Tacız перевод на португальский
300 параллельный перевод
Onu ve tacınızı kurtaracaksak derhal harekete geçmeliyiz!
Para a salvarmos, temos de agir já!
Tacınızı ve gerdanlığınızı takmıştınız.
Usou o seu diadema e um colar.
İşte bu yüzden, bu taç giyme gününde işgal edilmiş Rus topraklarını geri almak için yola çıkacağız.
Recebemos a coroa para reinar também sobre essas terras russas que por enquanto se encontram submetidas a outros estados.
İnsanların çağrısıyla... sınırsız güç elde edeceğim. Yüce görevimi tamamlamaya imkan veren yeni bir taç giyme töreni gibi olacak.
E a chamada de todo o povo outorgar-me-á um poder ilimitado, uma nova unção por uma causa nobre e sem quartel.
Benim başıma meyvasız bir taç oturttular, elime kısır bir asa tutuşturdular. Ben kral babası olamayacağıma göre tacı da asayı da alacaklar elimden.
Sobre a minha cabeça elas colocaram uma coroa infecunda... e no meu punho um cetro estéril... que será arrancado pela mão de um intruso.
Davacı elmas bir baş süsü, bir taç çaldığınızı söylüyor.
A queixosa alega que lhe roubou uma joia de diamantes, uma tiara.
Elmas tacı çaldınız mı, çalmadınız mı?
Roubou ou näo a tiara de diamantes?
31 Ekim Cadılar Bayramı'nda Ralıdac Bayramı Kraliçemizin tacını takacağız.
O próximo Halloween Vamos coroar a rainha das Neewollah.
tacında altın, elmas, yakutlar takılı olsa da hiçbiri parlamayacak bu gece bizim bulduğumuz yıldız gibi.
embora a tua coroa esteja repleta de rubis e diamantes cobertos com ouro nada brilhará mais como a estrela que vamos encontrar esta noite
Küçük Ned *, senin için amcaların ve ben zırh kuşanıp nöbet tuttuk kış gecelerinde, yürüdük yazın kavurucu güneşi altında, huzur içinde tacı giyebilesin diye.
menino, por você, seus tios e eu temos vigiado nas noites de inverno carregados com as armaduras, temos suportado o calor forte do verão, para que você pudesse usar a coroa em paz.
Madem ki benden daha yakışıklı olanları ezmek, azarlamak ve yönetmek dışında bu dünya zevklerinden tat almam olanaksız, ben de tacı ele geçirme düşünü kendime cennet yaparım.
Assim, visto que não tenho nenhum prazer neste mundo, salvo mandar, controlar, ou superar a pessoas melhores que eu mesmo, farei meu céu ao sonhar com a coroa.
Bence şimdi uygun olan, küçük Prensin ufak bir muhafız birliği refakatinde....... Ludlow'dan Londra'ya getirilmesi ve taç giyerek kralımız olmasıdır.
Me parece oportuno que se busque com reduzido séquito o jovem príncipe que está em Ludlow, para conduzi-lo a Londres para ser coroado novo Rei.
Peki Gloucester amca, kardeşim gelince taç giyene kadar nerede kalacağız?
Dizei-me, tio Gloucester, se o nosso irmão chegar, onde moraremos nós até sermos coroados?
Şimdi, biliyorum ki o Tudor Richmond'ın gözü ağabeyimin kızı Elizabeth'te. Bu birleşmeyle tacı ele geçirmeye hevesleniyor. Ama önce şu kıza ben bir gideyim de gönül kazanmak nasıl olurmuş göstereyim.
Agora, sabendo que Richmond Tudor pretende a jovem Elizabeth, a filha do meu irmão, e que, com esse enlace, ambiciona ao trono, farei-lhe a corte... como um galante apaixonado.
Tacınız yanınızda mı?
Po acaso não tem aí a sua coroa?
Bütün savaşlar gibi, sizin savaşınız da yıkımı ve ölümü baş tacı eder.
A sua guerra, como todas as guerras, rejubila com a devastação e a morte.
Tacını istemişsin kızım.
Quer a tiara.
Bu üç taç, yıllardır kayıpmış. Ben diyorum ki, majesteleri, uzun bir sefer ayarlayabilirsek onları bulmamız mümkün olabilir.
As três coroas estão perdidas há muitos anos mas acho, senhor, que se organizássemos uma boa expedição seria bem possível encontrá-las.
Hepsi senin... Taç, kız ve bütün bu kirli işler. Bu kadarı yetmez mi?
Dou-te a coroa, a rapariga e todo o resto.
İspanya ile bağlarımızı yok edelim ve Don Fernando de Guzman'a El Dorado İmparatorluğu tacını takalım.
Cortemos os nossos vínculos com Espanha e coroemos Don Fernando de Guzman como imperador de El Dorado.
O bıçak ve kan ve her şey... ve elinizi bir taç gibi tutuşunuz ve izleyicinin soluğunu tutmasına yol açmanız.
O punhal, o sangue, a forma como levantou a mão...
Hepimizin hayaller ve umutlarla dolu olarak, prensimizin taç giyip iktidara gelişini alkışladığımız günden beri.
Isto é, desde o dia em que, cheios de ilusão e de esperança, vimos e aplaudimos o nosso jovem príncipe a ser coroado e a assumir o comando do país.
Kral Richard'ın tacı soylu kaşınızın üzerinde nasıl da güzel duruyor.
E que bem que vos assenta a coroa do Rei Ricardo!
Boğazına bakacağım, kafatası filmlerini çekeceğim. CAT taraması yapacağım, arteriyogram filmi de çekebilirim. Bir de şu EEG çıkışlarına tarafsız biri baksın istiyorum.
Fazes exames à garganta, raios-X do crânio, um TAC, talvez até um arteriograma... e gostava que alguém imparcial analisasse os registos do EEG.
Bizim TAC adamlarımız bunları giyiyor.
Os nossos tipos TAC usam isto.
Bilardoya tek başına giden bir adamımız var.
Temos um homem da equipa TAC a entrar num salão de bilhar.
Childeric'i tahtan indiren Kral Pepin... Kral Clothair'ın kızı Blithild'den doğmasından dolayı... Fransız tacının varisi olduğunu söyleyip tacı almıştır.
O rei Pepino, que depôs Childerico... alegou ser herdeiro por ser descendente de Batilde... filha do rei Clotário, reivindicando assim a coroa da França.
Raketlerimizi bu toplara uydurduğumuzda... Tanrı'nın izniyle, Fransa'da babasının tacını... büyük tehlikelere sokacak bir set oynayacağız.
Ao ajustarmos nossas raquetas a estas bolas... na França, com a graça de Deus, jogaremos uma partida... que lançará na rede a coroa de seu rei.
Yüce Tanrı'nın adıyla... kendiliğinizden bir kenara bırakmanızı istemektedir... Tanrı'nın nimeti, tabiatın... ve doğanın kanunlarıyla kendisine... ve varilerine ait olan ve ödünç aldığınız ihtişamları... yani tacınızı.
Em nome de Deus Todo-Poderoso... ele deseja que vos despojeis das glórias emprestadas... que, por dádiva do céu, pela lei da natureza e das nações... são dele e de seus herdeiros.
Üçüncü Edward'dan geldiğini kabul ettiğinizde... dolayı olarak kendisinden, gerçek ve yasal varisten... esirgenmiş tacınızdan ve... krallığınızdan ayrılmanızı istemektedir.
E, ao verdes que ele descende directamente... do mais afamado de seus ancestrais, Eduardo III... ele ordena que abdiqueis coroa e reino... indevidamente tomados dele, o legítimo aspirante.
Kanlı bir saldırı... zira tacı yüreklerimize bile saklasanız... onu ele geçirecektir.
Um confronto sangrento. Mesmo que escondêsseis a coroa em vossos corações... ele conseguiria pegá-la.
Bir CAT taramasına ihtiyacımız var ama burada gerekli ekipmanımız yok.
Precisamos de lhe fazer uma TAC e não temos equipamento para tal, cá.
Bu geceki hikayem kanınızı donduracak. Hikayem başına taç alabilmek için para peşinde koşan bir zengin avcısı hakkında.
O conto desta noite é uma punhalada certeira de suspense sobre uma caça fortunas que queria grandes notas para comprar colares e pulseiras.
Bizim için yılın en önemli günündeyiz.. Ve bu tacı en çok hak edeni bulmalıyız.
Este é um dos dias mais importantes e precisamos de alguém que mereça o título.
- işte tacınız burada majesteleri - benden uzak dur!
- Aqui tens a coroa, Sua Majestade! - Afasta-te de mim!
Kızınız, sunuculuğu Palyaçu Krusty`nin yapacağı Güzellik Yarışmasında. taç giyebilir.
A sua filha poderá ser coroada "A pequena Miss Springfield" pelo... mestre da paródia, Krusty, o palhaço!
Binbaşı, tacımızın mücevherini size takdim edebilir miyim?
Major, posso apresentar-lhe a jóia na nossa coroa?
Bir gülünki gibi kırmızımsı bir renk, pembe ve soluk ve taç yapraklarını açması için güneş benzeri bir sıcaklıkla ikna edilmiş olmalıdır.
O matiz, como o da rosa, róseo à pálido... Ela deve ser persuadida a se abrir com ardor... como o do sol.
CT taramasına sevk emri verecek kadar enerjik olduğunuza göre röntgen toplantısına katılacak kadar da enerjik olmalısınız.
Se pode marcar um TAC também pode assistir a uma conferência sobre Raios-X.
O tacı alacağız ve sen ona engel olamayacaksın.
Vamos jogar para a coroa e não podes impedi-la.
Omurga röntgeni çekilsin, göğüs ve kafa CT'si, karşılıksız.
Quero uma radiografia cervical, torácica e um TAC sem contraste.
Kor Sabak'ın zırhından daha saygın ve İmparatorun tacından bile çok imrenilen.
- Mais reverenciado que a armadura de Sabak e mais cobiçado que a coroa do Imperador.
Fakat aklımız öyle savaştı ki yüreğimizle matem içinde sağduyumuzu yitirmeyip hep onu düşünmekle beraber kendimizi de unutmayalım diyoruz artık. Onun için, eskiden kardeşimiz bugün kraliçemiz bu yiğit memleketin taç ortağı olan kadın yaslı bir sevinçle bir gözümüz ağlayıp bir gözümüz gülerek düğünde cenaze, cenazede düğün türküleri söyleyerek acıyla tatlısını birleştirmesini bilerek eş ettik kendimize, evlendik.
Portanto, esta, que já foi nossa irmã, agora nossa rainha... soberana deste estado guerreiro... tomamos, pela ocasião, com alegria abatida... com um olho esperançoso e outro lacrimejante... com júbilo e exéquias, num enlutado matrimônio... com iguais medidas de deleite e dor... como nossa esposa.
O bir katil ve alçak senin önceki efendinin onda birinin, yirmide biri olamayacağı bir sefil kral kılığında rezil bir soytarı hem krallığı hem devleti soyan ve bunun üstünde değerli tacı çalıp cebine koyan bir hırsız.
- Um assassino, um vilão... que não vale um vigésimo do vosso antigo senhor... escória dos reis, saqueador do império e do poder... que roubou da estante a preciosa diadema, embolsando-a!
Uzaktan yakından suçlu görürseler bizi tacımız, tahtımız, canımız senin olsun. Evet, neyimiz varsa al ceza olarak. Ama suçumuz yoksa sabrını esirgeme bizden birlikte çalışalım canla başla dileğini yerine getirmek için.
Se nos acharem culpado mesmo indiretamente... cederemos nosso reino, nossa coroa, nossa vida... e tudo o que chamamos de nosso para te compensar... caso contrário, contentar-te-ás em ser paciente... e nós te ajudaremos a apaziguar tua alma.
Kafasının tomografisini çekip krize sebep olabilecek lezyonlara bakacağız.
Vamos fazer-lhe um TAC à cabeça para excluir eventuais lesões causadas pelo ataque.
Sana bir tomografi yapacağız.
Não? Está bem. Vamos fazer um TAC.
- Tomografimiz, MRl'ımız yoktu ve... ... serumlarımız camdan yapılmıştı.
- Não tínhamos TAC nem RM e as garrafas de soro eram de vidro.
Boyasız kafa tomografisi çekelim.
Vamos pedir uma TAC não-contrastante à cabeça.
- Kafa tomografisi, kontrastsız.
- TAC à cabeça, sem contraste.
Gelininize taç giydireceğiniz ve krallıklarımıza katılacağınız yer burası... daha iyisi için veya daha kötüsü için.
Aqui é onde vais coroar a tua rainha e unir os nossos reinos. Para o melhor e para o pior.