Tarif перевод на португальский
3,542 параллельный перевод
Hangi kelime tarif eder bilemiyorum.
Não sei qual é a palavra.
Tarif etmek gerekirse düzensiz.
Que era, admito, errático.
Çocuklar, çetecilere saldıran kişiyi "Drakula gibi giyinmiş bir adam" olarak tarif ettiler.
As crianças descreveram quem atacou o gangue como... "um homem vestido como o Drácula".
Adamı tarif edebilirmisiniz, Bayan Scott?
Pode descrever o homem, Sra. Scott?
Grace gördüğüm korkutucu şeyleri tarif etmem imkansız.
Grace não posso começar a descrever os horrores que vi.
Bir Kraliyet pitonunu tarif ediyor.
Ela está a descrever uma Python regius.
Burada tarif edildiği gibi bir arazi yok.
Mas a terra que descreve não existe.
Ted, nasıl tarif etsem de tam olarak anlasan?
Depois, há outro grupo especial no corredor que olham para ti, como se olhassem... como te hei-de descrever, Ted... Será que tu entendes mesmo?
Acaba bize kızınızı tarif edebilir- - - Yani boyunu, kilosunu... - Boyu 1.65...
Podia por favor dar-nos uma descrição da sua altura e peso... 1,68 m...
Locadan atlayan adamın görünüşünü tarif edebilir misin?
Pode descrever o homem que saltou do camarote?
Görmeden önce onu tarif edeyim.
Deixem-me descrevê-la antes de ser vista por mim.
Keşke tarif edebilseydim...
Gostaria de poder descrever...
Adamı tarif et bana.
Diz-me como é esse homem.
Bana tarif et o adamı.
Diz-me como ele é, Kenny.
Hayır, Kenny. Adamı tarif etmen lazım...
Não, Kenny, preciso de saber como é o homem...
Tamam, Pazar günü arar yolu tarif ederim.
Ligamos-te no domingo com instruções.
Aşkı üç kelimeyle tarif et.
Descreve amor em três palavras.
- O anı biraz daha tarif eder misin?
Continua a descrever essa memória.
Bu kadının son üç dört gündeki dayanma gücü tarif edilemez.
A resistência desta mulher nestes últimos... três ou quatro dias tem sido... indiscritível.
Ne dediğini bile hatırlamıyorum. Ama sözleri beni sarstı. Tarif edemem.
Eu mal me lembro do que ele me disse, mas... as palavras dele mexeram comigo.
Maktulün tarifini bir daha söyler misin? Tam bir tarif alamadık. Beyaz bir erkek, siyah saçlı, ten rengi ve yaşı bilinmiyor.
Dá-me... a descrição de novo, por favor.
Ajan Bartholomew'in ruh halini nasıl tarif edersin?
Como descreves o humor do Agente Bartholomew?
Bu yeni tarif işe yarayacak.
Esta nova receita vai resultar.
Elmalı bir tarif buldum.
Encontrei uma com maçãs.
Bana onu tarif edebilir misin?
Consegue descrevê-lo?
Gideon artık yalnız değil ve Matador da ortaya çıkmayı riske atmayacaktır o yüzden o bize onu yakalayabileceğimiz yeri tarif ediyor.
- Mas... o Gideon já não está sozinho... e o Estripador... não vai arriscar expôr-se, por isso ele está... Está a dizer-nos como apanhá-lo.
Updike size daha önce hiç tarif edilmemiş bir görüntü verir.
Updike mostrou-vos uma imagem que nunca tinha sido descrita antes.
Tarif ettiğine göre, Valeria Messalina'yı görmüşsün. İmparator Claudius'un karısı. Tarihte adı en çok duyulan nemfomanyak.
Pela sua descrição, deve ter sido Valeria Messalina, a esposa do Imperador Cláudio, a mais conhecida ninfomaníaca na história.
O ruh hâlimi sadece cinsel olarak tarif edebilirim.
Só posso descrever o clima como sexual.
Kadının bana tarif ettiğiyle Nate yüzünden yaşadıklarımın neredeyse aynı gibi bu yüzden benimle burada buluşmayı kabul etti fakat bu güya yarım saat önce olacaktı.
A forma como ela descreveu parecia idêntico com o que estou a passar com o Nate, então aceitou encontrar-me aqui, mas era... Há meia hora atrás.
Ben kimseyi görmedim. Kimseyi tarif edemem.
Não vi ninguém que pude identificar.
Karen, nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum bile.
Karen, nem sei como descrever. Sim.
Özel tarif.
Uma receita especial.
Ve tarif ettiğin yastık senaryosu beni son derece zayıf gösterecek.
E todo esse cenário das almofadas que descreveste parece profundamente enfraquecedor.
Urban Dictionary "diva" kelimesini şöyle tarif ediyor.
O dicionário urbano online define "diva" como sendo
O kadar güzel ki sadece şöyle tarif edilir : "Felaket güzel."
É tão boa, que a única forma de a descrever é : "Foda-se, tão bom".
Polisi ara ve onlara tipini tarif et.
Devíamos ligar à polícia.
Kadını biraz tarif eder misin?
Pode descrever-ma?
Walter'ın tarif ettiği açıya bakılırsa bence o ev Brooklyn'de. Eskiden köprünün olduğu güneydoğu yakasında bir yerlerde.
Com base no ângulo da vista que o Walter descreveu, diria que o prédio é em Brooklyn, algures perto da base sudeste da ponte.
Çok güzel tarif ettiniz.
Descreveu muito bem.
Kendini tarif edecek bir kelime söyle bana.
Descreve-te numa só palavra.
Onları tarif edecek tanıklardan çekinmemişler yani, bir olay hızlı ve vahşiceyse, kimse bir detay hatırlamaz.
Eles não se preocuparam em ter testemunhas que os pudessem descrever. Bom, se alguma coisa é rápido e brutal, ninguém se lembrará dos pormenores.
Ama fazla umudum yok benim. Adamı tarif etti ama emin olduğu tek şey boyuydu.
A parte mais esclarecedora da descrição é a altura, e ele vai estar num carro, sentado.
Ayrıca, o çok detaylı tarif edilen arabamızla ilgili herhangi bir hız cezası da bulamadık.
E, não temos multas por excesso de velocidade emitidas para nenhum carro que corresponda à nossa muito "detalhada" descrição.
Çok iyi tanıdığım birini tarif ediyorum sanki.
Estás a começar a soar a alguém que eu conheço.
Şu adamı tarif etsene.
Descreve-me esse sujeito.
Bu mekânın nasıl koktuğunu size nasıl tarif edebilirim?
Como eu posso descrever o odor daqui?
Çok etkili bir sahneyi tarif ettiniz.
Descreveu uma cena muito poderosa.
- Arabayı tarif edebilir misiniz?
- Consegue descrever o carro?
Onu bir şekilde tarif etti mi?
Descreveu-o de alguma forma?
Aslında, sana tarif ediyor.
- Na verdade, está a dizer-te a ti.