Tören перевод на португальский
1,567 параллельный перевод
Tören yarım saat sonra biliyorsun, değil mi?
A cerimônia é em meia hora, sabe, não?
- Tören mi?
Tão linda... - A cerimónia?
Musevi dinine geçişini belirten tören.
A cerimónia que marca a nossa conversão ao Judaísmo.
Bak, ufak bir tören olacak ama gerçekten orada olmanı istiyorum.
Vai ser uma cerimónia pequena, mas quero muito que vás.
Küçük bir tören olacak.
Será uma pequena cerimónia.
Tören yarın ama onu bu geceden yukarı çıkaracağız. Çünkü sabah böyle bir şeyle uğraşmayı istemezsin.
O velório é amanhã, mas vamos pô-lo lá em cima esta noite, para não termos de nos preocupar na manhã do velório.
Boş bir tören sadece.
É apenas um ritual vazio.
Bu tören, Aramaların sonuçlandığı manasına geliyor. ... Fakat Lex'in ortadan kayboluşu ile ilgili, Cevaplanmamış bir sürü soru var Umarım bir gün, Bu sorular cevaplanır.
Estes rituais servem para encerrar um capítulo, mas há muitas perguntas sem resposta no desaparecimento do Lex, perguntas que espero virem a ser respondidas, um dia.
16. yy. Samuray Savaşçıları tarafından kullanılan, Bir tören silahıydı.
Era uma arma para cerimónias usada por um grupo de samurais do Séc.
- Sadece tören sırasında, değil mi?
Só durante a cerimónia, certo?
Tören çok güzeldi.
O serviço foi muito bonito.
İki kez Ordu Gümüş Yıldız madalyasına layık görülen Yarbay Carver özel bir tören ile kızı tarafından toprağa verilecek.
Cor. Carver, duas vezes vencedor da Estrela de Prata do Exército, será sepultado pela filha, numa cerimónia particular.
Dinle, küçük bir tören istediğini biliyorum ama söz veriyorum bu çok özel olacak.
Ouça, eu sei que queria uma cerimónia mais reservada, mas prometo-lhe que vai ser especial.
Tören cübbesi.
Robe de honra cerimónial
Tören banyosu.
Banho de honra cerimonial.
İsrail'de sekiz ay çalışmış, onra da internetten ders almış ve dinler arası tören yöneticisi olarak atanmış.
depois tirou um curso na Internet e foi ordenado pastor.
5. sınıfa geçiyor. - Bu bir tören.
Ele vai passar do 4º para o 5º ano.
Davetsiz katılacağımız bir tören var.
Temos uma coroação para boicotar.
Kirli polislerdi ve öldükleri için şimdi tören yapılıyor.
Eles eram considerados corruptos e, no entanto, celebra-se as suas mortes.
- Havamız yerindeyken, genelde tören yapardık.
- Venha, vamos! - Vamos! Quando nos dava vontade, organizávamos um desfile.
- Dandy tören üniformalarımızı giyerdik.
Colocávamos o uniforme de Dandi.
Luce, insanlar sahte tören için hazırlanırken seni kraliçe ya da başkan olarak takdim etmelerine ne dersin?
Luce, já que haverá gente a actuar. Tu sabes, cerimónias falsa e isso... Porque não fazes com que
Güzel bir tören istedi...
Queria um funeral decente.
Tören yarın, sonrasında da erkekler için ziyafet partisi var. Sahi mi?
Ensaiamos amanhã e, depois, fazemos a despedida de solteiro.
Ayrıntılı bir tören istemezdi.
Ele não ia querer uma cerimónia elaborada.
İlk tören burada olacakmış.
Eles vão fazer uma cerimónia pequena aqui no templo.
Gidelim mi? Tören başlıyor.
A cerimónia está a começar.
- Tören çok güzeldi.
- Aquela cerimónia foi tão bonita. - Sim.
Ne harika, nefis bir tören değil mi?
Foi uma cerimónia muita rara e bonita, não foi?
Genovia geleneğine göre yanan oku tören çemberimden geçirmeliyim ve bu benim taç giydiğim gece yapılacak.
Para cumprir uma tradição, tenho que lançar uma flecha em chamas pelo arco cerimonial, ritual que acontecerá na véspera da minha coroação.
Sarayda bir yerde prenses Mia, hayatını ebediyen değiştirecek bu tören için son hazırlıklarını yapıyor.
Algures no palácio, a Princesa Mia prepara-se para a cerimónia que mudará a sua vida para sempre.
Bayanlar, bu tören sadece düğüne davet edilenler içindir.
Senhoras, este casamento é só para convidados.
İki Çamlar Tören Kilisesi'nde gerçekleşen ve tüm bu kanlı hikâyeyi başlatan olay artık çoktan efsane olmuştu.
O incidente que aconteceu na capela do Two Pine, e que colocou em movimento toda esta sangrenta história, transformou-se numa lenda. "Massacre em Two Pines."
Yerel TV haberlerinde ise "Texas, El Paso Tören Kilisesi Katliamı," dendi.
"O massacre do casamento na capela de El Paso, Texas." Como aconteceu?
Bunun resmi bir tören olması gerekirdi. Etraftaki ahali için kusura bakma.
Isto deveria ter sido feito formalmente.
Tören yok. Kafasında bir delik. Nokta.
Sem cerimonias, tiro na cabeça e pronto.
Aynı gün, tören başlamadan.
Nesse mesmo dia, quando a promoção, estava para começar.
Yine de tören ve bekarlığa veda partisi olacak. Bekarlığa veda partisi mi?
Vamos ter uma cerimónia e uma despedida de solteiro.
Merhumlar adına tören saat 11 : 00'de güvertenin ön tarafında başlayacaktır.
As exéquias fúnebres... As exéquias realizam-se às 11h00 no hangar da proa.
- Tören kıtası, hangara gidin.
A guarda de honra deve apresentar-se no hangar.
- Bütün tören babamın fikriydi.
Esta cerimónia foi ideia dele.
- Olmuyor. - Tören kılcını saplayabilirsin.
Pode colocar a espada da cerimónia.
Tören nasıldı?
Como foi o serviço?
Tören başlayıversin.
Deixe começar!
nasıl bir tören istediğini düşündün mü?
Já pensou no tipo de cerimónia que quer?
Tören için rahiple irtibat kurmamızı ister misiniz?
E quer que contactemos um clérigo para a cerimónia fúnebre?
Düşününce, bu tören de aynı şey.
Se pensares bem, esta cerimónia faz exactamente o mesmo.
Bence ailemizin ve arkadaşlarımızın önünde bir tören yaparsak, daha gerçek görünür.
Só acho que uma cerimónia qualquer com a família e os amigos formalizaria mais a união.
Bence tören planlama havasına girmenin zamanı değil.
Não creio que seja a melhor altura para entrar numa de planos.
Anlaşılan tören için bir gün erken gelmişim.
Pelos vistos, vim um dia antes da cerimónia.
- Tatlım, saat 3'te tören var. Evet, tamam.
- Entao o negocio esta bom?