Süpriz перевод на португальский
646 параллельный перевод
- Hiç süpriz olmadı.
- Não me surpreende.
Olağanüstü bir deney, sana süpriz yapmak istememin yanında... ben ve çalışmamı kabul ettirmek istedim.
É uma experiência fantástica, com que te queria fazer uma surpresa, que me firmaria a mim e ao meu trabalho.
Bu hoş bir süpriz.
Isto é uma surpresa agradável.
Düşmanla karşılaşmadan evvel Spartalılar'a süpriz yapacak ve onları canlı yakalayacaklar.
Pouco antes do contacto com o inimigo, eles surpreendem e matam os espartanos.
- Ne kadar kötü bir süpriz
Que surpresa tão desagradável.
" Belki de bu süpriz değil... bu kadar değişik ulustan katılımcılar olduğu için.
"Não é de surpreender, visto participarem tantas nacionalidades."
Sana bir süprizim var. Süpriz mi? Süprizlere bayılırım.
Mas esta não é uma boneca qualquer, Vossa Excelência.
Benim için süpriz oldu.
- Surpreendes-me sempre.
Süpriz oldu da. Eski ofisinize gitmiştim ama burada olduğunuzu söylediler.
Fui ao seu escritório antigo, e disseram-me que se tinha mudado para aqui.
Büyük bir süpriz.
Que grande surpresa. Disfarçaram bem.
Yaşamım süpriz.
A minha vida é uma surpresa.
Demek iki süpriz olacak. Benim de size bir süprizim var çünkü.
Serão duas surpresas... porque eu também tenho uma para você.
Bu ne süpriz!
Que surpresa.
Hadi süpriz yapalım. - Tamam!
- Vamos fazer uma surpresa.
Bu büyük saldırı Maginot hattını yardı, müttefikler için büyük süpriz oldu, ve saldırıda cephe ikiye bölündü.
Esta principal energia blindada ultrapassa a linha Maginot, apanhando os Aliados completamente de surpresa, e ameaçando cortar a frente em duas.
Eğlence ve süpriz mağarama hoş geldiniz.
Bem vindos à gruta da folia e surpresas.
Benim için süpriz oldu, ama yalnız olduğum için endişelenmesi boş yere değildi.
Fiquei surpreendida, mas não alarmada, por ele ter chegado só.
- senin için bir süpriz oldu!
- Uma sorpresita para ti!
Süpriz, süpriz!
Surpresa, surpresa!
Büyük süpriz, baba.
Grande surpresa, Papá.
- Nasıl oluyorsa her defasında ikna edici bir görüş ortaya atıyor ve önüme "özel süpriz" diye bir yem atıyor.
Ele acaba sempre por arranjar um argumento convincente. E estende-me uma "cenoura", como esta surpresa especial.
Süpriz olmasını istiyorum.
Quero que seja uma surpresa.
Ne süpriz!
Que surpresa!
- Bir süpriz.
- Uma surpresa.
Anne bilmek istermisin, Dün gece ki süpriz kimdi?
Mãe, sabe onde o encontrei esta noite?
Senin için süpriz mi oldu?
Assustei-te? Sim.
Bu büyük bir süpriz.
- Papá! É o senhor! Isto é uma grande surpresa.
Klane kardeşler ne kötü bir süpriz!
Os Klane. Que surpresa desagradável.
- Hayır. Biz- - Biz süpriz yapmak istedik
Somos uma espécie de surpresa.
Bu ne güzel bir süpriz böyle
Que agradável surpresa.
Bunun süpriz olması gerekirdi.
Era para ser uma surpresa.
Bu ne süpriz.
Que surpresa.
Asıl süpriz bu.
Isto é uma surpresa.
Yine süpriz peşinde.
Bem, ele está para ter uma surpresa.
Sondaki süpriz yumruğunuz takdire şayandı.
Aquele soco surpresa no final... aquilo foi inspirador.
Brown'dan bir süpriz geliyor ve oyunun ortasında "Vahşi şey", i oyuna alıyor.
Uma surpresa de Brown, que faz entrar o "Selvagem", que tem tido problemas com os Yankees.
- Ne süpriz ama.
- Vejam o que o gato trouxe na boca.
Oyunun adı süpriz.
O nome do jogo é surpresa.
Süpriz, süpriz.
Surpresa, surpresa.
- bu ne güzel süpriz, Johnny!
Mas que bela surpresa, Johnny!
Sana güzel bir süpriz piknik hazırladık, bizi davet ettin şimdi de gitmek istediğimiz yere sürmüyorsun.
Convidas-nos, e agora nem vais onde quero ir.
Bir süpriz ha?
Uma surpresa?
- Süpriz!
- Surpresa!
Süpriz.
É uma surpresa.
Süpriz!
Surpresa!
Ne süpriz ama!
Que surpresa!
- Bu ne süpriz!
Pois.
Ah, ne güzel süpriz.
- Que boa surpresa.
Süpriz değil bu, kardeşlerim..
Não fiquem surpreendidos, irmãos.
Süpriz.
Está surpreendido?
Süpriz saldırı.
Ataque de Surpresa.