem bem, ele não saca do "coiso".
İmzan olmazsa sorun çıkabilir.
Não saio daqui se não o fizeres.
ödüllü oyun alanı eğer sizin içinde bir sorun olmazsa Bart'ı fiziksel çalışma cezası ile cezalandıracağım.
Se concordar, eu gostava de castigar o Bart com uma pena de trabalho físico.
Kalabalık olmazsa sorun yok.
Desde que não tenha gente perto.
Olmazsa da sorun değil.
Se não, tudo bem também.
Sorun olmazsa, ben daha hızlı yapabilirim.
Eu deveria ter me lembrado disso.
olmazsa 30
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22
sorun bu değil 89
sorun bu 79
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22
sorun bu değil 89
sorun bu 79